Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Denizli'deki üye katılım töreninde yaptığı konuşmasında asgari ücret, 3600 ek gösterge, EYT ve üreticinin yaşadığı sorunları gündeme getirdi. Destici, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun helalleşme konusundaki sözlerine ve 50+1 tartışmalarına ilişkin de görüşlerini ifade etti.

“ASGARİ ÜCRETLİ EN AZ 4 BİN LİRA ALMALI”

Son üç yılda asgari ücret artışlarının enflasyon üzerinde seyretmesine partisinin öncülük ettiğini söyleyen Destici, “Bunlarda da hep biz öncülük yaptık. Teklif sahibi olduk ama şunu gördük ki; asgari ücretin tespitiyle ilgili ya kalıcı bir sistem getirilmeli.

Yılda bir değil, enflasyonun yükselmesini ve dövizdeki artışı hesap ederek asgari ücret 6 ayda bir belirlenmeli. Asgari ücretlimiz, enflasyona ve gıda fiyatları başta olmak üzere pahalılaşan hayata ezdirilmemelidir. Ve yine geçmiş yıllarda olduğu gibi asgari ücrete enflasyonun çok üzerinde bir zam yapılmalı. Bu zam yüzde 40 seviyesinde olmalı ve asgari ücrette en az 4 bin TL olarak gerçekleşmelidir. Bunun altında olmamalıdır diyoruz” ifadelerini kullandı.

“EN DÜŞÜK ÜCRETİ ALANDAN NE VERGİSİ ALACAKSIN?”

Asgari ücretten vergi alınmaması gerektiğini de ifade eden Destici, “İşverenlerimizi de düşünüyoruz. Bunlara yapılan destek devam etmeli, vergi kaldırılmalı diyoruz. Zaten asgari ücretliden vergi alınmaz. En düşük ücreti alanın ne vergisi olacak? Vergiler yeniden düzenlenmeli diyoruz. Daha da önemlisi kayıt dışı ile mücadele edilmeli diyoruz.

Şu anda yükselen ihracat rakamımız var. Sanayicimizin yüzü gülüyor. Ben işverenimizin bu destekleri aldığı zaman asgari ücretle ilgili söylediğimiz rakama bir itirazının olmadığını biliyorum. Burada biz hem işçimizi koruyacağız, emeğinin hakkını vereceğiz ama öbür taraftan işverenimizi de koruyacağız çünkü biz üretmek zorundayız. Bizim ekonomimizin ilacı üretmektir” diye konuştu.

“3 BİN LİRA OLAN GÜBRE 8 BİN LİRAYA ÇIKMIŞ”

Çiftçilerin de desteklenmesi gerektiğini belirten Destici; “Çiftçimizi, sanayiciyi, hayvancıyı desteklememiz lazım. Çiftçilerimizin özellikle fahiş şekilde artan gübre fiyatları ile ilgili inanılmaz şikâyetleri var. 3 bin lira olan gübre 8 bin liraya çıkmışsa burada büyük problem var demektir. O zaman devletin, ilgili bakanlıkların yapması gereken nedir, ya bu fiyatları aşağı çekecek ya da en az yüzde 50'sini sübvanse edecek. Gübreyi de ilacı da mazotu da sübvanse edecek. Üretici üretmek için ne kullanıyorsa bunu sübvanse edecek, destekleyecek. Yani üretimi artıracağız. Bunun başka yolu yok” dedi.

“BEN DE EYT’LİYİM”

3600 ek gösterge ve emeklilikte yaşa takılanlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Destici; “3600 ek gösterge beklentisi içinde olan vatandaşlarımız. Cumhurbaşkanı da dile getirdi, inşallah 2022 yılı içinde bu iş çözülecek. Talepler karşılanacak.

Bir de emeklilikte yaşa takılanlar var. Ben de üç sene emeklilikte yaşa takıldım, bekledim. Yani bunun ne menem bir şey olduğunu biliyorum. Hele bir de düşünün ki, başka hiç geliri olmayan insanlar var.

Çünkü bunlar artık emeklilik zamanı gelmiş, yeni bir işe de giremiyor, bir yerde de çalışamıyor. SGK'sı da yok sağlık hizmetlerinden de faydalanamıyor ve devlet bunlar işe başlarken demiş ki, siz şu kadar gün çalıştığınızda emekli olacaksınız. Ama 1999 yılındaki hükümet gelmiş bir Anavatan Partili bakan bunu iptal etmiş. Ama burada bir hak mağduriyeti var. Ben inanıyorum ki 2022 yılında bu mağduriyet de ortadan kaldırılacak, kaldırılmalıdır. Bunu da teklif ediyoruz” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU’NU HEDEF ALDI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun helalleşme açıklamasını da değerlendiren Destici, “Malasef başörtülü kızlarımız üniversiteye gidemedi. Devlet dairelerinde çalışamadı öğretmenlik yapamadı. Girenler atıldı.

Sırf babası imam sarıklı sakallı diye takkeli diye polis yapılmadılar asker yapılmadılar. Bütün bunlar yaşandı. Çok çeşitli dönemlerde. Biz sandık ki bu kesimlerden özür dileyecek. Ama bir şey söylemedi. Başbağlar’dan da özür dileyecek misin Kılıçdaroğlu?” ifadelerini kullandı.

50+1 tartışması için ise şu ifadeleri kullandı:

* Şimdi muhalefetin tamamı sistem değişmeli diyor. Hepsi bu konuda ortak fikirdeler. O arada birileri mevcut sistemin işleyişi ile ilgili tartışma gündeme getiriyor. 50+1 tartışması gündeme sokuluyor.

* Buradan bir kere daha söylüyorum başkanlık sisteminin, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin meşruiyetinin ve gücünün birinci şartı 50+1'dir. 50+1 ne demektir, güvenoyu demektir. Eski sistemde de güvenoyu vardı.

* Türkiye Cumhuriyeti yoluna başkanlık sistemi ile devam etmelidir, 50+1 devam etmelidir.

* Evet bu sistemin eksikleri fazlalıkları yok mudur, vardır. Uyum yasaları yeniden gündeme getirilmeli.

* Siyasi parti ve seçim kanunu demokratikleştirilerek, hele bir de sivil demokratik bir Anayasa yaparsak taçlandırmış oluruz.

* Bu tür adımlarla bu sistemin eksikleri giderilmeli fazlalıkları ortadan kaldırılmalı. Türkiye başkanlık sistemi ile güçlenmiş bir şekilde yoluna devam etmelidir.