Yazıma geçtiğimiz günlerde İdlib’de şehit olan askerlerimizi anarak başlamak istiyorum. Başta şehit aileleri olmak üzere, her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başı sağ olsun.

***

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada fazlasıyla ses getiren bir video paylaşıldı. Videoda 10 yaşında bir çocuk “Aristokles”in Devlet, Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi gibi kitapları okumuş, ayrıca nihilizm gibi felsefi görüşlerden bahsedebilecek kadar da felsefe alanında “yetkinliğe” sahip olmuş gibi gözüküyor. -en azından sosyal medyaya yansıyan bu oldu-

Medya kısmından başlayarak olayı ele alalım. Çocuğun medyadaki yansıması küçük bir “filozof” olduğu yönündeydi -Yansımadan kastettiğim insanların yorumları değil, televizyon kanallarının ve gazetelerin attığı manşetler-. Filozof kelimesinin anlamına göz attığımızda “Felsefeyle uğraşan ve felsefe biliminin gelişmesinde katkıları olan, felsefede çığır açan kimse, düşünür.” sonucu karşımıza çıkıyor, bu da kesinlikle bir abartı olduğunu gösteriyor. Sanki medya, bir anda sosyal mecrada yayılan bu çocuk için bir göz boyama çalışması yaparak gündemi meşgul ediyordu. İnsanların da oluşturulan bu gündemle alakadar olması ve bunu sürdürmesi de gözümden kaçmadı.

***

Sosyal medyada bu konuyla alakalı milyonlarca yorum yapıldı. Kimi benim gibi gündemin meşgul edildiğini düşünürken kimi de çocuğun kesinlikle “filozof” olduğunu vurguluyordu. Öyle ki bunu bir kıyamet alametiyle ilişkilendirenler bile vardı -yorum 150 tane yanıt almıştı, sosyal medyanın tehlikesini o an hissettim diyebilirim-.

Öncelikle arkadaş Platon’dan “Aristokles” diye bahsediyor, “Platon ve Eflatun diye de bilinir” şeklinde bir ekleme yapıyor. Öncelikle Platon’un kitaplarında Aristokles isminin kullanılmadığını biliyoruz. Bunu bir yerden öğrenmiş olduğu ihtimalini de hesaba kattığımızda şu soru geliyor benim aklıma: O eklemeyi neden yapıyor? Bende önceden bir şeylerin ezberletildiği ve kamera karşısında söyletildiği ihtimalini uyandırdı. Bunu söylemesi ile sosyal medyada ilgi odağı olması bir oldu. Daha tuhaf bir durum var, genelde haftalık yayın akışı öncesinden belli olan televizyon kanallarından biri de ne hikmetse ertesi günü çocuğu ve ailesini konuk etti. Düşünülmeli derim.

***

Çocuğun hareketlerine bakıldığında son derece saygısızca davrandığını görüyoruz. Annesini susturması, canlı yayın esnasında anne ve babasının sözünü kesmeye çalışması gibi etmenler de araya girince fazla özgüvenli bir çocuktan ileriye gitmediğini gördüm.

***

Sonuç olarak gündemi işgal etme çabası olan bu arkadaşın gündemden kalkması için çok daha ağır bir gündemin gerektiğini de maalesef görmüş olduk. Biz de bu yazıyı yazarak gündeme getirmiş olduk lakin farklı bir bakış açısı yakaladığımızı düşünüyorum.