Dünya genelinde tüm ülkelerde çevre kirliliği hat safhada bu yüzden yaşam koşulları hergeçen gün zora doğru gidiyor. Tüm canlılar etkileniyor, bu gidişe dur demek lazım ancak araştırmalarımda bu işe aman banane ve beni ilgilendirmiyor diye mırıldananları görüyorum.

Ülkemizde denizlerde ve göllerde yapılan temizleme işlemlerinde dalgıçlar tarafından çıkarılan nesnelerin arasında buzdolabı, çamaşır makinesı, araç lastikleri, cam eşyaları, tabanca , cep telefonu ve daha binlerce saymakla bitmeyen nesneler çıkıyor.

Kendi kendimize yaşam alanlarımız yok etmeye neden bu kadar duyarsız davranıyoruz. Ben bunu anlamış değilim.

Konuyu toparlayacak olursak,

Çevremizi de, ruhumuzu da temiz bırakmaya biraz özen göstersek ne olur? Çevremizde olanlar ile ruh sağlığımız birbiriyle ilişki içindedir. Bugün, özellikle çevreyi kirleten ve birlikte yaşama kurallarına uymayan insanların ruh sağlığımız üzerindeki etkisinden söz etmek istiyorum.

Dünyamız hızla kirleniyor ve doğayı insanoğlu çok hoyrat kullanıyor. Bu konuyla ilgili kiminin farkındalığı yüksek, kimi farkında ama duyarsız, bazıları farkında bile değil, kiminin ise hiç umurunda değil!

İşte bu farkında ve umurunda olanlar ile ‘bana ne’ciler arasında psikolojik bir gerilim var. Doğayı herkes için temiz tutmaya çalışıp çabalayanlar, temiz tutmaya bir katkısı olmadığı gibi bir de doğaya zarar verenleri gördükçe üzülüyorum, moralim bozuluyor ve strese giriyorum.

Herkes çevresini temiz tutmak için kendinden sorumludur. Bunu daha çok küçük yaşlarda ‘hayat bilgisi’ dersinde öğretmenlerimiz bizlere öğretti. Çöplerimizi yere atmamak, atanları uyarmak, bireysel eşyamızı temiz tutmak, bulunduğumuz çevrenin temizliğine katkıda bulunmak gibi konular bize anlatıldı.

Ancak çoğumuza psikolojimizin de temiz tutulması gerektiği öğretilmedi. Şimdiki gençler daha şanslı. Rehberlik dersi diye bir dersleri var. İnsan psikolojisine dair bilgiler öğreniyorlar. Bu dersler, sırf kendi psikolojimizi değil, başkalarının psikolojisi üzerindeki etkimizi de hatırlatıyor.

Yani sadece kendi psikolojik sağlığımız için yaptıklarımız önemli değil, başkalarının psikolojisini de kirletmememiz gerekir.

Çöpünü kendi önündeki çöpe değil de, gidip komşusunun bahçesine döken biri, hem çevreyi hem de komşusunun ruh sağlığını kirletmiş oluyor.

Çevremizde bankamatik çevrelerinde çöp kutuları olduğu halde fişleri yerlere atmak, kullandığımız maskeleri çöp kutularına atmak yerine neden her yere atıyoruz, sıgara izmaritlerini gelişi güzel her yere atarız.

Yürüyüş için yapılmış yolların çekirdek kabuklarıyla örtülü olması, ‘Ateş yakmayın’ yazan tabelaların bile önünde ateş yakılması, biri toplarken öbürünün atması, kurallara uyanın haksızlık duygusunu tetikler. Lütfen çevremizi koruyalım. Yaşam alanlarnımızı kirletmeyelim.