Bugün çok yorgunum.

Neden Sakarya’m?

Üzerime çok geliyorlar.

Kimler?

Hangisinden bahsedeyim?

İstediğinden…

Çevrem beni sıkıyor. Oysa, olabildiğinden fazla saçlarım vardı. Yemyeşildi. Şimdi bakıyorum da sarıya dönmeye başladı. Yaşlanıyor muyum ne? Ya da biri kirli ve samimi olmayan elleriyle başımı mı okşuyor? Bu aralar saçımda kellikler de belirmeye başladı. Biliyorsun dökülmeye başladı mı saçların, geri gelmesi çok zor oluyor.

Birde baksana bağrımda yaşayanlara. Bu aralar nedensiz hırsları beni o kadar incitiyor ki… Kimisi benim destanımı kullanarak sağda solda nutuklar atıyor. Ama sürekli bağrımda yanan gerçekler ve kendime olan aşkıma gelince herkes kaçışıyor. Oysa bir türlü anlam veremediğim kişiler üzerimde ahlaksızca geziniyor, üstüne üstlük yaşına başına bakmaksızın. Oysa ben çırpınıyorum bu gibileri üzerimden atmak için. Ama dedim ya gücüm artık azalıyor…

Çok kızgınsın?

Nasıl olmayım, duymadın mı? Yaşı başı kemal yerine nefsine ERMİŞ’i. Çıkmış bir iddiada bulunmuş kendince. HU üzerine kolay sanmış keşşaf ehli olmayı ya da birileri sandırmış ona.

Kendinden haklar türetmiş, varmış bunları da yanındakilere yedirmiş. Oh ne ala. Kendinden geçmişler, hatta o kadar ileri gitmişler ki küçük bir kız çocuğunu bezdirmişler. Dayanamamış ağzından hakikatler dökülmüş. Sonrası malum, adım çıktı gene Sakarya’da taciz diye.

Taciz mi?

Ya ne sandın? Oysa benim bağrımda yaşayanların ahitleşmesi vardı üzerimde, ne Ermenisi kaldı ne Yunanı. Verdi peş peşe silleyi tokatı. Ben o günden bugüne sakin akarım, taşmam. Haddimi de bilirim sabrımı da. Bu aralar üstümde ahlaksızca oynanır oldu oyunlar. Nasıl olurda postiş kurdurmuş alicenap Sakaryalılar. Neden dur çekilmemiş? Şimdi ise tahkikat yapılırmış, be gafilim önce tahkikat gerekirmiş. Bak ben atam Su’dan işittim, su uyur düşman uyumaz diye. Oysa bunu bilirdin eskilerden. Hiç işitmedin mi ne güzel söylemişti üstat ‘’ Ne ağır imtihandır başındaki Sakarya. Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya.’’ Dersler vardır almasını bilene. Oysa en büyük derstir ahlak denilen ilme. Şimdi sorarım sizlere ne olacaktır benim halım? Bağrıma vurulan hançeri kim sapladı üzerime? Öğretmen mi? Alim mi? Adalet mi? İdareciler mi? Yoksa üzerimde duran milyonlar mı?!