Sakarya Büyükşehir Belediyesi şehre Nostalji Tramvayı yapmak istiyor. Kimisi ‘iyi olur’ diyor, kimisi ise ‘iyi olmaz’ diyor. Ama birisi var ki ‘iyi olmaz’ derken ‘hakaret’ ediyor. Kim bu beyefendi! Sakarya Kitap Kırtasiye Büfe Gazete Bayileri Tekel Maddeleri Satıcıları ve Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Coşkun Bilir... Klasik bu kısa özeti yaptıktan sonra “bundan önce yazdığım 5 ayrı köşe yazısını okumayanlar buradan okuyabilir” uyarısıyla birlikte devam edelim...

***

Ego patlamasının yanı sıra hakaretler serisiyle ‘ben istediğimi yazarım’ modundaki Coşkun Bilir, “Herkes ‘Ekrem abimizi üzmeyelim’ modumda... Kimse ‘biz bu adamla kötü olmayalım’ derdinde... Herkes bir yalakalık yarışına girmiş gidiyor” diye yazdı. Şimdi burada bir es verelim. Ne diyor bu Coşkun Bilir!  Tam olarak “Herkes ‘Ekrem abimizi üzmeyelim’ modumda... Kimse ‘biz bu adamla kötü olmayalım’ derdinde... Herkes bir yalakalık yarışına girmiş gidiyor” diye yazdı. İyi o zaman, maden öyle gel böyle...

***

Demek Başkan Ekrem Yüce’yi yazınca Coşkun Bilir’e göre “Herkes bir yalakalık yarışına girmiş gidiyor” oluyor. Şimdi adama sormazlar mı! Günlerdir, aylardır Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu’ya methiyeler düzüyorsun. Başkan Işıksu’yu ne yere ne göğe koyuyorsun. Kimse sana bir şey dedi mi! Demedi! Kimse sana “yalaka” dedi mi! Demedi! Kimse sana “yalakalık yarışında en öndesin” dedi mi! Demedi. Kimse sana bunları demedi. Doğrusu da zaten bu. Coşkun Bilir olarak Başkan Mutlu Işıksu’yun çalışmalarını beğenebilirsin!  Bunda bir sıkıntı yok...

***

Ayrıca biz de Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu’yun bir çok çalışması ve projesini beğeniyoruz. Hatta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz ile TV 264 ekranlarında çıktığımız canlı yayında, “Koronavirüs salgını sırasında siz dahil Sakarya’nın bütün milletvekilleri ortalarda görülmedi. Sokaklar da yoktunuz. Bunu ben değil vatandaşlar söylüyor. Bu yönde halkın buna tepkisi var. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce ise sürekli sokaktaydı. Hatta Başkan Mutlu Işıksu’da sürekli halkın arasındaydı. Neden sokaklarda yoktunuz” diye soru sordum...

***

Ne oldu şimdi! Yalaka mı oldum! Hem Ekrem Yüce’nin hem de Mutlu Işıksu’nun sokaklarda, halkın arasında olduğunu yazmam yalakalık mı! Olmayan bir şey mi yazdım! Yalan mı! Başkan Ekrem Yüce gece gündüz sokaklarda değil miydi! İlçeleri gezmedi mi! Şimdi bunu yazınca ne oluyor! Yalaka mı olunuyor! Başkan Işıksu sokaklarda değil miydi! Zaten olması gereken de bu değil mi! Ülke gibi Sakarya’da bir süreçten geçti, geçiyor. Başkan Yüce’de olması gerektiği gibi sokaklarda, halkın içinde, ilçelerde gece yarılarına kadar çalışıyor...

***

Birileri bunu yazınca Coşkun Bilir’e göre ‘yalaka’ oluyor ama Coşkun Bilir istediği bir kişi için ‘çok iyi çalışıyor’ deyince yalaka olmuyor. Peki ne oluyor! Coşkun Bilir methiyeler düzdüğü kişinin yaptığı işlerin hakkını vermiş oluyor. Tabi, aynen böyle oluyor. Peki böyle bir dünya olabilir mi! Böyle bir bakış açısı olabilir mi! Sen kimsin Coşkun Bilir! Bu kentin otoritesi sen misin! Sen kimsin de istediğine yalaka damgası vuruyorsun!

***

Peki senin kıstasın ne! Hele bir anlatsana. Bunun kıstasını kamuoyuna anlatsana. Senin kıstasın ne! Kim neye göre yalaka! Birinin yalaka olduğuna nasıl karar veriyorsun! Bunun okulu mu var! Sen yazınca “gerçekler” oluyor ama başkası yazınca “yalaka” oluyor! Benim gibi düşünürsen adamsın, öbür türlü düşünürsen madamsın. Ohhhh, suyundan da koy!

***

Ayrıca Sakarya Kitap Kırtasiye Büfe Gazete Bayileri Tekel Maddeleri Satıcıları ve Kantinciler Esnaf Odası Başkanı olarak Sakarya Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği’ne, kısa adıyla SESOB’a bağlı bir odanın başkanısın. Diyelim SESOB bir işe imza attı. Bu işi de bir gazeteci beğendi ve övgü dolu bir haber yaptı. Ne oldu şimdi! SESOB için güzel bir yazı yazan gazeteci yalaka mı oldu! SESOB’u güzelleştiren habere imza atan bir gazeteci için “yalaka” diye yazabilir misin! Var mı sende o yürek!

***

Ama işine gelmez, dimi! SESOB veya kendi adamların için birisi güzel yazı yazsa, onu yazana ‘yalaka demek’ işine gelmez. Başkan Yüce’nin çalışmalarını yazanlar için “Herkes bir yalakalık yarışına girmiş gidiyor” diye yazmasını bilirsin ama. Sana bir dost tavsiyesi Coşkun Bilir. Bence artık köşe yazma işlerini, sosyal medya fenomeni olacam hayallerini, ‘ben yazınca kenti sallarım’ egolarını, bu kentte eseri bile olmayan eski Bayındırlık ve İskan İl Müdürü Cengiz Albayrak ile Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur’un gazına gelme işlerini bırak...

***

Vallahi bırak abi... Zaten yaşın belli bir yere geldi. Bence işini yap. Kırtasiye dükkanında kalem sat, defter sat, oyuncak sat, top sat, o yeni çıkan sırt çantalarından sat, yani senin anlayacağın işini yap. Boş zamanlarında ise köşe yazdığını zannederek ona buna hakaret edeceğine sevdiklerine zaman ayır. Yaşlıları gez, hastaları ziyaret et, paraya kıy ve Cengiz Albayrak ile Sezai Matur’a ara sıra yemek ısmarla... Ama ne olur “ben yazdım mı bu kenti sallarım” egosundan bir kurtul. Bırak bu “ben yazdım mı bu kenti sallarım” hayallerini...

***

Haaaa ille de “ben yazdım mı bu kenti sallarım” diyorsan, yine yaz. Yaz ama şunu da bil. Yazdıklarınla bu kenti değil ama yazılarındaki hakaretlerle sana olan saygıyı, sevgiyi, yılların ‘Coşkun abisi’ imajını sallıyorsun. İnan bana yazılarınla salladığın tek gerçek ‘Coşkun abi’ imajındır. Yalan mı! Günlerdir sana yazıyorum, karizmandan yiyorsun...

***

Şu hale bak...

Hayallere bak..

Neymiş ne!

Coşkun Bilir yazdı mı

kenti sallarmış!

Hayallere gel hayallere...

Peeh, Peeeeeeeeeeeh...

***

Yarın: Coşkun Bilir’in “Adapazarı’nın yıllarca ırzına geçenler, tecavüze devam ediyorlar ne yazık ki” sözlerine bakacağız...