Hayatta hiçbir duygu kalıcı değildir. Duyguların sürdürülebilmesi için devamlı beslenmesi gerekir. Bir nevi körüklenmesi, çiçek misali sulanması…

İnsanlar en büyük yanılgıya da burada düşüyorlar maalesef…

Çok sevildiklerinde daima çok sevileceklerini, devamlı ilgi gördüklerinde hiçbir şey yapmasalar dahi bu ilginin devam edeceğini, beklendikleri için bıraktığı yerde kalacaklarını, tahammül ettikleri için vazgeçmeyeceklerini, aşık oldukları için kendilerinden başkasına aşık olamayacaklarını, kötü davranışlarına müsamaha gösterdikleri için karşı tarafın kendilerinden soğumayacakları sanrısına kapılırlar. Ve davranışlarını sürdürürler. Ta ki karşı tarafın duyguları nötrleşene kadar.

Duygular beslenmezse zamanla düşüşe geçer. Ve kaybedilen hiçbir duygu eskisi gibi kazanılamaz. Zaman geçtikten sonra ne gösterilen ilgi, ne şefkat, ne anlayış, ne incelik karşı taraf için bir şey ifade etmez.

Hayattaki en kötü şey nefret, unutulmak, kızgınlık, kırgınlık, öfke değil soğumaktır. Soğuyan hiç bir yürek tekrardan kolay kolay ısınmaz. Bir insan sizden nefret edebilir onun nefretini dindirebilirsiniz, size kırılabilir sözlerinizle gönlünü alabilirsiniz, sizi unutabilir kendinizi hatırlatabilirsiniz, size kızabilir zaman geçince kızgınlığını yatıştırabilirsiniz fakat sizden soğursa karşınızdaki insan için bir şey ifade etmezsiniz. Özellikle de soğuyan, bir kadının yüreğiyse…

İnsanlar sizi onlara gösterdiğiniz davranış, incelik, ilgi, hoşgörü, sevgi sayesinde sever ve değer verirler. Zamanında gösterdiğiniz sevginiz, ilgi alakanız, davranışınız hayalinde asılı kaldığı için de sevmeye ve ilgili davranmaya devam ederler. Sevgi ve ilgi almaya almaya da sizden soğurlar.

İnsanları kızdırın, küstürün, öfkelendirin ama asla kendinizden soğutmayın. Soğumak unutmaktan dahi güçlü bir histir; nötrdür.

Sevgilerimle…

Mail: [email protected]