Sakarya Büyükşehir Belediyesi şehre Nostalji Tramvayı yapmak istiyor. Kimisi ‘iyi olur’ diyor, kimisi ise ‘iyi olmaz’ diyor. Ama birisi var ki ‘iyi olmaz’ derken ‘hakaret’ ediyor. Kim bu beyefendi! Sakarya Kitap Kırtasiye Büfe Gazete Bayileri Tekel Maddeleri Satıcıları ve Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Coşkun Bilir... Klasik bu kısa özeti yaptıktan sonra “bundan önce yazdığım köşe yazısını okumayanlar buradan okuyabilir” uyarısıyla birlikte devam edelim...

***

Coşkun Bilir, “Adapazarı’nın yıllarca ırzına geçenler, tecavüze devam ediyorlar ne yazık ki... Bu ihale yapılır, Nostaljik Tramvay Çark Caddesi’nde gidip gelmeye başlarsa Suriyelilerle yeni bir eğlence kapısı daha çıkmış olacak, bu işin cabası” diye yazdı. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Suriyeliler konusu çok ama çok hassas bir konudur. Amerikan tişörtü giyen, Gar Meydanı ile Atatürk Bulvarı başta olmak üzere şehirde gezen 18 ile 45 yaş grubu Suriyelilere ben de kızıyorum...

***

Ama yaşlısına, çocuğuna, kadınına, bebesine lafım yok. Allah kimseyi evinden etmesin. Allah kimseyi Suriyelilerin durumuna düşürmesin. Bir insanın doğduğu, büyüdüğü vatan topraklarından ayrılması kolay değil. Evet, bazı Suriyeliler ile diğer mültecilerin hataları var. Ama şu fani dünyada kimin hatası yok ki! Dolası ile bazı genç mültecilerin zaman zaman yaptığı taşkınlıklara bende takılıyorum. Ancak Coşkun Bilir’in ‘bazı’ bile demeden ‘Bütün Suriyeleri’ hedef tahtası yapmaya karşıyım. Şunu Coşkun Bilir dahil kimse unutmasın. Düşmez kalkmaz bir tek Allah...

***

Devam edelim. Coşkun Bilir, “Yani anlayacağınız Nostaljik Tramvay Ekrem Yüce’nin bu şehre yeni bir kazığı olacaktır. Bugünden sonra bu konu hakkında tek bir kelam dahi etmeyeceğim. Allah herkesin yolunu açık etsin. Hüseyin Cumalı başta olmak üzere” diyerek yazısını bitirdi. Çok bilir Coşkun Bilir, “Allah herkesin yolunu açık etsin. Hüseyin Cumalı başta olmak üzere” diyor yaa. Ben de aynı duygularla kendisine “Allah herkesin yolunu açık etsin. Coşkun Bilir başta olmak üzere” diyorum...

***

Ancak yazının sonunda bir de “Yani anlayacağınız Nostaljik Tramvay Ekrem Yüce’nin bu şehre yeni bir kazığı olacaktır” diyor. Şimdi bu söz kendisine yakıştı mı! Bu kentte yıllardır bilinen bir ailenin ferdisin. Bu kentte yıllardır esnafsın. Bu kentte yıllardır sosyal yaşamın içindesin. Bu kentte yıllardır ucundan da olsa köşe yazıyorsun. Bu kentte yıllardır siyaset yaptın. Bu kente halen Sakarya Kitap Kırtasiye Büfe Gazete Bayileri Tekel Maddeleri Satıcıları ve Kantinciler Esnaf Odası Başkanısın. Torun sahibi oldun. Aile reisisin. Bir babasın...

***

Bee adam hiç mi utanmıyorsun! Hiç mi sıkılmıyorsun! Tek bir yazında mühendislerin emeğine ‘salakça’ dedin, ‘bu salakça projeye kim destek verir’ derdin, dönerci esnafına saf iması yaptın, eski belediye başkanları Aziz Duran ile Süleyman Dişli’nin kente hizmetleri için “Adapazarı’nın ırzına geçtiler” dedin, sözde destek verdiğin başkan Mutlu başkan için “Adapazarı’nda halen tecavüz sürüyor” dedin, ego patlamasının kralını yaşadın....

***

Daha sayayım mı! Bütün bunları tek bir yazında yaptın ve aynı yazında “Nostalji Tramvayı gelirse Çark Caddesi Tarihi Uzunçarşı gibi dönerci çarşısı olur” dedin. Oysa bırak Tarihi Uzunçarşı’yı kentin her hangi bir yerinden tramvay geçmedi. Sırf bunu Uzunçarşı ve Çark Caddesi esnafı gaza gelsin diye yazdın. Bitmedi, bitmedi, bitmez. Coşkun Bilir hakaretlerini bitirmiyor ki biz bu hakaretleri sıralamayı bitirelim. Kendin istediğini, sevdiğini övdüğün zaman ‘Ben gerçekleri yazarım” dedin, biz birisini övünce bize “yalaka” dedin. Yıllarca ekmeğini bu işten çıkartan bizlere utanmadan, sıkılmadan ‘yalaka’ diye yazdın. Hiç mi sıkılmadın! İşyerinin bulunduğu Yuvam Sokak zamanında Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilirken, edildikten sonra yazdığın methiyeler için biz sana ne dedik! Yalan mı! O zamanlar Büyükşehir Belediyesi’ne düzdüğün methiyeler yalan mı!

***

Kesmedi. Hakaret etmek seni kesmedi. “bu kent benden sorulur” modunda egonla herkese tepeden bakmak seni kesmedi. Zenginim edasıyla ego patlamalarınla yazdıkların da seni kesmedi. Tatmin olmadın, olamadın. Zamanla öyle bir hale geldin ki artık devreye kazıkları soktun. Beğenirsin, beğenmezsin. Seversin, sevmezsin. Hizmetlerini takdir edersen veya etmezsin ama kibarlığı, nezaketi, saygısı noktasında herkesin takdir ettiği Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’ye en kibar tarifiyle çok ayıp ettin...

***

Bu ülkeye ve Sakarya’ya yıllarca hizmet, senden yaşça büyük bir insana “Yani anlayacağınız Nostaljik Tramvay Ekrem Yüce’nin bu şehre yeni bir kazığı olacaktır” diye yazabildin. O Cengiz Albayrak, Sezai Matur başta olmak üzere yakın çevren seni öyle pof pofladı ki, öyle bir egon oldu ki, öyle bir egonun esiri oldun ki, yıllar önceki bu kentin Coşkun abisinden geriye eser bırakmadın. Bir zamanlar sana ‘Coşkun abim’ diyenleri bile artık yazdıklarınla şok ediyorsun. Sosyal medyada goy goylarına kendini öyle bir kaptırdın ki eski halinden eser yok...

***

Bak Coşkun abi, sana halen abi diyorum. Kalbinin yine güzel attığına inanıyorum. Bence git Başkan Ekrem Yüce’nin bir bardak çayını iç ve özür dile... Yine beğenmediğin proje ve hizmetleri söyle, yaz. Ancak hakaret etmeden yaz. Kazıkları işe karıştırmadan yaz. Eskisi gibi ol. Bu kentin Coşkun abisi ol. Bu benimkisi bir kardeş tavsiyesi...

***

Sen şimdi ister kardeş tavsiyesini dikkate al, istersen alma. O kısım senin bileceğin iş ama böyle yazmaya devam edersen, bu saatten sonra bende ‘senin anladığın’ dilden sana yazarım. Hem de isim vererek yazarım. Sonra üzülürsün. Uzun lafın kısası o sevilen, sayılan ve hürmet gören Coşkun abi ol, nokta...

***

Son sözüm...

Günlerdir hakkında yazdığım Coşkun Bilir bana bir kere bile cevap vermedi. Sandalyeci olan rahmetli babam bana “Oğlum, aman diye ne sakın vurma” derdi. Rahmetli babamı dinliyor ve  hakkında 8-10 köşe yazısı yazdığım, ancak bana cevap veremeyen Coşkun Bilir yazı dizisini burada noktalıyorum...