Bazı büyük sağlık yatırımlarımızın son hazırlıkları nedeniyle huzurlarınıza daha az çıktım. Bakanlığımızın, Bilim Kurulunun mesajlarını size pek çok kanaldan ulaştırdım. Güçlü bir inanca sahibiz. Bu inanç ve şeffaflık içinde paylaştığımız verilerden, vaka tarzındaki gelişmeden kaynaklanıyor.

1 Haziran itibariyle yeni bir sürece girdik, bu sürece normalleşme süreci diyoruz. Ülkemizde nihai sonuca yaklaşacağımız bir hayat için planlı adımlarla ilerliyoruz.

6 Mayıs’ta yaptığım konuşmada birinci dönemi tamamladık demiştim. Mücadelenin 2. dönemine girdiğimizi ifade etmiştim ve hastalığa karşı uyarıda bulunmuştum. Tedbirsiz davranmak, tehdidin bittiğini varsaymaktır.

1 Haziran itibariyle başta sağlık olmak üzere önemli bir süreçtir. Ülkemiz bu süreci az hasarla aşan nadir bir ülkedir, şartlardan az etkilenmiştir. Tedbirlere uymanın muntazam bir şekilde sürdürmek bu bakımdan da büyüktür. Tedbirlere uymak, sağlığımızı güvenceye almak, önünü kesmekle kalmıyor.

“SORUMLULUK ALANIMIZ DİĞERLERİNDEN DAHA BÜYÜKTÜR”

Halen sınırlı saatlerde sokağa çıkabilen büyüklerimiz, gençlerimiz ve çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Bu grup nüfusumuzun 30 milyonluk kısmını oluşturuyor.

Devletimiz salgınla mücadelede imkanlarını seferber etti, adeta bugünler için sağlık altyapımızla, hastanelerimizle, yatak kapasitemiz, bilim insanlarımız ve çalışanlarımızla görülmemiş bir başarı elde ettik. Şimdi tedbirleri uygularken, sorumluluk alanımız diğerlerinden daha büyüktür.

Salgının en çetin günlerinde gösterdiğimiz başarıyı, vaka sayımızın binin altına düştüğü, hastalığın yayılmasının önüne geçtiğini görmek zor değildir. Birinci zorluk, salgının sonra erdiği inandırıcıdır, ikinci zorluk tedavide elde ettiğimiz başarıya güvenerek hastalığın ciddiyetine yönelik tavırdır.

Üçüncü zorluk ise tedbirlerin gevşetilmesidir. Bu sınavda başarılı olmalıyız. Normal şartlara dönmediğimizi, ancak planlı bir şekilde normale döneceğimizi unutmamalıyız.

Tedbirlere uymak artık sadece sağlığımızı iyice güvenceye almak, salgının önünü kesmek anlamına gelmiyor; aynı zamanda ülkemizin refahını arttırmakla sorumlu kurum ve insanların önünü açmak anlamına geliyor. Yavaşlayan üretimin hızlanmasına destek, eğitim şartlarının normalleşmesine imkan anlamına geliyor.

“4 BİN 585 HASTAMIZI KAYBETTİK”

Maskesini kuralına uygun olarak takmayan vatandaşlarımıza ricam konunun ciddiyetini hatırlamalıdır. Covid-19 salgını nedeniyle bugüne kadar 4 bin 585 hastamızı kaybettik.

Bundan sonrası için şöyle düşünmek zorundayız, tedbirler sadece şahsımızla ilgili değildir. Her gün karşımıza çıkan vaka tablosundaki sonuçlarla yakından ilgilidir.

Maske ve mesafe uyulması gereken tedbirlerdir. Maske sosyal mesafenin ihlali için gerekçe olmalıdır. Maske kullanımı daha yaygınken, mesafe kuralına uyulmadığını, bazı durumlarda bu kurala uymanın zor olduğunu biliyoruz.

Normalleşme sürecinin hayat tarzına bildiğiniz gibi “kontrollü sosyal hayat” adı verildi. Bu hayat gereği, ısrarla vurguladığımız maske, sosyal mesafe ve temizliğe olan şartlardan çok daha fazla dikkattir.

Süreçte olağan hayata yaklaşmamız bunları tavizsiz şekilde uygulamakla alakalıdır. İş yerinde, restoranlarda tedbirlere uymalıyız. Otobüste kurallara uymalı, maske takmalıyız. Pazar yerine giderek, kurallara uyumu kontrol etmeli, en sakin durumu görmeliyiz.

Tedbirlere uymazsak başa dönebiliriz. Şurası açıktır, tedbirleri tek başınıza uygulamanız yeterli olmayacaktır. Maske ve mesafe kuralını ihlal edenlere, sosyal mesafenin ötesinde mesafeli davranın. Bu hakkınızı kullanın. Bugüne kadar toplum olarak büyük bir feraset gösterdik. Mevcut şartlarda ferasetinizi de dayanak kabul ederek diyebiliriz ki, ikinci dalga beklemiyoruz. Bakanlığımız sağlık ordumuz adına yürekten teşekkür ediyor.

Tedbirlere uymadığımız takdirde, hayatın normalleşmeye başlayan her alanı, risk alanı haline gelecektir. Demek ki, hastalık yayılım açısından daha gizli bir hale sahiptir. Kontrollü sosyal hayat dönemi için, rehberlerden bahsettim. Ana başlığı, salgın yönetimi ve çalışma rehberidir. Farklı sektörlerdeki üretim yerleri ve iş yerlerinden başlayarak, spor ve AVM’lere kadar, tüm çalışanların ve müşterilerin uymaları gerekenleri yazmaktadır.

Rehberimiz şu uygulamayı talep ediyor: AVM girişlerinde kalabalık önlenmeli, mesafe kuralına göre düzenleme yapılmalı, girişlerde ateş ölçümü yapılmalıdır. Tüm iş yeri ve kapalı ortamlara girişlerde, bunların uygulanması gereklidir. AVM’de aynı anda bulunan çalışan ve müşteri sayısı belirlenmiştir, işveren tedbir almalıdır. AVM’lerde maske ve mesafe kullanımına uyulmalıdır. Sizden ısrarlı bir isteğimiz var, AVM gibi ortamlara gittiğinizde lütfen 3 saatten fazla kalmayın.

Giyim mağazalarında ürünler temasa maruz kalır. Ellerinizi mutlaka yıkamalı ve temaslı yüzeylere, ürünlere dokunduysanız yüzünüze dokunmayınız. Pazar yerleri de riskli alanlardır, ilk günlerden beri pazar yeri için kurallara getirilmiştir. Bütün bu uyarıların ardından size önemli bir müjdem var. Normalleşme süreci sağlık hizmetleri açısından önemlidir. Polikliniklerimiz hastalarla ilgilenecek, randevu verecekler. Hastanelerimiz ve sağlık çalışanlarımız için gerekli rehberi yayınladık.

Evimizin dışındaki hayatımızın adı, kontrollü sosyal hayattır. Uyulması gereken tedbirler özünde kolaydır. Maske ve mesafe önemlidir. Normalleşme sürecinde bize klavuz edecek gerçek şudur, son vakaya kadar risk devam edecektir. Son vakayı görmek, tedbirlere uymakla mümküdür. Zaferimizin büyüklüğü, ne kadar erken son vakayı göreceğimize bağlıdır.