Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 15 Mayıs 1919’dan tarihinden beri görüşemediği annesi Zübeyde hanım ile 13 Haziran 1922’de Adapazarı’nda buluşup, hasret giderdi. 17-18 Haziran tarihlerini Türk dostu Fransız romancı Claude Farrere ile yapacağı görüşme için İzmit’te geçiren Atatürk, 19 Haziran’da tekrar Adapazarı’na döner ve 20 Haziran’daki Ankara yolculuğunu erteleyip ertesi gün coşkuyla kutlanan kurtuluş törenlerine katıldı. Adapazarı'nda bulunduğu süreçte ise, halka hitaben konuşmalar gerçekleştirdi. 

Atatürk'ün Adapazarı halkına yaptığı konuşmasından öne çıkanlar;

 “Yakında düşmana kesin darbenin indirileceğinden emin olunmasını, özgürlük ve bağımsızlık günlerine kavuşmanın yakın olduğunu” söyler.

GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN ADAPAZARI GEZİSİ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Adapazarı ve yakın çevresine Gazi Mustafa Kemal Paşa 13 Haziran 1922 günü Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa (Özalp) ile birlikte Sarıköy İstasyonuna gelir. Burada Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile buluşarak vagonda uzun bir görüşme yaparlar. Genel Taarruzun Ağustos ayında yapılması o taarruzda kararlaştırılır.  O gün Kazım ve İsmet Paşalar Sarıköy’de kalır, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kocaeli ve çevresindeki direniş hareketlerini ve askeri organizasyonları denetlemek üzere Göynük-Taraklı yollarını izleyerek Geyve’ye hareket eder. Bu yolculuğun asıl amaçlarından biri de annesi Zübeyde Hanım’la buluşmak ve İzmit’e geçerek Claude Farrere ile görüşmektir5.  Göynük’te geceleyen ve Taraklı’da birkaç saat kalan kafile, 13 Haziran Günü gece karanlığında Geyve’ye varır. Çadırda yenen akşam yemeği gece yarısına kadar sürer, Başkomutan yemek süresince I. Dünya Savaşında Güney Cephesinin durumunu, Yıldırım Orduları Grubu komutanı olduğu günlere dair anılarını anlatır.  Gazi Mustafa Kemal Paşa geceyi Geyve Belediye Başkanı Rasim Bey (Turhan)’in evinde geçirir, Geyvelilerle “Kuva-yı Milliye” konusunda görüşmeler yapar.
 

3 YILDIR GÖRMEDİĞİ ANNESİYLE HASRET GİDERDİ

Mustafa Kemal Paşa, 14 Haziran 1922 Çarşamba Günü sabahı Geyve’den hareket eder, Doğançay İstasyonunda İzmit Mutasarrıfı Sadettin Bey, eşraf ve Müdafaa-i Hukuk Heyetlerince karşılanır. Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Adapazarlılar şehir girişinde büyük tezahürat yapar. Zübeyde Hanım ise oğlunun yönlendirmesi ve isteğiyle Padişah ve taraftarlarının muhtemel kötülüklerinden korunmak için İstanbul’u terk ederek, Ankara’ya gitmeye karar verir. Bu karar gereği Zübeyde Hanım doğrudan Atatürk’ün görevlendirdiği kişiler tarafından tebdil-i kıyafet ve takma isimle Adapazarı’na getirilip Askerlik Şubesi Reisi Binbaşı Baha Bey’e teslim edilir ve Baha Bey’in İstasyon karşısındaki evinde ikamet eder.  Gazi Mustafa Kemal Paşa, elini öpüp hayır duasını alarak Samsun’a hareket ettiği 15 Mayıs 1919 tarihinden bu yana görüşemediği annesiyle Adapazarı’nda buluşur. Zübeyde Hanımın misafir edildiği Baha Beyin İstasyondaki evinin önü mahşer yeri gibi kalabalıktır. Gazi Mustafa Kemal Paşa balkona çıkar, annesinin kollarına atılır. Bu tarihi ve duygusal buluşmanın doruğa çıkardığı heyecanla meydandaki kalabalıktan çıkan “yaşa Gazi Mustafa Kemal Paşa, varol Gazi Mustafa Kemal Paşa, Allah ayırmasın” sesleriyle ortalık çınlar. Kalabalık içindeki anneler ve kadınlar ağlayarak dua ederler. Gazi Mustafa Kemal Paşa o gün ve geceyi annesiyle bu evde geçirir. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Adapazarı’ndaki ikinci gününde; 15 Haziran Perşembe günü Adapazarı eşrafıyla görüşmeler yapar, çarşıyı gezer ve Hanaltı’nda Acem İsmail Efendi’nin dükkânında kahve içer, etrafını saran hayranlarının elini sıkar, çeşitli mağaza ve dükkânlara uğrayarak herkesten kendi sanatlarına dair bilgi alır, Başkumandanın halk arasındaki doğal davranışları, alçak gönüllü hareketleri son derece iyi etki yapar.

ORHAN CAMİİ'NDE CUMA NAMAZI

Adapazarı’ndaki üçüncü gününde (16 Haziran 1922) Cuma namazını Orhan Camii Şerifinde kılan Mustafa Kemal Paşa, öğleden sonra yanındakilerle birlikte “Çark’ta onuruna düzenlenen “Kurtuluş Günlerine Doğru” adlı üç perdelik müsamereyi gözleri yaşararak izler, öğrencilere iltifatlarda bulunur”. Bu arada Gazinin gelişini haber alan Hendek Numune Mektebi öğretmen ve öğrencileri, vaktin gecikmesine rağmen Adapazarı’na yetişirler, Çark’taki müsamerede hazır bulunurlar. Müsamerenin bitiminde Paşa’nın yolu üzerinde tek tip elbiseleriyle, önde musiki takımları olduğu halde, omuzlarında “Ya İstiklal Ya Ölüm” ve “Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin İstiklal” levhası ve mızraklarıyla bir hürmet saffı oluştururlar. Paşa bahçe kapısına geldiği sırada öğrencilerden 124 nolu İsmail Vefa, okulunu takdim eder, Paşa, öğretmen ve öğrencilerin her birinin ellerini içtenlikle sıkar.  Kendilerine “Bendeniz için uzak yoldan buraya kadar ihtiyar-ı zahmet edişinize müteşekkirim. Ne ile geldiniz? Selametle avdet ediniz” der. Öğrenciler bizzat kendi şubeleri eseri olan Sakarya Marşı’nı söyleyerek yürüyüşe geçerler, Mustafa Kemal Paşa da Çark’tan Askerlik Şubesi’ne kadar olan mesafeyi öğrencilerin arkasında yürüyerek kat eder. Daha sonra Hendek Numune Okulu öğrencilerini belirlediği bir mahalle yerleşir ve marşlar, manzumeler okurlar. Mustafa Kemal Paşa, özellikle, öğrencilerin iki defa okudukları: İşte aduv karşıda hazır silah, Arş yiğitler vatan imdadına! Marşını bütün ruhuyla alkışlar. Öğrencilere tekrar tekrar teşekkür ederek, kendilerine şeker dağıttırır, o sırada asker için hazırlanan karavanadan bir kaşık yemek tadarak halkın coşkun tezahüratı arasında ikametgâhına gider.