HALK54.COM/Hüseyin CUMALI'nın Özel Haberi

ŞOK EDEN DETAYLAR
Sakarya'nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkisinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz'da saat 11.15 sularında meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden, kentin birçok noktasından duyulan patlama ardından Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede yer alan iddialar insanın tüylerini diken diken yapmaya devam ediyor. İddianame de yer alan iddialarla ilgili detaylar facianın resmen geliyorum dediğini gösterir nitelilikte dosyada yer aldı.

YOK ARTIK
Hendek Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan fezleke Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulması ve mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle birlikte bir çok detay arasında fabrikayı geçmiş zamanda gelen müfettiş ile fabrika sahibi Yaşar Coşkun arasında geçen diyalog dikkat çekti. Fabrikanın kimyageri Ahmet Ç. tarafından savcıya aktarılan bir detay ise ‘yok artık’ dedirtti.

İŞİ İYİ BİLMEYEN MÜFETTİŞ!
Patlamada yaralanması nedeniyle müşteki şüpheli sıfatıyla ifade veren kimyager Ahmet Ç., “Bir keresinde şahit olduğu olayda Ankara'dan gelen ve işi biraz bilen bir müfettişin Yaşar Coşkun'a ‘Misketi kendiniz mi üretiyorsunuz yoksa satın mı alıyorsunuz?’ diye sorduğunda Yaşar Coşkun'un kendilerinin ürettiğini söyledi. Müfettişin de ‘nerede’ ürettiklerini sorması üzerine Yaşar Coşkun’un müfettişe Çin Mahallesi’ndeki laboratuarı değil torpil ve volkan bölümlerinin laboratuarını göstererek ‘Burada üretim yapıyoruz’ dedi. Müfettiş işin teknik boyutunu çok fazla bilmediği için buna inandı” şeklinde ifade verdi.

-----------------

İŞTE İDDİANAMENİN SON KISMI
Meydana gelen bu patlamaların ve iş kazalarının da soruşturma konusu olaydaki yukarıda
detaylı olarak anlatılan kusur sebepleriyle benzer sebeplerden kaynaklandığının mahkeme
kararları ve bilirkişi raporları ile tespit edildiği,

-- Buna rağmen gerekli önlemler alınmayarak aynı şeklide çalışılmaya devam edilmesi halinin kazayı öngörülebilir ve önlenebilir hale getirdiği,

-- Bu haliyle de şüphelilerin ihmal ve kusurlarının TCK'nın 22/3 maddesi kapsamında bilinçli taksir boyutunda olduğu,

-- Keza müşteki şüpheli Ahmet Ç.’nin beyanında ‘Fabrikaya denetim yapılacağı’ hususunda önceden haber geldiğini, Hasan Ali V.’nin denetim yapılacağı zaman kendisini arayarak “Ahmet bugün denetim olacak Çin Mahallesi’ni kapat” seklinde söylediğini,

-- Bunun üzerine kendisinin de Çin Mahallesi’nde üretimi durdurarak isçilerle birlikte ya yukarı imalathane bölümüne çıktığını ya da işçilerin bekleme yerinde denetimin sonlanmasını beklendiklerini,

-- Denetime gelen kişiler hiçbir zaman Çin Mahallesi’ne inmediklerini,

-- Hatta bir keresinde şahit olduğu olayda Ankara'dan gelen ve işi biraz bilen bir müfettişin Yaşar Coşkun'a "Misketi kendiniz mi üretiyorsunuz yoksa satın mı alıyorsunuz?" diye sorduğunda Yaşar Coşkun'un kendilerinin ürettiğini söylediğini,

-- Müfettişin de ‘nerede’ ürettiklerini sorması üzerine Yaşar Coşkun’un müfettişe Çin

Mahallesi’ndeki laboratuarı değil torpil ve volkan bölümlerinin laboratuarını göstererek

“Burada üretim yapıyoruz” dediğini,

-- Müfettiş işin teknik boyutunu çok fazla bilmediği için buna inandığını,

-- Çin Mahallesi’nin çok büyük tehlike arz ettiğini fabrika sahipleri de bilmesi nedeniyle Çin Mahallesi’ni kimseye göstermediklerini,  

-- Çinli usta Yang'ın bir keresinde kendisine fabrikanın çalışma şekli ile ilgili olarak "Bu işi yapıyorsun ama burası eninde sonunda patlayacak" şeklinde söylediğini,

-- Kendisinin buranın patlamaması için ne yapmak gerektiğini sorduğunda ise “ne yaparsan yap burası eninde sonunda patlar” şeklinde söylediğini beyan etmesi yine diğer müşteki ve tanıkların beyanlarının aynı doğrultuda olması karsısında şüpheli işveren ve işveren vekillerinin Çin Mahallesi’ni denetime açmadıkları,

-- Denetim zamanında bu bölümün faaliyetini geçici olarak durdurdukları,

-- İşverenlerin bu davranışlarıyla Çin Mahallesi denilen yerdeki eksiklik ve aykırılıkların

farkında olmalarına rağmen buradaki aykırılıkları gidermek yerine denetim birimlerinden

gizledikleri,

-- Bu durum ise şüphelilerin eylemlerinin sonuçlarını öngördüğünü veya

öngörebilecek durumda olduğunu ve bilinçli taksir boyutunda ihmal ve kusurlarının

bulunduğunu gösterdiği,

-- Örneğin aynı işyerinde 11.02.2011 tarihinde kız kaçıran bölümünde meydana gelen patlamada bu bölümde çalışan 1 isçinin öldüğü, 8 isçinin yaralandığı olayla

ilgili görülen davada taksirle bir kişinin ölümüne, birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyetine hükmedildiği,

-- Ancak Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/18035 E, 2015/12308 K sayılı kararında "Oluşa ve dosya kapsamına göre;

-- Büyük Coşkunlar Piroteknik Kimya Sanayi Havai Fişek Oyuncak Pazarlama Ticaret ve Sanayi Limitet Şirketi unvanlı firmaya ait havai fişek fabrikasının kız kaçıran olarak bilinen piroteknik malzemenin imal işlemi sırasında, masalar üzerinde hazırlanan kapsüllerin kalıplara yerleştirilmesinin ardından pres makinesinde yapılan presleme sonrası kapsüllerin

kalıplarından çıkartıldığı sırada oluşan parlama ve patlama neticesi isçilerden birinin ölümü

birden çok isçinin de yaralandığı,

-- Sanıklardan Yaşar Coşkun’un patlamanın gerçekleştiği fabrikanın (şubenin) genel müdürü, diğer sanık Fatih C.’nin ise ismi yukarıda zikredilen firmanın ortağı ve sorumlu müdürü olduğu,  

-- Patlamanın gerçekleştiği bölümde çalışan ve genelde ilkokul mezunu olan isçilere gerekli ve yeterli iş güvenliği eğitiminin verilmediği,

-- Zaman zaman verilen eğitimin ise yeterli eğitici eğitiminden geçmemiş olan ve A sınıfı iş

güvenliği uzmanlık belgesi bulunmayan mühendisler tarafından verildiği,

-- Çalışılan alanda statik elektrik oluşturan ve oluşan elektrik yükünü tutan plastik çalışma masasında ve çalışanların arkalarında yer alan kutular içinde hammadde ve mamul olarak gereğinden fazla patlayıcı maddenin bulunduğu,

-- Çalışılan bölümde acil çıkış kapısı bulunmadığı,

-- Var olan tek çıkış kapısı önünde de acil çıkısı zorlaştıracak şekilde paketlemede kullanılan kolilerin yığıldığı,

-- İşçilere daha hızlı çalışmaları ve daha fazla imalat gerçekleştirmeleri hususunda işveren vekilleri tarafından baskı yapıldığı,

-- 16.06.2004 tarih ve 225494 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği”nin ek çizelgesi gereği çok tehlikeli işler sınıfında yer alan bu işyerinde çalışmaması gerektiği halde kadın isçilerin çalıştırıldığı,

-- Yeterli denetim ve gözetim mekanizmasının oluşturulmadığı bu işyerinde Sosyal

Güvenlik Kurumu kayıtları ile tanık ve mağdur anlatımlarına göre iki yıl önce benzer

patlama neticesi 2 işçinin ölümü ve 47 işçinin de yaralanmasına rağmen yeterli risk

değerlendirme çalışmalarının yapılmadığı,

-- İmalatı gerçekleştirilen kız kaçıran isimli patlayıcı eğilimindeki malzeme ile ilgili üretim aşamalarının (kapsül doldurma-kalıp hazırlama-presleme-kalıptan çıkartma) hemen hemen tamamının aynı ortamda bir arada gerçekleştirildiği,

-- Çalışılan bölümdeki elektrik ve aydınlatma tesisatı ile buralarda kullanılacak elektrikli cihazların alev geçirmez tipte olmasının sağlanmadığı, statik elektriğe karsı önlem alınmadığı, sayılan bu eksikliklere ve iki yıl önce benzer patlamaya rağmen çok tehlikeli işler sınıfında yer alan faaliyetin sürdürülmesine göz yuman ve yeterli denetim ve kontrol mekanizması oluşturmayan sanıkların eylemlerinde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu ve tayin olunan cezalarının TCK’nin 22/3. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi,

--  Asli kusurlu şekilde bir kişinin ölümü şikayeti devam eden 3 kişinin de nitelikli şekilde

yaralanmalarına sebebiyet veren sanıklar hakkında iki sınır arasında temel ceza

belirlenirken, suçun isleniş biçimi, faillerin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırları da dikkate alınmak suretiyle uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınarak,

-- Adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek eksik cezaya hükmolunması, şeklinde karar vererek verilen cezayı az bularak olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğini vurguladığı...

-------------------------

NE OLMUŞTU!
Sakarya'nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkisinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz'da saat 11.15 sularında meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden, kentin birçok noktasından duyulan patlamalarda Erhan Ateş (45),  Halis Yılmaz (26), Havva Çelik (55), Muhammet Aygün (27),  Muhammet Seyfi Çanakçı (56), Ramazan Kor (42), Sabahattin Tepeçınar (46), hayatını kaybetmiş, 127 kişi yaralanmıştı.

3 ŞEHİT
Bu patlama sonrasında fabrikada kalan patlayıcının kontrollü imhası amacıyla Adapazarı ilçesi Taşkısığı mevkisine 9 Temmuz'da saat 11.35 sularında kamyonla getirilmişti ve araçtan  indirildiği sırada meydana gelen patlamada Jandarma Astsubay Çavuş Halil Tuna Akgöz, Jandarma Uzman Çavuş Mesut Yazar ve Jandarma Uzman Onbaşı Fatih Monga Şehit olmuş, 8 jandarma personeli ile kamyon şoförü yaralanmıştı.

NE İSTENİYOR!
Toplam 108 müştekinin bulunduğu 27 sayfalık iddianame de Cumhuriyet savcısı “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" iddiasıyla fabrika sahipleri Ali Rıza Ergenç C. (75), Yaşar C. (48) ile Ersan Ö. (43), Hasan Ali V. (58), Aslı B. (40),  Asiye A. (44) ve müşteki şüpheli Ahmet Ç. (31) için 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi.

-------------

DİP NOT...
Halk54.com olarak yaşanan faciayla birlikte Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianameyle ilgili detayları verdiğimiz haberlerin bu sonuncusuydu. İddianameyle ilgili bundan önce yaptığımız 28 ayrı haberi www.google.com üzerinde arattırıp bulabilirsiniz.