Cumhuriyet Halk Partisi Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Sakarya’da Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi açılış töreninde yaptığı açıklamalar hakkında konuştu.

Sakarya’da personel anlamında ciddi sıkıntılar olduğunu ve eğitim kalitesinin günden güne bozulduğunu belirten Taşkent’in açıklaması şöyle:

"Sayın Bakan son 20 yılda eğitim istatistiklerini değerlendirdiklerini ve eğitime ayrılan kaynakların artarak, eğitim altyapısının önemli ölçüde geliştiğini iddia etmiş. Bu açıklamalar hangi kaynaklara dayanarak yapılıyor öğrenmek istiyoruz. Son 22 yılda memleketimizde eğitim anlamında maalesef ciddi bir çöküş yaşıyoruz. İktidar oldukları 22 yılda 9 bakanın değiştiği, sınav sisteminin tepetaklak edildiği, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin her yıl eridiğine tanık oluyoruz. Önümüzde Öğretmenlik Mesleği Kanunu ve Plan Bütçe görüşmeleri var. Sayın Bakan umarım bütçe görüşmelerinde eğitime ayrılan bütçenin oranlarını ve büyük çabalarca ertelettiğimiz kanun metnini inceler. Öğretmenlerin haklarının tanımlanmadığı, özel sektörde çalışan öğretmenlerin görülmediği, mesleğin itibarının ayaklar altına alındığı bir teklifi önümüze sunanların böyle açıklamalar yapmasını kabul etmiyoruz.

Ali İnci Türkiye’nin en önemli stratejik konularına dikkat çekti Ali İnci Türkiye’nin en önemli stratejik konularına dikkat çekti

Fiziki anlamda da okullarımızda ciddi eksiklikler var. Sakarya’da da bu konudaki eksiklikleri ciddi anlamda hissediyoruz. Öğretmen ataması gibi, okullar açılmasına rağmen okullarımıza temizlik ve güvenlik görevlisi ataması da yapılmadı. Okullarda çalışacak personelin güvencesizliği nedeniyle bütün yük velilerin, okul aile birliklerinin sırtına yükleniyor. Böylesi yoksulluk içinde okullardaki temizlik, güvenlik vs. gibi işlerin maddi yükünün de velilere bırakıldığı günlerde Sayın Bakan’ın açıklamaları gerçeklikten kopuk olarak görüyorum. 

Ayrıca artık uluslararası standartlarda bir müfredata sahip olduğumuzu iddia eden Bakan Tekin’e soruyorum: Bilimden, akılcılıktan, Cumhuriyetin değerlerinden uzak oluşturdukları bu müfredatın hangi özelliği uluslararası standartta? Liyakatsiz kadrolaşma, mevzuat ve program değişiklikleri, protokol ve özel teşviklerle dini tarikatlarla ilişkili vakıf ve derneklerin eğitimin paydaşı yapılması, Diyanet İşleri Başkanlığının eğitim-öğretim faaliyetlerinin daha fazla içine alınması yoluyla eğitim gericileştirilmiştir. Tüm kademelerde, tüm paydaşlar için eğitim her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin niteliği her geçen yıl biraz daha düşmüştür. PISA 2022’de, Türkiye tüm branşlarda OECD ülkelerinin ortalamasının altında bir performans sergilemiştir. Tüm bu karanlığın içinde Sayın Bakan’dan daha şeffaf ve kamuoyunun aydınlatıldığı, doğru açıklamalar bekliyoruz. "