Güzel günlerimiz varmış. Harbiden güzel günlerimiz varmış! Kim değerini bildi, kim bilemedi! O kısmı bilemem ama şu kısmı iyi biliyorum. Maske, eldiven, sabun, kağıt havlu, dezenfekte malzemelerine yaşam için sığınılan, ekmek parası ile virüs arasına sıkışan günler yaşıyoruz. Bunu bir tek biz değil, bütün dünya yaşıyor. Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya, yani devler ligine bakın. Alayı Korona Virüsü karşısında diz çöktü. Müslümanlara yıllarca kan kusturan alayına 'beter olun' diyecem ama yaşlısı, çocuğu, kadını, masumu var. Liderlerin yaptığını tasvip etmeyen vatandaşları var. O yüzden diyemiyorum...

***

Dünyada en büyük devletten, en küçük devlete kadar herkesin derdi virüs oldu. Ülkeler önce hastalarını tedavi etmek, virüse karşı aşı üretmek, ekonomik krizden çıkmak ve tarımını güçlendirmek için çaba sarf ediyor. Dikkat edin. Dünya ülkeleri 4 ana başlıkta buluştu. Diyelim ki virüse çare bulundu. Aşı işi tamam. Herkes sağlığına kavuştu. Para var. Peki ama ne yiyeceksin! Tarım olmaz ise paran olsa ne olur! Virüs tırmanışını sürdürürse hangi ülke, hangi ülkeye buğday satar! Bırak buğdayı, bunlar birbirine maske satmıyor. Olayı global bazdan ele aldıktan sonra Sakarya'ya gelelim...

***

Yerel seçim öncesiydi. Herkes gibi benim de en büyük merakım "AK Parti Sakarya'da Büyükşehir Belediye Başkanı kim gösterecek" sorusuydu. Derken Ekrem Yüce aday gösterildi. 31 Mart yerel seçimlerine doğru ülke sürüklenirken, herkes gibi AK Parti Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Ekrem Yüce'yi izliyordum. Kendisi ziraat mühendisi olan Yüce, seçim meydanlarında sürekli tarımı ön plana çıkartan konuşmalar yapıyordu...

***

Sakarya'nın verimli topraklarında tutunda profesyonel çiftçiliğe kadar her gün tarımı anlatan bir Büyükşehir Belediye Başkan adayı portresini hep birlikte izliyorduk. Kendisi ziraat mühendisi olduğu için sürekli tarımı konuştuğunu düşündüğüm Yüce, 23 Mart 2019 günü projelerini açıkladı. Seçildiği takdirde yapmayı taahhüt ettiği 20 ana başlıktaki proje içinde Sakarya Tarım A.Ş., Tarımsal Destek ve Araştırma Merkezi ve Fidan A.Ş. vardı. Seçim oldu, Yüce seçimi aldı...

***

Seçimi kazanan Yüce ilk iş olarak 20 ana başlıktaki projesi arasında yer alan ile Fidan A.Ş. ile Tarım A.Ş.'yi hayata geçirdi. O zamanlar, daha da doğrusu Korona Virüs öncesi "tarım da tarım", " Uygulamalı Tarım ve Çiftçi Eğitim Merkezi", " Mısır Özü Yağı ve Çikolata Fabrikaları", "Yerli ve Milli tarım", "Profesyonel Çiftçilik", "Seracılıkta tüm yıl üretim", "Sakarya'nın verimli topraklarında odun dikseniz yeşerir" başlıkları altında sürekli tarım konuşan bir belediye başkanı vardı. Ve o zamanlar Başkan Yüce'nin bu kadar çok tarım konuşmasını pek anlayamıyordum...

***

Elbette tarım ve hayvancılığın önemini herkes gibi ben de biliyor. Elbette tarım olmaz ise çiftçi olmaz ise bir ülkenin perişan olacağını biliyorum. Milli ve yerli tohumun önemini de sizin gibi bende biliyorum. Ama bir Büyükşehir Belediye Başkanın bu kadar tarım demesini birazda ziraat mühendisi olmasına bağlıyordum. Ancak öyle değilmiş. Korona Virüsle beraber tarım ve hayvancılığın önemini daha da kavradık. Hatta bu hassasiyeti bir tek ben değil, dünya liderleri de daha iyi kavradı...

***

Dünya liderleri "virüse yakalanan hastaları tedavi etmek, virüse karşı aşı üretmek, ekonomik krizden çıkmak ve tarımı güçlendirmek" noktasında birleşti. Ulusal televizyon kanalları veya gazetelere bir bakın. Ana gündem maddesi virüsün yol haritası, nasıl virüsten korunuruz, aşı 6 aydan önce gelmez, dolar ile altın fırladı, tarıma büyük önem veriyoruz. Bu açıklamaların tamamı bu yönde ve sırada giderken, gıda stokların erimesiyle dünya liderlerinin "Panik yok. Şimdilik gıda stokumuz var" açıklamaları ön başlıklarda yer bulmaya başladı...

***

Sonuç olarak dünya liderleri başta olmak üzere bütün ülkeler Korona Virüs ile beraber tarımın kıymetini çok daha iyi anladı. Böylesine salgınlarda bırak buğdayı paran olsa bile maske bulamayacağını artık herkes çok daha iyi biliyor. Bu arada bende sürekli "tarım da tarım" diyen Başkan Ekrem Yüce'nin hassasiyetini daha iyi anladım. Hatta Başkan Yüce'nin bundan sonra daha çok "tarım da tarım" demesini isterim...