MHP Karasu İlçe Başkanı Münir Ali Kara kök hücre nakli bağışı yaptı. Konuyla ilgili basın açıklaması yapan Kara, “Herkesi kök hücre nakli bağışı yapmaya davet ediyorum” dedi.

Başkan Kara’nın açıklaması şöyle

Kıymetli arkadaşlar açıklamamızın başında her birinizi sevgi ve hürmetle selamlıyorum.

Her hafta düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz açıklamamızı bu kez Milliyetçi Hareket Partisi Karasu İlçe Teşkilatı’ndan değil Anadolu Sağlık Merkezi’nde bulunan Kemik İliği Nakli Merkezi’nden gerçekleştiriyoruz. Daha önce basın toplantımızda basın mensubu arkadaşlarımız olurdu, şimdi biyolog ve doktor ve sağlık personeli arkadaşlarımız bize yardımcı oluyor.

Kıymetli arkadaşlar geçtiğimiz hafta ilçemizde yaşamını yitirenlere Yüce Allah’tan rahmet kederli ailelerine ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Elim bir trafik kazasında yaşamını yitiren üç kardeşimize ayrıca rahmet diliyorum.

Değerli arkadaşlar bugünkü basın toplantımızda alışılmışın dışında bir yol izleyeceğiz ve siyasi konulara değinmeyeceğiz. Onun yerine insan hayatına doğrudan dokunulan kök hücre bağışı ile ilgili bilgi paylaşımında bulunacağız.

Çünkü kök hücre bağışçısı olduğumuzu duyan pek çok tanıdığımızın bu konuda bir fikri olmadığını aksine korkuları olduğunu gördüm. Onun için de bu işlemin ne kadar ağrısız, acısız bir yöntem olduğunu göstermek amacıyla canlı yayınla size seslenmek istedim.
Kemik iliği bağışçısı olmak için Kızılay’a gidip ya da en yakın kan toplama aracına başvurup, kök hücre bağışçısı olmak istediğinizi söylüyorsunuz. Ardından sizden üç tüp kan alınıyor. Minik tüpler. Korkmanıza gerek yok. Bu işlem form doldurma da dahil olmak üzere 3 dakikanızı alıyor.

Sonrasında sizin iliğiniz Türkök’e kaydediliyor. Bu andan itibaren ihtiyaç sahibi biri çıkana kadar sizin kaydınız sistemde kalıyor. Zaten nakil yapılabilmesi için gereken oran anca 600-700 binde bir olarak gerçekleşiyor. (Bu arada bu kardeşinizin nakil yapılacak hasta ile yakaladığı uyum 10’da 10. Bu da milyonda bir ihtimal. Bunun için ayrıca tebriklerinizi alabilirim) Dolayısıyla bağışçı sayısının artması gerekiyor. Sizin bankadaki kaydınız bir hasta ile denk geldiğinde ise sizin yeniden kanınız alınıyor. Bunun için sizi davet etmiyorlar. Gelip ofisinizde birkaç tüp kanınız alınıyor ve yeniden inceleniyor. 

Ardından size gün veriliyor. Bu günde sizi baştan aşağı sağlık muayenesinden geçiriyorlar. Bir hastalığınız olup olmadığı, nakil için uygun olup olmadığınız tespit ediliyor. Bir sorun çıkmazsa diğer hastanın doktorunun raporuna göre sizden nakil için gün istemiyor. Bununla ilgili işyerinizden izin alınması ya da bir masrafınız olması gerekirse Sağlık Bakanlığı tarafından hallediliyor. Ardından benim gibi olacaksanız beş gün otelde misafir ediliyorsunuz. Bu süreçte gün içinde kendi işlerinizi hallederken sabah ve akşam saatlerinde canınızı hiç de acıtmayacak minik iğnelerden yapıyorlar. Bu süreçte ağrı kesici kullanmanıza gerek olmayacak derecede sancılarınız oluyor. Ama kesinlikle dayanılmayacak sancılar değil. Sonrasında da naklinizi bu rahat ortamda gerçekleştiriyorsunuz ve elinizi kolunuzu sallayarak hastaneden ayrılıyorsunuz.

Ülkemizde acil kök hücre bağışı bekleyen 2000 civarında hastamızın olduğu tahmin ediliyor. Bu hastaların son umudu olmak biraz önce anlattığım kadar kolay. 2011 yılında kurulan ve 2015 yılında kök hücre nakline başlayan Türkök, bu tarihten bu yana 5 binin üstünde nakil işlemi gerçekleştirmiştir. Bu nakillerde yüzde seksen oranında başarı elde edilmiş ve bu şekilde hastaların yüzde sekseni sağlığına kavuşmuştur.

Sürecin başında bizim bağışçı olmamıza vesile olan başta Tolga Eray kardeşim, Öykü Arin kardeşim olmak üzere, Kızılay yetkilileri İlke Hanım, Adem Buğdayoğlu beyefendi, Sağlık Bakanlığı yetkilisi Sercan Yüksel beyefendi ve İstanbul’da benimle yakından ilgilenen Mehmet Nebi Gedik, Önder Çiftçi, Ömer Çiftçi, İbrahim Turan kardeşlerime ayrı ayrı teşekkür ederim. 

Ayrıca beni her daim yüreklendiren ve arkamda duran Kıymetli Eşim Fatma Kara’ya evlatlarım Tahsin Ali ve Alpay Ata’ya da sabırları için teşekkür ediyorum. İş arkadaşlarım Güler Cinasoğlu, Gülcan Elmalı, İlker Elik, Erman Cinasoğlu, Değerli annem, Meryem Kara ve biraderim Osman Kara’ya yüreklendirmeleri için ayrı ayrı teşekkür ederim.

Ne mutlu Türk’üm diyene…