Mide bulandıran olay, Sakarya’da yaşandı. Anne G.Ç., şüpheli baba E.Ö.’den 2017 yılında kendisini aldattığı gerekçesi ile açtığı dava sebebi ile boşandı. Boşanma sürecinden sonra 4 yaşındaki küçük kız çocuğunun velayeti annesi G.Ç.’ye verilirken, babası ile de görüş günleri belirlendi. Bu süreçte kızı 4 yaşındayken farklılıklar sezen anne G.Ç., çocuğunun kendisine anlattığı olay üzerine şok oldu. Babasının, öz kızına cinsel taciz ettiğini öğrenen anne soluğu savcılıkta aldı. 26 Kasım 2020 tarihinde anne G.Ç., şüpheli bir babanın 4 yaşındaki öz kızına karşı özel bölgelerine dokunmak sureti ile cinsel tacizde bulunduğu iddiası ile kendisini öldürmekle tehdit eden eski eşi E.Ö. hakkında suç duyurusunda bulundu.

ANNE VE KIZ KORUMA ALTINA ALINDI
Mağdur kız ve anne kendi başvuruları doğrultusunda koruma altına alınarak kadın sığınma evine yerleştirildi. Tehdit ve takiplerini sürdürdüğü iddia edilen şüpheli baba hakkında ise evden uzaklaştırma kararı verildi. Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma sırasında mağdur çocuk hakkında Çocuk İzlem Merkezinde Asli Görüşme Değerlendirmesi yapılarak psikologdan rapor alındı.

BABANIN EYLEMLERİNİN MEŞRULAŞTIRILDIĞI RAPOR ŞAŞIRTTI
Psikolog tarafından, “Tarif edilen dokunmanın çocuğun ruhsallığını olumsuz etkileyecek bir dokunma olduğu, fakat çocuğun duygu durumundan ve anlatımından babasının bunu cinsel içerikli bir dokunma olarak gerçekleştirmediği düşünülmüştür” raporu hazırlandı. 4 yaşındaki kız çocuğunun ileri sürülen eylemler neticesinde ruh sağlığının olumsuz etkilendiği tespit edilirken, yine ruh sağlığını bozan dokunmaların cinsel içerikli bir dokunma olmadığı ileri sürülerek babanın eylemlerinin meşrulaştırıldığı rapor adeta şoke etti.

GÖZÜ YAŞLI ANNE ADALET İSTİYOR
Rapor üzerine, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kendi öz kızına taciz eyleminde bulunduğu ileri sürülen şüpheli baba hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Adli görüşmeci raporu esas alınarak şüpheli babanın eylemlerinin hukuka uygun bulunması neticesinde, mağdur kız çocuğu adına Sakarya Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunuldu. Şüpheli babanın yargılanıp, yargılanmayacağı noktasında kesin karar verilmezken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının henüz soruşturma dosyasında taraf olmadığı ve bilgilendirilmediği de öğrenildi. Gözü yaşlı annenin tek isteği ise, en yakın sürede olay faili baba hakkında savcılığın ‘Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair’ kararı kaldırılarak mahkemede yargılanması ve 4 yaşındaki kız çocuğunun ruhsallığını olumsuz etkileyen dokunmalarının suç olup olmadığına mahkemece adaletli bir şekilde karar verilmesi oldu.

MAĞDUR ÇOCUĞUN İFADELERİ KAN DONDURDU
Babasının kıyafetlerinin içinden olacak şekilde arka özel bölgesine defalarca dokunduğunu ifade eden mağdur kız çocuğunun ise, duygu durumu ve yaşadığı travma sonucunda çözüm olarak büyüklerine: “Belime sımsıkı kemer takalım, ayak bileklerime kadar uzanan tulum giyelim” şeklinde ifadeleri ise mide bulandıran olayı gözler önüne serdi. Acılı anne, şüpheli babanın ölüm tehditlerine rağmen konunun sonuna kadar takipçisi olduğunu bildirirken, mağdur kız çocuğunun Avukatı Mehmet Bilal Aydın ise, ruh sağlığını bozan eylemin suç olup olmadığının psikologların değil, mahkeme heyetinin karar vermesi gerektiğini söyledi.

"ADALET 4 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞUNU KORUYAMAMIŞTIR"
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ettiklerini ifade eden Avukat Mehmet Bilal Aydın konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “2020’nin 11’inci ayında Sakarya’da bir babanın, 4 yaşındaki öz kızına karşı cinsel taciz eylemi nedeniyle annesi tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. 2021’in başı itibari ile soruşturma dosyası devam etmiş, dosya kapsamında anne ve kız çocuğu savcılık kararı ile birlikte sığınma evine giderek gözlem altına alınmıştır. Baba hakkında da uzaklaştırma kararı verilmiştir. Öz kıza karşı birden fazla kez gerçekleştirilen bu cinsel saldırı iddiaları karşısında da hem çocuğun beyanlarının teyidi aşaması ile ilgili hem de şüpheli hakkında adli bir karar verilmesiyle ilgili psikolog raporu alınmış. Alınan psikolog raporunda da, bu dokunmaların 4 yaşındaki kız çocuğunun ruh sağlığının olumsuz etkilediği ancak bu eylemlerin cinsel içerikli olmadığına ilişkin rapor verilmiş. Ne yazık ki bu rapor sonrasında da savcılık makamı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Yani babanın, öz kızına karşı gerçekleştirdiği bu eylemlerin hem adli makamlarca çocuğun ruh sağlığını bozduğu kabul edilmiş ama bu hareketlerin meşru olduğu varsayılarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, eylemler hukuka uygun denmiş. Ancak 4 yaşındaki kız çocuğunun geldiği aşamada adalet korumasına alamadığı için kendisi annesine karşı; ‘belime bir sıkı kemer bağlayalım, uzun tulum giyeyim, kendimi bu şekilde koruyayım’ gibi psikolojiye bürümüş, ne yazık böyle kötü bir pozisyonda bırakmış. Adalet, tam manasıyla 4 yaşındaki kız çocuğunu koruyamamıştır. Bu kovuşturmaya yer olmadığına dair karara biz itiraz ettik. Sulh Ceza Hakimliğince bu kararın kaldırılarak, şüphelinin yargılanmasını, en azından ruh sağlığını bozan bu eylemin suç olup, olmadığının psikologların değil de mahkeme heyetinin karar vermesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

"FARKLILIKLAR SEZDİM"
Şüphelinin kendisini aldatması sonucunda boşandıklarını aktaran ve kızının anlattığı olay sonrasında şok olduğunu belirten anne G.Ç., “Kendisinin aldatma sebeplerinden dolayı boşandık. Boşanmadan sonra çocuğumun velayeti bana verildi, babasına da görüş günleri belirlendi. Ben hiçbir zaman baba ile evladının arasındaki ilişkiyi, bizim boşanmamız veya yaşadığımız hiçbir şeyi karıştırmadım. Her istediğinde gördü, ben görüşlerini sağladım. Boşandıktan yaklaşık 3 yıl sonra kızım 4 yaşındayken, farklılıklar sezdim. Gece altını ıslatmaya başlaması, belini düzeltmeye çalışırken irkilmesi. Daha sonrasında kızım bir gün bana dedi ki; anne, babam neden böyle yapıyor. Ben de ne yaptığını sordum ve sustu. Bunun üzerine korkacak bir şey olmayacağını ve sorunun çözüleceğini söyleyerek, ne olduğunu anlatmasını istedim” diye konuştu.

"ANNE, BABAMA KIZ BİR DAHA YAPMASIN"
Kızının yaşadığı ve kendisine anlattığı mide bulandıran olayı anlatan anne G.Ç., “Kızım bana, ‘Kıyafetimin içine elini sokuyor, ağlıyorum yapma dediğim halde elini çekmiyor, bağırıyor ve çığlık atıyorum o da bana kızıyor, ben ona kızdım diye. Anne, babama kız bir daha yapmasın dedi.’ Babasına, çocuğa bu şekilde yapma dedim. O da bana; bir tek babalar yapar dedi. Aynı şekilde devam ettiğini kendi gözlerimle de gördüm. Olay devam edince kızım ‘Anne belime çok sıkı bir kemer takalım, babam içeriye elini sokamaz, pijamamı ben sıkıyorum ama yine de arkadan elini sokuyor. Ya da boydan komple bir tulum giyeyim, aşağıdan bacaklarımın oradan dahi elini sokamaz dedi.’ Tamam annecim, halledeceğim, baban bir daha yapamayacak dedim. Biz evden ayrılarak, savcılığa şikayetçi olup, sığınma evine sığındık. Savcı bunu mahkemeye dahi taşımadan, kovuşturmaya yer olmadığına dair rapor düzenledi. Bu şekilde basit bir mevzu olarak kovuşturmaya yer olunmayacak şekilde üzeri kapatıldı. Benim kızıma verdiğim bir söz var, baban bir daha tekrarlamayacak, çözeceğiz bu mevzuyu dedim ve şimdi ben kızıma ne diyeceğim” şeklinde konuştu.

"SES ÇIKARTIR VEYA BİRİNE SÖYLERSEM BENİ ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEDİ"
Gerekirse durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşıyacağını aktaran anne G.Ç., “Bu süreçten sonra kızım uykudayken, sırtı açılıyor ve ben düzeltmeye çalışıyorum hala o refleksleri, hızlıca belini kavraması, psikolojisi buna odaklı devam ediyor. Ve hala diyor ki; anne belime ne zaman kemer takacağız. Babası ile bir kere parkta karşılaştığımızda; anne ben nefret ediyorum, bu şehirde olmak istemiyorum, ya bir daha görürsek diye söyledi. Çocuğa yaptığı o şeye eğer sesimi çıkartır veya bir yere söylersem beni öldüreceğini, ikinciye söyleme durumumun olmayacağını söyledi. Biz can güvenliğimizden dolayı şehir şehir kaçmaktan, diğer yandan pedagog için uğraşmaktan zaten bu süreçte bir şeyleri halledemedik. Şimdi psikolojik durumu bu şekildeyken, babayla çocuk karşı karşıya gelirse psikolojisi ne olacak. Çocuğun durumu ne olacak. Çocuk, yetişkin olarak ebeveyninden bir şey istedi. Ağlayarak istedi ve ben isteğini yerine getiremiyorum. Bu durumu raporlarıyla birlikte Cumhurbaşkanına ulaşana kadar her türlü sonuna gitmekte mükellefim bir anne olarak. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bu konu taşınacak. Çünkü her şey bir kenarı burada 4 yaşında bir çocuğun yaşadığı sıkıntı var. Bu konunun kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecek kadar basite alınmasını bizim aklımız almıyor” ifadelerini kullandı.