Nurettin Eryılmaz

CHP Sakarya İl Kadın Kolları Başkanlığı, son zamanlarda gündemden düşmeyen çocuk istismarları ve kadın cinayetleriyle ilgili Gar Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi. 

81 ilde eş zamanlı yapılan ve Sakarya'da da Gar Meydanı'nda düzenlenen basın açıklamasına CHP Sakarya İl Kadın Kolları Başkanı Azize Çeroğlu, ilçe kadın kolları başkanı ile üyeleri ve Eğitim-Sen Sakarya Şube Kadın Sekreteri Yasemin Hacıeyüpoğlu katıldı.

CHP Sakarya İl Kadın Kolları Başkanı Azize Çeroğlu tarafından yapılan basın açıklamasının ardından Gar Meydanı'nda 30 dakika boyunca sessiz eylem gerçekleştirildi. 

Başkan Çeroğlu yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Ülkemizde yaşayan kadınlar, en temel hak olan yaşam hakkı için direniyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kadın cinayetleri sistematik olarak arttı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, 2021 yılında 217’si şüpheli olmak üzere 497 kadın hayattan koparıldı. 1 Ocak 2022 ile 1 Kasım 2022 arasında ise 202’si şüpheli olmak üzere en az 482 kadın öldürüldü.

Şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturmalar vardır!

Malatya’da 14 yaşındaki Elif Gültekin’in intihar ettiği öne sürüldü. Savcılık soruşturmayı yeniden başlattığında, Elif’in töre cinayetine kurban gittiği üç yıl sonra anlaşıldı.

Eskişehir’de evinin bodrumunda ölü olarak bulunan 41 yaşındaki iki çocuk annesi Beyhan Biçer’in intihar etmediği, evli olduğu Ercan Biçer tarafından öldürüldüğü ise iki yıl sonra ortaya çıktı.

Bizler “Kadın cinayetlerini durdurun!” diye haykırırken, eski Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Her kadın cinayeti bizim kadına yönelik şiddetteki kadın cinayeti değildir. Her şüpheli ölüm de kadın cinayeti değildir” demekle yetindi. Çocuğa yönelik tecavüzde “çocuğun rızası”ndan bahseden Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, öldürülen kadınlardan sadece “sayı” olarak bahsetmeye devam etti. Yetti mi? Hayır! Şimdiki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, “2021’in ilk 10 ayında 242 ve 2022’nin ilk 10 ayında 225 vaka var. 2022’de yüzde 7 bir azalış görülüyor’’ dedi. Yanık’ın açıklamasında bir de itiraf vardı: “Kadın cinayetlerinin yüzde 8’i koruma kararı altında yaşanıyor!”

Kadınları koruyamayan, şiddeti tolere edilebilir bulan, öldürülen kadınları sadece sayı olarak nitelendiren zihniyete bir kez daha sesleniyoruz: “HER KADIN BİR HAYATTIR!”

Hayatı anlamlandıranlardan biri de çocuktur!

Çocuk demişken;  Aziz Nesin’i rahmetle anarak ÇOCUK şiirinden bir bölüm  okumak istiyorum.

Öyle bir ağlasam,
Öyle bir ağlasam ki çocuklar
Size hiç gözyaşı kalmasa..

Öyle bir aç kalsam,
Öyle bir aç kalsam ki çocuklar
Size hiç açlık kalmasa..

Öyle bir ölsem,
Öyle bir ölsem ki çocuklar
Size hiç ölüm kalmasa..

Çocuklar, bugünümüz ve geleceğimizdir. AKP zihniyeti bugünümüzü ve geleceğimizi karanlığa gömmek istiyor.

Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler çocuğun insan hakkı ihlalidir ve suçtur. Aynı zamanda çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet biçimlerinden biridir. Çocukların eğitimini, sağlığını, sosyal, psikolojik ve kültürel gelişimlerini engeller. Çocukların özgürlüklerini kısıtlar.

AKP zihniyeti istismar vakalarının önünü açan politikalarını ilmek ilmek ördü. 4+4+4 eğitim sistemine geçilerek kız çocuklarının erken yaşta ve zorla evlendirilmelerinin önü açıldı. Ülkemiz çocukları istismar edenlerin “cezasızlıkla” ödüllendirildiği bir utanç tablosuna dönüştürüldü. Kadını ikinci cinsiyet olarak gören zihniyet, çocuk istismarında “rızadan” bahsetti.

Çocuğa yönelik cinsel istismar ile ilgili af ve istismar eden kişi ile evlilik için yasal düzenlemeleri ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyor.

21. yüzyılda dahi ülkemizde milyonlarca çocuk yasal haklarından mahrum bırakılıyor. Yasal olarak çocuk evliliklerini meşru kılmak için her fırsatta adım atmaya çalışan AKP iktidarı, muhalefetin ve kadın örgütlerinin direnişi nedeniyle bu sapkın kanunu yasallaştıramıyor. Ama kendisine yakın çevrelerde yaşanan istismarların üzerini örtüyor. Çocukların istismarcıları tarafından her gün istismar edilmesine göz yumuyor.

Bizler yaşanan bu skandallara sessiz kalmadık, kalmıyoruz. Tarikatlarda, vakıflarda ve cemaatlerde gündeme gelen hiçbir istismar skandalında susmadık! Susmayacağız!

Çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalışan, laik ve demokratik bir ülke olduğumuz gerçeğini yok saymaya çalışan zihniyetin karşısında dimdik durduk, duracağız!

Maalesef şehrimizde de olmazlar oluyor. Hep konuşuluyor ama daha sonra bunlar unutulup gidiyor. Bunların unutulmasının nedeni maalesef yargı sisteminin düzgün işlememesinde, yasaların etkin yürütülmemesinden kaynaklı.

Serdivan’da meydana gelen bir olayda; 14 yaşındaki M. isimli lise öğrencisi, eğitim gördüğü özel okuldaki arkadaşları tarafından tanıştırıldığı 19 yaşındaki B.E.Y. tarafından içeceğine ilaç atılarak uyutulduktan sonra tecavüze uğradı.  Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkemeye katılmayan sanık B.E.Y.’nin tutuksuz yargılanması ancak zorla getirilmesi yönünde karar çıktı. 

Çocuk istismarı suçtur! NOKTA.

En son yaptığımız açıklamamız sonrasında farklı nedenlerle kadınlarımız öldürülürken daha gecen gün beslenme yetersizliğinden 6 yaşında bir çocuğumuzu kaybettik. Sözün bittiği anları yaşadık. Çocukların istismarının da derin yoksulluğun da tek sorumlusu AKP hükümeti. Tüm rakamları makyajlayan TÜİK bile 20 yılda 569 bin 383 çocuğun doğum yaptığını söylüyor. Çocukların yatağa aç girmediği, eğitim dışına itilmediği, çocuk işçiliğinin son bulduğu düzen kurmaya kararlıyız. Çocuk istismarcılarının aklanmasına izin vermeyeceğiz. Çocukların küçük yaşta evlenmesinin önünü açan uygulamalara son vereceğiz. Sağlıklı toplum için sadece salgınla mücadele yetmez. Ekonomik sorunlar nedeniyle beslenemeyen çocuklar fiziki ve ruhsal sorunlarla karşılaşıyor.  Çocuklar maalesef beslenemiyor, çocukların gelişmesi için gerekli olan maddeleri aileler maalesef alamıyor. Çocukların beslenme çantası boş, çocukların sabah kahvaltısı yok. Geleceğimizi inşa edecek çocuklarımız maalesef aç.  İlk seçimlerden sonra bunları ve daha fazlasını hayata geçireceğiz.  Aslında bugün örgüt olarak daha önce defalarca seslendiğimiz bu açıklamaları yeniden yapmasak mı  dedik! Fakat yapamadan da edemedik.

Çünkü ben , biz herkesin anlayacağı bir dil olduğunu düşünüyoruz. Bu defada sessiz kalarak bir farkındalık yaratıp yetkililerin ve halkımızın dikkatini çekelim istedik. Bu direnişimiz duruşma tarihi 3 Ocak 2023 tarihine kadar belli aralıklarla devam edecek.

Katılmanız ve sessizliğimize ses olduğunuz için örgütüm adına teşekkür ederim

ÇOCUK SUSAR SEN SUSMA!"

d8d8c1a3-aa6d-4c96-8f39-0fdf442a433305558594-4a8d-4ac4-8f43-22cad18a5c1213ccbed8-589a-48d0-b2a8-67f4c5884a0a4b99d2a0-d50c-438b-8927-6190f698bcc3