Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Kongresi'nde ekonomiye yönelik açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan piyasalarda yaşanan dalgalanmaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Siz içeride birilerinin "battık, bittik, yıkıldık, öldük" diye terane tutturduğuna, kendi ülkelerini kötüleme yarışına girdiklerine bakmayın" açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ülkemize yatırım yapan uluslararası yatırımcılara ise, Türkiye'nin gücüne ve potansiyeline güvenmeleri çağrısında bulunuyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Dünyayı kasıp kavuran salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle, G-20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık.

Göreve geldiğimizde vergi gelirlerinin yüzde 86'sını bulan faiz ödemelerini, geçtiğimiz yıl yüzde 16'ya gerilettik.

Avrupa ülkelerinde yüzde 97'ler, gelişmiş ülkelerde yüzde 130'lar civarında olan borç stokunun milli gelire oranını yüzde 42,6 seviyesinde tutmayı başardık. 

İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık 170 milyar dolar bandına kadar çıkardık. 

Her ay yeni ihracat rekorları kırarak, bu yolda yürümeyi sürdürüyoruz. 

Son bir kaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor.

Kamu maliyesi ve finans sektöründeki göstergeler, gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkeye göre daha sağlam bir yapıya sahip olduğumuza işaret ediyor. 

Bir süre önce açıkladığımız ekonomideki reform programımızın politikalarını ve takvimini dün akşam itibarıyla ilan ettik.

Şimdi artık vakit, daha çok çalışma, üretme, gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir.

İktisadi temeli olmayan hareketlere karşı ülkesinin yanında yer alarak, güven ve istikrar mesajımıza sahip çıktıkları için milletimizin tüm fertlerine ayrıca teşekkür ediyorum. 

Sadece kendilerini güvende hissetmek amacı ile evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma buradan bir çağrıda bulunuyorum.

Bu vatandaşlarımdan, milli servetimiz olan evlerindeki döviz ve altını, çeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum. 

Finans kuruluşları, özellikle de katılım finans şirketleri, bu altın ve dövizler için müşterilerine, onları memnun edecek getiri sağlayabilecek alternatifler sunuyor. 

İş insanlarımıza da, 30 Haziran'a kadar devam eden varlık barışından yararlanarak, yurt dışındaki kaynaklarını ülkemize getirebileceklerini tekrar hatırlatıyorum. 

Herhangi bir endişeye gerek yok, biz bu noktada kendilerinin garantisiyiz. 

Ülkemize yatırım yapan uluslararası yatırımcılara ise, Türkiye'nin gücüne ve potansiyeline güvenmeleri çağrısında bulunuyorum.

Esasen, bu çağrının somut göstergeleri de vardır. 

Geçen yıl ülkemizde yeni açılan işyeri sayısı 103 bine yaklaşırken, kapanan sayısı 16 binin altında kaldı iş yapma kolaylığı endeksinde 2002 yılında 175 ülke arasında 84'üncü sırada olan ülkemiz, geçtiğimiz yıl 190 ülke arasında 33'üncü sıraya yükseldi.

Türkiye'de 2010-2020 arasında kurulan 75 bin 699 adet uluslararası sermayeli şirketten, toplam sermayesi 39 milyar lirayı bulan 11 binden fazlası, salgına rağmen geçtiğimiz yıl faaliyete başladı. İş yapma kolaylığı endeksinde 2002 yılında 175 ülke arasında 84'üncü sırada olan ülkemiz, geçtiğimiz yıl 190 ülke arasında 33'üncü sıraya yükseldi. 

Şimdi buradan soruyorum, hangi uluslararası yatırımcı geleceğine güvenmediği bir ülkeye gelip şirket kurar ve o ülkenin vatandaşlarıyla iş ortaklığı yapar? 

Aynı şekilde, ülkemizde dünyanın hemen her devletinden 200 bin uluslararası öğrenci eğitim görüyor.

Soruyorum, hangi ana-baba evladını geleceğine güvenmediğini, huzurundan ve güvenliğinden emin olmadığı bir ülkeye 4-5 yıllığına eğitime gönderir? 

Siz içeride birilerinin "battık, bittik, yıkıldık, öldük" diye terane tutturduğuna, kendi ülkelerini kötüleme yarışına girdiklerine bakmayın.

Bunlar kendi ülkelerinin ve milletlerinin felaketinden iktidar devşirme hevesinde olan, gözlerini kin ve nefret bürümüş, kifayetsiz muhterislerdir. 

Türkiye gücünü, ekonomisinin sağlam altyapısından, üretiminden, yetişmiş insan kaynağından, girişimcilerinden, ihracatçılarından, velhasıl reel ekonomisinden alan bir ülkedir.

Dinamik iktisadi yapımızla, mali disiplinimizle, serbest piyasaya ekonomisine bağlılığımızla, her türlü şoka dayanıklı olduğumuzu defalarca ispatladık. 

Önümüzdeki dönem Türk ekonomisini yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüterek, çok daha iyi yerlere geleceğiz.