Sakarya Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Mustafa Yıldız, ülkemizde azalan su kaynaklarının tarım ve hayvancılık sektörünü nasıl etkileyeceğini açıkladı.

Yıldız yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"Dünyada artan küresel ısınma, paralelinde iklim değişikliği tarımı ve de hayvancılığı gelecekte olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. İstatistiki verileri ülkemizde ve de dünyada incelediğiniz zaman bunu açıkça görürsünüz.

Eğer dünya ülkeleri, su ile ilgili çok ciddi tasarrufa yönelik kararlar almazlarsa ya da alıpöuygulamazlarsa dünyayı çok ciddi açlıkla ve de yeterli su bulunmadığı durumlarda bulaşıcı hastalıklar ilgili sorunlarla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Dünyanın bugünlerde yaşamış olduğu Covid-19 pandemisi ile ilgili sorunlar önümüzdeki yıllarda yaşanacak olan iklim değişikliğine bağlı su sorunları yanında etkisi çok zayıf kalacaktır.

Su gıda üretimi için büyük önem taşımaktadır. Bir ton üretmek için gerekli su miktarı mısır için 450 metreküp/ ton, süt için 900 metreküp/ton, buğday için bin 200 metreküp/ton, soya için 2 bin 300 metreküp/ton, tavuk için 2 bin 800 metreküp/ton, yumurta için 4 bin 700 metreküp/ton, peynir için 5 bin 300 metreküp/ton, sığır eti için 15 bin metre küp/ton suya ihtiyaç vardır.

Sanayide kullanılan su dan şu an için bahsetmiyoruz. Küresel ısınma sonucu oluşacak iklim değişikliğine bağlı tarım ve hayvancılıktaki üretimde gerileme olacaktır.Tarımda ve de hayvancılıkta üretim artışı su varlığına bağlıdır.Su rezervleri ise küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinden çok etkilenmektedir. Artan dünya nüfusu sonucu dünya ülkeleri açlıkla karşı karşıya kalacaktır .Bunu görmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Açlıkla karşı karşıya kalan devletler gıda temininde her türlü yolu deneyeceklerdir.Su savaşları kaçınılmaz olacaktır.Gelecekte su sorunları en aza indirmek için şimdiden gerek dünyada gerekse ülkemizde çok ciddi su tasarruf programları hazırlamak zorundayız. İnsanlığı küresel ısınma ve de su tasarrufu konusunda bilinçlendirmeliyiz.

Ülkemizde ki durumu inceleyecek olursak, on yıl önce kişi başına düşen su miktarı 4 bin metreküp iken, geldiğimiz 2020 yılı itibariyle kişi başına düşen su miktarı 1400 metreküp civarındadır.

Türkiye su kaynakları açısından çok zengin bir ülke değil. Yüzeysel ve yer altı su kaynaklarını birlikte düşündüğümüzde ekonomik ve teknik olarak bir yılda kişi başına elde edebileceğimiz su miktar bin 400 metreküp civarındadır.

Avrupa ülkeleri ise su kaynakları bakımından bizim 6-7 katımız seviyesindedir. Bu yüzden gelecek nesillere daha temiz su ulaştırmak için su kaynaklarımızı çok iyi yönetmemiz ve kullanmamız gerekiyor.

Örneğin, Konya su kaynağının en az olduğu şehirlerimizden biridir. Konya da son yıllarda oluşan obruklar asıl nedeni yer altı su kaynaklarının azalmasına bağlı olarak şekillenmektedir. Yine de Anadolu da bulunan bütün yer altı, yer üstü su kaynaklarını bir su kaynağı olarak görmemiz geleceğimiz açısından çok önemlidir.Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür."