ADALI
Selam…
Arap uyanmış, Panço rüyasını görmüş…
Bugün için bir ses vermiş Sait bak ne demiş
Dünyada büyük fırtınaların koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı,
Gözlerine bakmalıyım,
Sesini işitmeliyim.
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam onsuz edemem.
Sonra canı sıkılmış adalının dalmış gözü ufuklara bakınmış, bakınmış ve iç dünyasını dış dünyasındakilere paylaşıvermiş
Evet…


Unutamadığımız modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik’in bugün ölüm yıl dönümü her şeyden önce o bir ADAPAZARLI. Kendisini önce rahmetle anıyoruz. Hakkında yazılacak çok bilgi var, yazdıklarıyla yaptıklarıyla bunları sizin bildiğinizi de biliyorum lakin bir önemli hatıratını burada yazmadan geçmek istemedim. 10 Mayıs malumunuz üzere anneler gününü kutladık ben de tekrar sizlerin vesilesiyle herkes gibi önce annemin Anneler Günü’nü ve tüm okuyucularımın Anneler Günü’nü kutlarım.

Amacım hem Anneler Günü’nü kutlamak hem de hemşerimin ölüm yılını anmak ve annesinin ona olan bağlılığını, onunla ölmeden yapmış olduğu akdi buradan sizlere aktarmak istiyorum. Bizim Faik yaşamının son yıllarında çeşitli edebiyat matinelerine katılmaktadır. Darüşşafaka Lisesi’nde yapılan bir matineye de davet edilir lisede yapılan ilk toplantının konuğu Fazıl Hüsnü Dağlarca olmuştur ve Dağlarca, ikinci toplantıya konuk olması için Abasıyanık'ı ikna eder. Matineden sonra Okulu gezen Sait Faik, eve döndüğünde annesine mal varlığını babası hayatta olmayan çocuklara güzel imkânlar sağladığını düşündüğü Darüşşafaka'ya bağışlamayı teklif eder.

Abasıyanık'ın annesi Makbule Hanım oğlunun bu düşünceli hareketini hiç bitmeyecek bir harekete dönüştürerek ADALI Sait’i ebedîleştirir. Sait Faik'in vefatından sonra, 8 Kasım 1954'te hazırladığı vasiyetnamede mal varlıklarının çoğunu ve yazarın eserlerinin telif hakkını Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakır. Bu vasiyetnamenin bir maddesinde de her sene dönemin ileri gelen edebiyat ustalarından oluşacak bir jürinin o sene içerisinde yazılmış en iyi öyküyü seçerek ona “Sait Faik ve Makbule Abasıyanık Hikâye Mükâfatı” verilmesi istenir. Armağan, ilk kez 1955 yılında verilir. Sait Faik Armağanı para ödülü 1960 yılına kadar Varlık Yayınlarınca karşılanır. 1960-1963 tarihleri arasında verilemeyen ödül, Makbule Hanım'ın 1964 yılındaki vefatından sonra Darüşşafaka Cemiyeti tarafından sürdürülür.

Bu gün aziz hatıraları ve eserleri Darüşşafakanın himayeleriyle yaşatılmaya devam ediyor. Bu sene de Yazar Sait Faik Abasıyanık anısına her yıl bir öykücüye verilen ve Darüşşafaka Cemiyeti ile İş Bankası Kültür Yayınları işbirliğiyle düzenlenen Sait Faik Hikâye Armağanı’nın 66’ncısı sahibini buldu. Ödüle Ethem Baran, Döngel Dünya adlı kitabıyla layık görüldü. Anlaşılacağı üzere Anne şefkatinin ve oğul anne bağının dünyada yapamayacağı ve yaptıramayacağı hiçbir güç yoktur.