Şeyh Edebali Camii…
-- Nerede!
Adapazarı 15 Temmuz Camili Mahallesi’nde…
-- Temeli ne zaman atıldı!
16 Aralık 2012…
-- Peki günlerden neydi!
Cuma idi..
-- Neden Cuma günü!
Özellikle Cuma namazı sonrasında denk getirdiler…
-- Niye!
Ne demek niye!
Niyesi mi var!
Cuma günü ve Cuma Namazı Müslümanlar için kutsaldır…
-- Doğru..
Çok doğru…
Sonuna kadar doğru..
Şimdi bu doğrudan devam edelim…

*

İki gündür yaklaşık 9 yıldır bitirilemeyen Şeyh Edebali Camii’ni yazıyorum…
Gerek sosyal medyadan…
Gerek telefonla…
Gerek bir çok iletişim yoluyla herkes yazdıklarıma katılıyor…
Ama nedense bu caminin temelini bizzat elleriyle atan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ses-seda yok…
Hoca efendi suskun…
Tık yok…

*

Televizyonlarda…
Katıldığı programlarda…
Katıldığı toplantılarda…
Her ortamda sesi gümbür gümbür çıkan…
Gür sesiyle kubbeleri inleten başkan Ali Erbaş sus-pus…
Muhterem hocanın gıkı çıkmıyor…
Neden!
Neden susuyorsun Ali Erbaş!
Hayır olsun…
Niye sesin soluğun çıkmıyor!
Konu cami…
Konu bir caminin tam 9 yıl bitirilememesi…
Konunun Türkiye’deki 1 numaralı muhatabı sensin…

*

Bir de kendi ellerinle bu caminin temelini atmışsın…
“Temelini attığın camiyi unuttun” diyeceğiz…
İmkanı yok…
Sakarya’nın ekmeğini yedin…
Suyunu içtin…
Dostların var…
Başka memleket yok gibi her hafta buradasın…
Cami öyle merkezi bir yerdeki görmeden geçemezsin…
Mutlaka ve mutlaka bu caminin yarım kaldığını biliyorsundur…

*

Bilmesen bile iki gündür ben yazıyorum…
Mutlaka kulağına gelmiştir…
Peki ama neden susuyorsun!
Niye!
Sen Diyanet İşleri Başkanı değil misin!
Sen bu camiden sorumlu değil misin!
Eeeeeee…
Niye susuyorsun!
Bir daha sorayım…
Kim bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı!
90 bin cami kime bağlı!
130 bin personel kime bağlı!
12,9 milyarlık bütçenin başındaki isim kim!

*

Kimin peşinde koruma ordusu var!
Kim milyonluk araçlara biniyor!
Kim Cumhurbaşkanı ile senin gibi rahat görüşebiliyor!
Kim gittiği her yerde hürmet, saygı, itibar görüyor!
Hoca efendi…
Bu işler öyle o makamda oturmakla olmuyor…
Madem o makamda oturuyorsun, hakkını vereceksin…
Bu kentte 9 yıldır bitirilemeyen bir cami var ise…
Ki bu caminin temelini kendi ellerinle atmış isen…
Gereğini yapacaksın…
Yapamıyor musun!
Demek ki o makamın hakkını veremiyorsun…

*

Bak hoca efendi…
Öyle zırt-pırt Sakarya’ya gelip gezmekle bu işler olmuyor…
Şöyle arkana bir bak…
Ama iyi bak…
O makama senin gibi ne değerli insanlar geldi, gitti…
Yani, seninde bildiğin gibi o makamlar gelip geçici…
Sen bunu benden daha iyi bilirsin…

*

Bak hoca efendi…
Maziye bak…
Temelini birlikte attığın isimler nerede!
Vali Mustafa Büyük, emekli…
Başkan Zeki Toçoğlu, emekli…
Müftü İlyas Serenli, emekli…
Bir de bu dünyadan göç edenler var…
Hepsi mazide kaldı…

*

Bak hoca efendi…
Bugün Diyanet İşleri Başkanısın…
Televizyonlarda görüyoruz…
Peşinde bir ordu var…
Ama gün gelir…
İki gün sonra bu görevden gidersin…
Emekli olursun…
Sakarya’ya geldiğin zaman Diyanet İşleri Başkanısın diye peşinden ayrılmayanlar, emekli olunca ‘bu kente ne verdin’ diyerek selamını almazlar…

*

Bak hoca efendi…
Çok örneği var ama en yakın tarihten sana bir örnek vereyim…
Sakarya eski Valisi Hüseyin Avni Coş yaşamını kaybetti…
Allah rahmet eylesin…
Mekanı cennet olsun…
Vali Coş makamındaki ‘ağamsın-paşamsın’ diyenler…
Vali Coş’ın kıçının dibinden ayrılmayanlar…
Vali Coş’un yüzüne gülücük atanlar, İstanbul’daki cenaze törenine bile katılmadı…
Eyyy hoca efendi ey…

*

Bak hoca efendi…
Uzun lafın kısası…
Ekmeğini yediğin…
Suyunu içtiğin…
Yılların geçtiği şu Sakarya’ya bir iyiliğin olsun…
9 yıllık bu ayıba gel bir son ver…
Sana yakışanı yap…
Şu işe bir el at…
Bir Cuma Namazı sonrasında bu caminin temelini attınız…
Bir Cuma Namazı sonra da açılışını yapın…
Yapın ki bu ayıpta bitsin…

*
Zaten kabası bitmiş…
Geri kalan şu işi bitirin ve Şeyh Edebali Camii’ni ibadete açın..
Açın ki bu kent seni her zaman rahmetle ansın…
Açın ki bu kent seni baş tacı yapsın…
Emekli olsan bile değişmez…
Seni gördüğümüz yerde hürmet edelim…

*

Devam edecek…