Uluslararası Para Fonu (IMF), 2021 yılına ilişkin küresel ekonomik büyüme tahmininde değişikliğe gitmezken, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında artan ayrışmaya dikkati çekti.

IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nu güncelledi.

Raporda, ekonomik beklentilerin nisan ayından bu yana ülkeler arasında daha da farklılaştığı belirtildi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısına erişimin küresel toparlanmayı iki bloğa ayırdığına işaret edilen raporda, salgın devam ettiği sürece vaka sayısının çok düşük olduğu ülkelerde bile toparlanmanın garanti edilemediği aktarıldı.

IMF, Türkiye ekonomisi için 2021 büyüme beklentisini %5,8'e düşürdü, önceki yüzde 6'idi. 2022 büyüme beklentisini %3,3'e düşürdü, önceki yüzde 3,5'idi.

Tahminler gelişmiş ülkeler için yukarı, gelişmekte olan ülkeler için aşağı yönlü revize edildi

Raporda, küresel ekonominin 2021'de yüzde 6 büyümesinin beklendiği, 2022 yılı büyüme tahminin ise yüzde 4,4'ten yüzde 4,9'a yükseltildiği kaydedildi.

Bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme tahmininde değişikliğe gidilmeyen raporda, buna karşın, gelişmekte olan ülkelere yönelik bu yıla ilişkin beklentilerin aşağı yönlü, gelişmiş ekonomiler için ise yukarı yönlü revize edildiği ifade edildi.

Raporda, söz konusu revizyonların salgına ilişkin gelişmeleri ve politika desteğindeki değişiklikleri yansıttığına işaret edilerek, gelişmiş ekonomilere yönelik 2021 yılı büyüme beklentisinin yüzde 5,1'den yüzde 5,6'ya çıkarıldığı, gelişmekte olan ekonomiler için büyüme tahminin ise yüzde 6,7'den yüzde 6,3'e çekildiği kaydedildi.

Enflasyonun 2022'de çoğu ülkede salgın öncesi seviyelerine dönmesi bekleniyor

Son fiyat baskılarının çoğunlukla salgınla ilgili olağan dışı gelişmeleri ve geçici arz-talep uyumsuzluklarını yansıttığı belirtilen raporda, yüksek belirsizliğin devam etmesine rağmen enflasyonun 2022'de çoğu ülkede salgın öncesi seviyelerine dönmesinin beklendiği ifade edildi.

Raporda, bazı gelişmekte olan ekonomilerde kısmen yüksek gıda fiyatlarına bağlı olarak enflasyon artışı beklendiğine dikkat çekilerek, "Merkez bankaları genellikle geçici enflasyon baskılarına bakmalı ve temel fiyat dinamikleri netleşene kadar sıkılaştırmadan kaçınmalıdır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Enflasyon beklentilerinin şekillenmesi ve finansal koşulların erken sıkılaşmaya karşı korunmasında merkez bankalarının para politikası görünümüne ilişkin net iletişiminin anahtar olacağı vurgulanan raporda, "Ancak geçici baskıların daha kalıcı hale gelme riski var ve merkez bankalarının önleyici tedbirler alması gerekebilir." ifadesine yer verildi.