Bu köşede ekonomi ve vergi alanlarındaki gelişmeleri hem küresel hem ülkemiz hem de Sakarya’mız ölçeğinde değerlendirmeyi amaçladığımı bir önceki yazımda siz değerli okurlarıma belirtmiştim. Gelin Dünya ekonomisi, Türkiye ekonomisi ve son olarak Sakarya ekonomisine bir göz atalım. Corona virüsü ekonomiyi nasıl etkiliyor ve yakın gelecekte nasıl etkileyecek bir bakalım:

Dünya Ekonomisinin Gidişatı

2011 – 2018 arasında %3,6 ortalama yıllık büyüme sağlamış olan küresel sistemin 2019 yılında %3,3 büyümesi resesyon endişelerini çıkardı. Buna karşılık IMF, 2020 yılında büyümenin yeniden yüzde 3,6'ya yükseleceği tahminini yapıyor. ABD, Avrupa, Japonya ve Çin ekonomileri bize kabaca dünyanın özetini veriyor. O nedenle bu dört ekonominin büyümesine göz atalım.

2019 yılı için ABD'nin yüzde 1,8 ve 2020 yılında yüzde 1,7 oranında büyümesi bekleniyor. 2011 – 2018 arasında yıllık ortalama yüzde 2,2 hızla büyümüş olan ABD ekonomisi açısından gerek 2019 gerekse 2020 yıllarına ilişkin tahminler ciddi bir ivme kaybı beklentisini yansıtıyor.

2019 ve 2020 yılları için Euro Bölgesine yönelik büyüme tahminleri sırasıyla yüzde 1,3 ve yüzde 1,5. Bu oranların 2011 – 2018 arasında sağlanan yüzde 1,3'lük orandan pek farkı yok. Bu, Avrupa'nın gelecek yılda da toparlanamayacağını gösteriyor.

Japonya için öngörülen büyüme oranları 2019 için yüzde 1 ve 2020 için yüzde 0,5. Bu oranlar Japonya'nın durağan durumdan çıkamayacağını ortaya koyuyor.

Uzunca bir süre çift haneli oranlarda büyümeyi başarmış olan Çin'e ilişkin tahminler 2019 yılı için yüzde 6,3 ve 2020 için yüzde 6,1 oranındaki büyüme beklentilerini yansıtıyor. Yıllardır küresel sistemin lokomotifi olan Çin'in bu duruma düşmesi önümüzdeki dönem için küresel sistemde sıkıntıların devam edeceğini gösteriyor.

Corona virüsü, Çin için sorun oluşturmaya devam ediyor; salgın sebebiyle uluslararası kurumlar Çin'in 2020 yılı büyüme tahminini %0,5 puan düşürürken, 2020 ilk çeyrek beklentileri %1,5'tan daha fazla aşağı çekilmiş durumda. Dünya sağlık örgütünden (WHO) gelen ''Corona virüsü pandemi(küresel salgın) değil.'' Açıklaması finansal piyasaları memnun etmiş durumda lakin salgın güçlenerek artmaya devam ediyor. Önümüzdeki günler salgının ekonomi üzerindeki etkilerini bize daha net gösterecektir.

Türkiye Ekonomisinin Gidişatı

Türkiye 2010-2016 döneminde ortalama %6,3olan büyüme performansına sahip olmuştur. Ekonomimizin, 2017 yılı ilk yarısındaki Sözkonusu oranın %3,9’u yatırımlar ve ihracattan gelmektedir. Bu durum büyümemizin kalitesini göstermektedir. Ülkemiz, 2017 yılının ilk üç çeyreği itibariyle OECD, Avrupa Birliği ve G20 ülkeleri arasında büyüme oranı bakımından birinci sırayı elde etmiştir. Türkiye, 2018-2020 yılları Orta Vadeli Programı (OVP) hedeflerine göre, her üç yıl için de %5,5 büyümeyi hedeflemektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere göre, Türkiye ekonomisinin dengelerinde 2017 ortalarından bu yana görülen bozulma eğilimi 2018 yılının ilk yarısında bir resesyona dönüştü. Dünya ekonomisinin yavaşlama dönemine girdiği, hatta bir resesyon olasılığının konuşulduğu günlerde Türkiye ekonomisinin bu resesyondan çıkabileceğini söylemek pek kolay görünmüyor.

Ancak büyüme de 2018 yılının ikinci yarısında dengelenme sürecinden dönüşüm sürecine geçildiği görüldü. Bu anlamda geçen yılı yüzde 2,6 büyümeyle tamamlayan Türkiye ekonomisi, 2019'un ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ve ikinci çeyreğinde yüzde 1,6 daraldı. Üçüncü çeyrekte beklentileri aşarak yüzde 0,9 büyüyen ekonominin, YEP (Yeni Ekonomi Programı) hedeflerini tutturma çabası içerisinde olduğu gözlemlendi.

Corona virüsü salgını şu an küresel ekonomi için sınırlı seviyede olumsuzluğa sebep oldu ve ING'e göre dünyada mevcut durumdan pozitif etkilenen tek ekonomi Türkiye ekonomisi olacak. Aşağıdaki tablo bunu net bir biçimde gösteriyor:

Tedarik sıkıntısı Türkiye'yi özellikle Avrupa için cazip hale getirecek. Salgının Çin'e muhtemel etkileri sebebiyle endüstriyel emtialar çok ciddi değer kaybına uğradı. Brent petrol salgının başlamasından beri %13,8 değer kaybetti.(petrol fiyatlarındaki çöküşün bize etkisi son derece olumlu olacak.)

Sakarya Ekonomisinin Gidişatı

Kentsel dönüşümlerinin yanı sıra, sanayideki atılımları ile de dikkat çeken Sakarya, nitelikli ve tecrübeli istihdamı ve özellikle lojistikteki ayrıcalıklı özelliği ile en avantajlı iller den biri konumunda bulunuyor. Başta otomotiv sektörü olmak üzere demir ve demir dışı metaller, iklimlendirme sanayi, kimyevi maddeler ve mamulleri, çelik ve çimento endüstrisiyle Türkiye'deki 51 ilin toplam ihracatından daha fazla dış satım gerçekleştiren Sakarya; Toyota, Türk Traktör ve Otokar gibi önemli firmalarla ülkenin en fazla otomotiv ihracatı yapan 4'üncü ili. Sakarya, ekonomik ve üretim kapasite anlamında ihracatını son 10 yılda ikiye katladı. 2002 yılında 428 milyon $, 2017 yılında 5,2 milyar $ ve son olarak 2019 yılında 5,17 milyar $ dış satım gerçekleştirildi. OSB sayısı son 10 yılda 3’den 11’e yükseldi. Tüm bu rakamlar Sakarya’nın nitelikli bir ekonomik ve sınai performans sergilediğinin göstergeleridir.

Bir sonraki yazımızda görüşmek ümidiyle, her şey gönlünüzce olsun.