Dünya, küresel bir veri depolama krizinin ortasında. Bilim insanları, 2025 için veri depolamada yüzde 300'lük bir artış yaşanacağı ve bunun için yeterli alan olmadığı konusunda uyarıyor.

Bilim insanları, 2025’te verilerde yüzde 300 bir artış yaşanacağı ve ‘bulut’ta bu miktar için yeterli alan olmadığı konusunda uyarırken veri depolama için çalışmaları hızlandırdılar.

Şu anda dünya elektriğinin yıllık yüzde 1,5’ini kullanan veri depolama için Aston Üniversitesi’ndeki bilim insanları çalışmalara başladı. Araştırmacılar, daha fazla sunucuya ihtiyaç olmadan veri depolama krizini çözmeye çalışıyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için ekip, insan saçı genişliğinden yaklaşık 10 bin kat daha küçük, genişliği beş nanometreden daha az olan kanallara sahip yüzeyler sağlamak için yeni bir teknoloji geliştiriyor. Projeye liderlik eden Dr Matt Derry yaptığı açıklamada, “Veri depolama teknolojilerini geliştirmeden yeni veri merkezleri inşa etmek pratik bir çözüm değil. Giderek artan bir şekilde sözde bir veri depolama krizi riskiyle karşı karşıya kalıyoruz ve modern dünyanın taleplerine ayak uydurmak için gelişmiş veri depolama çözümleri zorunlu.”

2019 VE 2020 ARASINDA HIZLA ARTTI

International Data Corporation’ın (IDC) bir raporuna göre, dijital depolama kapasitesinin bir ölçüsü olan tahmini zettabaytların (ZB) 2019’da sadece 45ZB olduğunu, ancak 2025’te bunun 175ZB’ye çıkacağını gösteriyor. Bir zettabayt da bir trilyon gigabayta eşittir.

IDC raporda, “Global Datasphere’in tamamı DVD’lerde depolanabilseydi, o zaman 23 kez Ay’a götürebilecek veya Dünya’nın çevresini 222 kez döndürebilecek bir tek katmanlı Blu-ray disk yığını olurdu” diyerek durumu özetliyor.

2010’da IDC, dünya çapında yalnızca 2ZB verinin oluşturulduğunu ve çoğaltıldığını gösterdi, ancak bu, Apple’ın ilk iPhone’unu piyasaya sürmesinden yalnızca üç yıl ve Samsung’un piyasaya çıkmasından yalnızca bir yıl sonraydı.


Bu iki cihaz muhtemelen bugün gördüğümüz veri büyüme hızını başlattı. Veriler, 2019 ile 2020 arasında 41ZB’den 64,2ZB’ye inanılmaz bir sıçrama olduğunu gösteriyor. Ayrıca insanlar ofislerin kapanmasına neden olan pandemi koşullarında evden çalışmak zorunda kaldılar ve yine veri yığınları oluşmaya başladı.