"ÜLKEMIZIN EN KARANLIK GÜNLERİNDEN BİRİDİR 12 EYLÜL"

Başkan Keleş mesajında, "Ülkede siyasetin tutuklandığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin lağvedildiği, Fikirlerin ve düşünmenin yasaklandığı, Özgürlük, Adalet ve Bağımsızlık isteyen vatan evlatlarının asıldığı, işkence gördüğü ve vurulduğu ülkemizin en karanlık günlerinden biridir 12 Eylül. O kara günde, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için, işten atıldı. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 3 gazeteci silahla öldürüldü. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. Bu içler acısı rakamlar ancak resmi kayıtlara yansıyanlar" ifadelerine yer verdi.

"12 Eylül Darbesiyle Başlayan Anti Demokratik Dönem Türkiye'De Demokrasiyi Rafa Kaldırmış Ülke Tarihinde Kapanmayacak Bir Yara Açılmıştır"

"Ülke'de yaşanan krizlerin, ideolojik farklılıkların, ekonomik sıkıntıların, bağımsızlık ve hak arayışı için yapılan gösterilerin bahane edilerek, siyasette, mecliste çözüm aranmasına fırsat verilmeden, adeta bir fırsatçılık yapılarak gerçekleştirilen bu askeri darbe Türkiye'nin on yıllarca geriye gitmesine ve yüzlerce insanın hayatına mal olmuştur" diyen başkan Keleş mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Haklı, haksız ayrımı yapılmadan, suçlu mu, değil mi? bakılmadan her sokağa çıkan, her gösteri yapan tutuklanmış ve fişlenmiştir.

Böylesine bir ortamda ne demokrasi, ne adalet, ne hukuk işletilmemiş ve milyonlarca insan fişlenerek, işsiz bırakılarak ve cezaevine atılarak hayatları karartılmıştır.12 Eylül darbesiyle başlayan anti demokratik dönem , Türkiye'de demokrasiyi rafa kaldırmış, ülke tarihinde kapanmayacak bir yara açılmıştır.

Tarihimiz de kara bir leke olarak duran bu darbe bizlere bir kez daha demokrasinin, özgürlüğün, çok sesliliğin ve Meclisin iradesinin olmadığı bir ülkede darbelerin eksik olmayacağını göstermiştir. Bu ve cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız tüm darbe ve darbe girişimlerinin önünü kesmek, kimsenin bunlara cesaret edememesini sağlamak ancak demokrasi ve adaletle mümkündür.

İnsanların demokratik haklarını, emeklerini çalar veya vermezseniz, hoşunuza gitsin veya gitmesin fikirlerini hapsetmeye, engellemeye çalışırsanız, bilimin, adaletin ve cumhuriyetin ışığını yaymazsanız, bu türden darbeler veya girişimlerini yaşamaktan kaçamazsınız.

Sırf idam cezası verebilmek için yaşı büyültülerek asılan Erdal Eren ve suçsuz yere hayatını kaybeden, hayatları çalınan, aileleri dağılan on binlerce kişinin yaşadığı acıların, ülkemizin aldığı yaraların bir daha yaşanmaması tek dileğimiz. Bu darbeyi yapanları, bu acıları yaşatanları tarih ve milletimiz asla affetmeyecektir."