Her gün aynı saatte trafik ışığının çevresinde çocuklar peydah olur. Önceleri dikkatimi çekmeyen; günün rutini olarak gördüğüm bu büyümüş de küçülmüşler güruhunda bugün tatlı bir telaş yaşandı. Tam o esnada her gün geciken otobüsün vaktinde geleceği tuttu. Ve ben bu telaşın, sevincin nedenini öğrenemeden otobüse bindim.

Ertesi gün aynı saatte bu kez merakımı cezbeden bu dilenci çocukları gayriihtiyari izlemeye koyuldum. Ki o esnada yine bir telaş, sevinç çığlıkları koptu. Yine dün çevresinde doluştukları, yeşil ışık yansa da gitmesine izin vermedikleri beyaz arabaydı bu. Otobüsüm gelmişti, merakım işe gecikmeyi göze almıştı.

Yaklaştım ama konuştuklarını duyamadım. Sadece güneşin ışıl ışıl yüzünü aydınlattığı; orta yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim, gülümsemesi çocukların hepsini sımsıkı saran bir hanımla konuşuyorlardı.

O gidince dayanamadım, çocuklardan birine sordum ‘’ size ne verdi de bu kadar sevindiniz? ’’

Ayaklarındaki terlikler yırtılmış, saçı bilmem kaç aydır taranmamış küçük dilenci yüzüme baktı ‘’sorusuna cevap verenlere çikolata veriyor. Cevabı severse 2 çikolata veriyor.’’ Ne sordu size? ‘’ ‘’ ağaç mı? Kum mu? ‘’ diye sordu. Kum diyenlere 2 çikolata verdi.’’ Dedi ve kıkırdayarak kaçtı yanımdan.

Bu ne demekti şimdi? Ağaç mı Kum mu? Kum cevabını neden bu kadar sevmişti peki? Bu sorularla ertesi günü zor ettim. Bu muammayı çözmeyi iş edinmiştim.

İşte aynı yerde aynı araba, ama yüzü ışıl ışıl hanım bu kez yan koltukta. Yüzü bembeyaz, bitkin. Çocukları görünce pencereyi açtırdı yanındakine. O kadar güzel gülümsüyordu ki, sanırsın çocuklar dilenci değil onun çocukları.

Bu kez arabayı kenara çektirdi. O kadar merak ediyordum ki olacakları epeyce yaklaştım ben de. Güzel gülen hanım arabadan inemedi. Ama yanındaki çocukların hepsine birer paket dağıttı. ‘’ ben artık gelemeyeceğim ama siz her gün gelin, mutlaka karnınız doyacak’’ dedi.

Gerçekten de bir daha göremediğim bu ışıl ışıl yüzün akıbetini merak edip , her gün çocuklara yiyecek getiren beye sorma cesaretinde bulundum. Tüm soruların cevapları yüreğimi dağladı. Bu hanım kanser hastasıymış. Her gün tedaviden dönerken gördüğü bu çocuklar için’’ onlar çıplak ayakları ile para dileniyor.

Bense ayağımda en lüks ayakkabı ile bir an fazla nefes almak için dileniyorum’’ dermiş çevresine. Gelelim en merak ettiğim soruya ‘’ Ağaç mı? Kum mu? ‘’ ‘’ beni ağaçların altına mı gömsünler? Yoksa en sevdiğim denizin kumsalına karşı mı? Demekmiş bu soru. Kum cevabı veren çocuklara iki çikolata bu yüzden verirmiş. O şimdi sevdiği dalgalara karşı bir tepede yatıyor dedi adam. Üstelik ikramı bol oldu. Başucunda ağacı, ayakucunda kumsalı.

Tuğba Boz: instagram.com/tugba.mutlu.boz?igshid=MWQ2ODkyMjM=