Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezince (SASGEM) düzenlenen Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu Doç. Dr. Cihat Yaycı oldu. Yaycı konferansta, “Denizlerin Önemi ve Türkiye” konusunu ele aldı.

Konuşmasına denizlerin birçok alana etkisinden ve insanlar üzerindeki değerinden bahsederek başlayan Yaycı, tarih boyunca ve hâlâ denizlerin öneminin arttığına devam ettiğine dikkat çekerek, “Denizleri kütlesinden müteşekkil görmek yerine artık refah ve zenginlik kaynağı olarak görmeliyiz” dedi.

“Bir devletin büyük devlet olabilmesi için bir gerek şarta, iki de yeter şarta ihtiyacı vardır.” diyen Yaycı, gerek şartı ülkenin iç huzuru, yeter şartın ilkini de enerji sorununu çözebilmek olarak açıkladı. Yaycı ayrıca, “Türkiye’nin elinden denizlerin alınmak istenmesinin sebebi enerji sorununu halledemesin ve büyük devlet olamasın diyedir” şeklinde yorum yaptı.

“Türkiye, dünyanın en zengin gaz hidrat yatağına sahip”

“İkinci yeter şartın nükleer teknolojiye sahip olmaktır” diyen Yaycı, bu nükleer teknolojiye sahip olamayan devletlerin büyük devlet olmasının imkânsızlığının altını çizdi. Doğal gazın varlığına işaret eden Yaycı, gaz hidrat yataklarının ticari anlamda öneminden bahsedip Türkiye’nin dünyanın en zengin gaz hidrat yatağına sahip olduğu bilgisini verdi.

Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesinden de bahseden Yaycı, bu projenin dünya çapınca bir gerilime yol açacağını, ciddi krizler, çatışmalar, müdahaleler hatta savaşlar olabileceğini söyledi.

Konferansta denizlerin önemini üç kısma bölen Yaycı, bunları ulaştırma, hidrokarbon kaynakları ve gıda olarak sıraladı. Ulaşım konusunda denizin diğer yollardan daha ucuz olduğunu fakat Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz taşımacılığından gelen gelirin az olduğunu söyleyen Yaycı, balıkçılık bakımından baktığımızda dünyada kişi başına 8 kilogram balık düştüğünü, bu oranın Avrupa’da 24 kg, Japonya’da 60 kg fakat Türkiye’ye baktığımızda bu oranın 4.5 kg olduğunu, kendi denizlerimizdeki balıklardan faydalanamadığımıza dikkat çekti.

“Türk milleti olarak denizcilik tarihimiz şanla şerefle doludur”

“Türkler denizci değildi’ gibi laflar tamamen Türklere aşağılık kompleksi oluşturmak için söylenen laflardır” diyen Yaycı, İslamiyet öncesi ve sonrası Türklerin denizle olan bağından ve vizyonundan bahsetti. Kanuni Sultan Süleyman’ın “Suyu yönetirsen toprağı da yönetirsin” ve Barbaros Hayreddin Paşa’nın “Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur” sözlerini hatırlatan yaycı o zamanlarda da denize verilen büyük önemden bahsetti.

Yaycı, son 10 senedir, özellikle de 5-6 senedir, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde hiç sahip çıkmadığı kadar denizlerine sahip çıktığını ve hassasiyetin son zamanlarda daha da arttığını söyledi. Yaycı konuşmasının sonunda Türkiye’nin denizcilik alanında umut vaat ettiğini belirtti.