Geçen gün gördüm bir videoda. Sosyal medyada paylaşmış sevdiğim bir abim. Görmez olaydım. Adam yırtarken o kâğıdı sanki bedenimi ayırdı ikiye. Yüreğimi söktü çıkardı da avcunda atıyor sandım.
Bir anda durdu dünya, durmalı da! Bir anda kayboldu renkler, aldan başka. Sorulmayacaksa bunun hesabı, bildirilmeyecekse bir had, yazılmayacaksa bir ferman, gök girsin kızıl çıksın.
Sen bilmezsen kutsallarının kıymetini yağan kar çığ olur, toprak titrer celalinden deprem olur, artık gökler uçakları kaldırmaz olur. Kimsede arama kabahat, ne düşmanda ne kaderde.
Bayrak dediğin bir sevdadır hafız…
Yedisinde de yetmişinde de ılgıt ılgıt esen,
Daha kavak yelleri esmeye başlamadan bayrak yelleri eser bizde,
Yaş ilerleyip kemalin de üstüne çıkınca toprak değil, bayraktır bizi çeken kendisine.
Üç şey vardır bizde; üç sefer öpülür ve alna konulur…
Biri Kur’an’dır, âlemlerin rabbinden bize gönderilen bir mektup,
Biri ekmektir, bin bir zahmetle soframıza gelen rızık,
Biri de bayraktır, yan gözle bile bakmaya utandığımız nazlı hilal.
***
Bayrak dediğin bir vatandır hafız…
Gölgesinde yeleleri uzun atların koştuğu,
Bin yıldır her karışını kanlarımızla suladığımız bir topraktır bizde,
Üzerinde açan gelinciklerle her baharda âşık eder kendisine.
Üç şey vardır bizde, uğruna ölünür…
Biri dindir, yaratılışın ve kulluğun ipuçlarını veren,
Biri sevdiklerimizdir; saçının teline dünyalar değişilmeyen,
Biri de bayraktır, ölürken bile düşürülmeyen.
***
Bayrak dediğin bir şiirdir hafız…
Kahraman ordumuza yazılan bir marş,
Göklerden gelen orduların sancağında takılıdır bizde,
Malazgirt’te, Çanakkale’de hece hece, kafiye kafiye destanlar yazdırır kendisine.
Üç şey vardır, bizde mübarek…
Biri bazı gün ve gecelerdir; bazen Kurban olur bazen Kadir,
Biri atadır; elleri öpülesi ana, baba ve cettir,
Biri de bayraktır, rengini şehitlerin kanlarından alan.