Corona virüsü salgının yarattığı baskının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisi giderek artıyor. Türk Lirası'ndaki değer kaybı hızlandıkça, hem kamu hem de özel sektörün döviz borç yükü katlanarak büyüyor. Türkiye'nin yönetmek zorunda olduğu 437 milyar dolarlık kısa ve uzun vadeli dış borcu bulunuyor.

2021'in Şubat ayına kadar vadesi gelecek olan döviz ödemeleri ise 168.5 milyar dolar. Bu tutarın 83 milyar dolarlık önemli bir kısmı ticari kredilerden oluşuyor.  Yani günlük iş hayatına ilişkin olanlar ve özellikle ithalat temelli olanlar. Şubat ayına kadar ödenecek olan dış borcun 70.8 milyar doları (yüzde 42'si) reel sektöre ait.

FORWARD KOLAYLAŞTIRILSIN

Kur şokları piyasadaki döviz açığını tetiklerken, aynı zamanda işletmelerin bilançolarının zayıflamasına da yol açıyor. Bu noktada korunma (hedge) işlemlerinin önemi ortaya çıkıyor. Dış borçlar için finansal koruma anlamına gelen hedge işlemlerine pay ayıran Türk şirketleri ile döviz fazlası veren şirketler bu dönemde bir adım öndeler. Ancak, bankalardaki hedge mekanizması zorlu ve maliyetli olması nedeniyle küçük ve orta büyüklükteki şirketler (KOBİ) tarafından tercih edilmiyor.

Otomotiv, hazır giyim, tekstil, kimyevi maddeler, çelik, madencilik gibi sektörler için ihracat gelirleri doğal ‘hedge' sağlıyor. Ancak, küresel ticaretin salgın nedeniyle felç olması Türkiye'nin ihracatında da sert düşüşlere neden oluyor. Dolayısıyla reel sektör için doğal bir ‘hedge' (riskten koruma) mekanizması sağlayan ihracat daralması da dış borç ödemelerini zora sokuyor.

İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel, piyasaların yaşadığı şokların üzerine bir de kur kaynaklı bilanço bozulması ve borç ödeme hızındaki düşüşün piyasanın nakit akışını bozacağına dikkat çekti. Önel, “Bizim beklentimiz, kamu bankalarının forward işlemlerinin kolaylaştırılması ve Kredi Garanti Fonu kefaletinde talep edilen dolar karşılığı sözleşme yapılması ve bu işlemlerin maliyetinin düşük olmasıdır” dedi.

Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya da kurdaki artışa karşı korunma işlemlerini büyük finansman departmanlarına sahip şirketlerin yapabildiğini ancak genele yayılmadığını söyledi. Kaya, “Merkez Bankası'nın Mayıs 2019'da yayınladığı finansal istikrar raporunda TL-yabancı para türev işlem tutarının firmaların toplam yabancı pozisyonuna oranı yüzde 7 seviyesinde” dedi.

11.2 MİLYAR DOLAR HEDGE EDİLİYOR

Şirketlerin yabancı para pozisyonları, aynı zamanda kurdaki dalgalanmalardan ve arz-talep şokundan ne oranda etkilenebileceklerini de ortaya koyuyor. 2019 sonunda reel sektörün net döviz açık pozisyonunu 175.1 milyar dolar olduğuna işaret eden Yunus Kaya, “Borsadaki reel sektör şirketlerinin ise 26 milyar dolar döviz açık pozisyonu var. Dolayısıyla borsadaki şirketler, toplam döviz açığının yüzde 15'ine sahip” dedi.

Kaya'nın verdiği bilgiye göre, borsada işlem gören 402 şirketten reel sektörde faaliyet gösteren 286 şirket var. Bu şirketler 26 milyar dolar karşılığı döviz açık pozisyonunun yüzde 43'ünü (11.2 milyar dolar) hedge ediyor ve net döviz açık pozisyonlarının 14.8 milyar dolar oldukları görülüyor.