Beyoğlu’nda Lam Elif Oktay’ın hayat hikayesini bilen bilir. Bilmeyenlere Nilay Örnek’in ‘’Nasıl Olunur?’’pod casti için Oktay ile yaptığı röportajı tavsiye edebilirim. Kağıt toplayıcılığından Beyoğlu’nda sarraflığa uzanan bir dönüşüm hikayesi var Oktay’ın…

Dükkanının adı da Lam Elif. Bu röportaj beni, dönüşebilenleri düşünmeye ve yazmaya itti. Oktay’ ın aslında eski mesleği kağıt toplayıcılığını sevmesi; bu mesleğe geri dönüşüm olarak bakması çok etkileyici…

Çünkü günümüzde mesleğini bu kadar seven ve sahip çıkan bulmak zor. Üstelik herkes size çöpçü diye bakarken; siz çöpleri geri dönüşüm olarak görüyorsunuz. Bu aynı zamanda nefsin terbiyesi değil de nedir?

Böyle insanlara hayranım ve çok saygı duyuyorum. Eğer bir işin varsa ve o işi sadece hayatta

kalmak için yapıyorsan mutlu olamazsın ve dönüşemezsin. Çok yüksek katlı bir iş merkezinin asansöründe görevli bir adamın işini her gün aynı heyecan ve güler yüz ile yapması dikkatini çeken işadamı bir gün asansör görevlisine bunu nasıl başardığını sorar…

Öyle ya kendisi iş adamıdır; oraya her gün özel şoförüyle geliyor; herkes önünde el pençe divan ancak kendisi bile her gün aynı heyecanı duymuyor çalışırken. Asansör görevlisinin cevabı çok basit ama düşündürücü ‘’ işimin en iyisi olmaya çalışıyorum, çünkü daha yüksek katlı bir binada asansör görevlisi olmak hedefim var efendim.’’ İşte Oktay gibi dönüşebilen bir adamın hikayesi daha…

Belki bu adam mesleği ile dönüşmemiş. Ama yaptığı işin en iyisi olmak, işini severek yapmak; onu en iyiye ulaşmak hedefinde dönüştürecek…

Oktay da çocukken kağıt toplayıcılığına başlamış. Sadece bu işi yapmamış. Neleri sevdiğini keşfe çıkmış. Kitap okumayı öyle çok sevmiş ki kısa sürede hem dünya hem Türk edebiyatında okumadığı klasik kalmamış…

Gençliğin verdiği özgürlük düşü ile kağıt toplamayı hep sevmesine rağmen kitap aşkı ağır basıp önce kendine küçük bir tezgah açmış. İşini çok seven Oktay ın şu anki durumu Beyoğlu’nun en aranan sarraflarından olması olmuş…

Dönüşebilenler beni çok etkiler. Cesurdurlar. Kaybedecek bir şeyleri yoktur çoğu zaman.

Dönüştüklerinin farkına çok sonra varırlar. Bazısını hayat tekme tokat dönüştürür. Kimi kalıbına sığmaz dönüşür. Kimi gerçekten bir şeyleri değiştirmek ister; adeta tırmalar, kazır hayatı da dönüşür…

Kelebek kozasında güvendedir. Dönüşüp güzelliğine hayran bırakır. Kim bilir ömrünün kısaldığını bilerek mi çıkıyor kozasından? Birkaç gün bile yaşasa değmez mi kelebek olmaya? Kelebek, kelebek olmak için bile bir emek veriyor…

Haydi o zaman Bismillah…

Herkes işinin başına…

Tuğba Boz: instagram.com/tugba.mutlu.boz?igshid=MWQ2ODkyMjM=