Cihan Emre…

Kim!

Kuzey Bölgesi’nde uzun yıllardır habercilik yapıyor…

Sosyal medyada sürekli canlı yayınlarla gündem oluyor…

Peki mevzu ne!

Anlatalım…


***

Eğer bir ilçede haberci iseniz işiniz çok ama çok zordur…

Her yerden bir şekilde baskı yersiniz…

Bu baskı bazen bir akrabanızı araya sokup ricayla olur…

Bu baskı bazen hiç kıramayacağınız bir dostunuzla olur…

Bu baskın bazen aba altından sopa göstermekle olur…

Bu baskı bazen tehdit ile olur…

Bu baskı enderde olsa dayak ile olur…

****

Belli, Kuzey bölgesinde Cihan Emre’nin haberlerinden rahatsız olan bir kesim var…

Adam 7/24 sahada işini yapıyor…

İşini yaparken de birilerinin hoşuna gitmeyen haberlere imza atıyor…

Sen misin bunu yapan!

O zaman bedelini ödeyeceksin…

Bu beden genelde reklam verdirmemekle olur…

“Ona reklam verme” baskısı işin en popüler ve kolay yoludur…

Reklam ile olmaz ise “Bak aslanım” ile başlayan ve “gecelerin şahidi yok” ile biten konuşmalar başlar…

İşte mevzu da tam bu…


***

İşini ve görevini yapan Cihan Emre’yi birileri tehdit etmiş…

Önce şunu bir hatırlatalım..

Cihan Emre’nin her yaptığı haber tartışılabilinir…

Cihan Emre’nin baktığı açı yanlışta olabilir…

Cihan Emre bilmeden hata da yapabilir…

İşin özü herkesin bir bakış açısı ve penceresi var…

Ve bu anlamda bir haber veya köşe yazısı herkese göre değişebilir…

Zaten benim veya başka bir habercinin yaptığı bütün işler doğru diye bir olay yok…

***

Ben de dahil yaptığımız haberler ve köşeler tartışmaya açıktır…

Eğer bir haber de hata, yanlış, doğru olmayan işler var ise olay mahkemeliktir…

Eğer bir köşede eleştiri yerine hakaret var ise olay yine mahkemeliktir…

Bir de olayın mahkemelik dışında gelişen otokontrol sistemi var…

Eğer rüşvetçi, toplumun değer yargılarından uzak, menfaati için gazetecilik yapanlar bir şekilde dışlıyor…

Zaman içinde itibarını yitirenler iş bulamıyor…

Yaptığı haberler itibar görmüyor…

Nokta…

Bu kadar…

***

Bundan sonrası mı!

Bundan sonrası kaba kuvvete girer…

Bundan sonrası kabadayılığa girer…

Bundan sonrası organize suç örgütüne girer…

Bundan sonrası geri dönülmez bir yola girer..

Bakın…

İster Sakarya’ya, ister Türkiye’ye, ister dünyaya bakın…

Gazeteciler veya haberciler hep tehdit edilir…

Ve her tehdit veya darp olayından sonra olaylar daha büyür…

Küçük bir haber ile bitecek işler tehdit, şiddet, darpla geri dönülmez bir yola girer…

İşte sizde şahit oluyorsunuz…

Cihan Emre tehdit edildi ve olay daha da büyüdü…

***

Peki Cihan Emre’yi kim tehdit etti!

Cihan Emre “Karasu’nun komşu ilçe belediye başkan yardımcısı” diye yazmış…

Tehdit konusu da Sakarya Nehri’nden boğulan Emirhan kardeşimizin üzücü olayıymış…

Kamuoyu biliyor…

Sakarya nehrinde can veren Emirhan kardeşimizin olayında istenmeyen olaylar oldu…

Devlet oradaydı ama bir çok olayda olduğu gibi acılı aile arama çalışmalarını yetersiz buldu…

Canları yanmış…

Yürekleri yanmış…

Kimse o anda acılı aileye çalışmaların yeterli veya yetersiz olduğunu anlatamaz…

Saygı duyarım…


***

Arama çalışmaları sürerken ailenin yakınları arama çalışmalarıyla ilgili isyan etti…

Cihan Emre bu tepkileri canlı yayında verdi…

Hatta bizde bunları canlı izledik…

Peki ama burada Cihan Emre’nin suçu ne!

Canı yanan bir ailenin feryadını sosyal medyadan yayınlıyor diye Cihan Emre suçlu mu oldu!

Öyle olmuş…

Komşu ilçenin başkan yardımcısına göre o anları canlı yayınlayan Cihan Emre büyük bir yanlışa imza atmış…

Breeeeeh… Breeeh…

***

Başkan yardımcısına bak sen..

Kararı vermiş…

Sen ailenin isyanını nasıl yayınlarsın…

Madem yayınladın…

Eeeeee…

Seni var yaaa…

Ne yapacan!

Dövecen mi!

İşini yapan bir gazeteciyi dövecen mi!

***

Bak başkan yardımcısı…

Orada üzücü bir olay yaşandı…

Eğer bu olayla ilgili ailenin ‘iyi arayamadılar’ veya ihmal gibi bir iddiası var ise bu mahkemelik bir olaydır…

Ailenin feryadını yayınlayan Cihan Emre size göre hata veya suç işlediyse bu mahkemelik bir olaydır…

Bunun dışında işini ve görevini yapan bir haberciği sözlü olarak “seni öyle yaparız, böyle yaparız” diye tehdit ediyorsanız da bu kabadayılıktır…


***

Hayır olsun…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan size bu görevleri verirken, nasıl bir yetki verdi!

İşinize gelmeyen gazeteciyi dövün mü dedi!

Bir de şöyle soralım…

Sizin o bölgede Cumhuriyet Savcılığı diye bir makam yok mu!

Size göre hata yapanın cezasını siz mi veriyorsunuz!

Pardon da siz kendinizi ne zannediyorsunuz!

Belediye başkan yardımcısı mı,yoksa kabadayı mı!

---------------

Not: Raif Ugan sen hele bekle…