SUÇ DUYURUSU

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ayasofya'daki ilk cuma hutbesinde "Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar" sözlerine tepkiler dinmek bilmiyor. İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır da tepki gösterenler arasında yerini aldı. Erbaş’ın sözlerinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Dikbayır, “Atatürk’ün hatırasına hakaret ve bunu yayın yapan kanallarda canlı yayınlanması suretiyle alenen suçun işlenmesi” gerekçesiyle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında suç duyurusunda bulundu. 

ATATÜRK’E HAKARET

Dikbayır tarafından yapılan suç duyurusundaki dilekçede şu ifadelere yer verildi,  “Şüpheli Diyanet İşleri Başkanı hutbesinde; “Fatih Sultan Mehmet Han, gözbebeği olan bu muhteşem mabedi kıyamete kadar cami olmak kaydıyla vakfedip müminlere emanet bırakmıştır. Bizim inancımızda vakıf malı, dokunulmazdır. Dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar”, şeklinde Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret içeren sözler kullanmıştır. Şüphelilerin televizyon kanallarında canlı olarak yayınlanan bu söylemleri Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakarettir. Her ne kadar isim vermese de(veremese de)kastettiği ve yarattığı algı, bu hakaretin kime yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır.

HUZUR VE SÜKÛN

Şüphelinin bu eylemleri diğer yönü ile de ülkenin huzur ve sükûnunu bozmayı hedef alan, toplum içine kin ve nifak sokmayı amaçlayan söylemlerdir. Bu söylemler yayınlanıp, yazılı basında da yer aldıktan sonra sosyal medyada da büyük bir infiale neden olmuştur. Şüpheli dualarında, Ayasofya Cami Kebir’i, Bizans’ın torunlarının elinden alan ve Türk Milletine tekrar emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’e yer vermediği gibi, aklı sıra laf arasında lanet okuması kabul edilmesi mümkün bir durum değildir. 

DERİNDEN YARALADI

Ayasofya’nın ibadete açılmasına sevinen milyonlarca vatandaşımızı, bu söylemler derinden yaralamıştır. Yine basından öğrendiğimiz kadarı ile şüphelinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi hutbesinin dışına çıkmış ve 633 Sayılı Diyanet İşleri Kanunu da ihlal etmiştir. Bu hadsizliğin, Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başındaki zat tarafından yapılması da ayrıca düşündürücü, üzüntü verici ve kabul edilebilir bir durum değildir.

MANEVİ ŞAHSİYET

Cumhuriyetimizin kurucusu olması itibarıyla da; Mustafa Kemal Atatürk hakkında işlenen suçlar 5816 sayılı kanunla da ayrıca yaptırıma bağlanmıştır. Atatürk’ün manevi şahsiyeti anılan yasa ile özel olarak koruma altına alınmıştır. Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 23 Mayıs 1995 gün ve Esas: 1994/8758- Karar: 1995/4355 sayılı kararında; “Olayda büyük Türk Ulusu ve onun bireyi olma söz konusudur. Anayasa'nın 176. Maddesi gereğince başlangıç kısmı, Anayasa metni kapsamındadır. 

ÖNDER VE EŞSİZ

Başlangıç kısmının üç, on ve on birinci paragrafları şöyledir: ‘Anayasa, 'Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, Türk Milleti tarafından, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet ve sevgisine emanet ve tevdi olunur.' Anayasa, bayrakta olduğu gibi Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ndeki yerini belirlemiş; Türk evladı ile bağlantısını kurmuş ve O'na karşı görevlerini ise vatan ve millet sevgisine emanet etmiştir. Böylece Anayasal bağlantıyla ve yukarıda açıklanan nedenle davacı, Atatürk konusunda aktif husumet ehliyetine sahip olmaktadır, öyleyse isteği incelenmelidir” denilmiştir.

ANAYASAYI İHLAL

Şüphelinin eylemi ayrıca T.C Anayasasının 2,4 ve 136.maddelerini ihlal etmiştir. Öyle ki; Türk milletinin büyük çoğunluğunun kabul ettiği üzere, bugün Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği İstanbul’a, İngiliz pasaportu olmadan girebiliyorsak, bizim diyebiliyorsak ve Ayasofya üzerinde hac değil, yanlarında minare varsa, bunu Kurtuluş Savaşının komutanı Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçluyuz.  Şüpheli 24 Temmuz 2020 tarihli Cuma hutbesinde, kahraman şehit ve gazilerimize dualar okuyacağına, saygıyla yad edeceğine, lanet okumuştur.

VATAN VE MİLLET

Yukarıda izah ettiğimiz hususlardan anlaşılacağı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Kararında belirtildiği gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine saygı gösterip, Ona sahip çıkmak ve Ona yönelik her türlü saldırıya karşı durmak Anayasadaki tanımı ile yüreği vatan ve millet sevgisiyle dolu demokrasiye âşık her Türk evladının asli görevidir. Anayasada ifade edilen duygu ve düşünceleri taşıyan, hem Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı olan, hem de Sakarya Milletvekili olan müvekkil adına iş bu şikâyet dilekçesini sunup, şüphelinin cezalandırılmasını talep etme zaruretimiz doğmuştur.

NİFAK VE KİN

Yukarıda arz ve izah edilen ve Cumhuriyet Başsavcılığınızca re’sen gözetilecek nedenlerle, “ Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün” manevi şahsiyetine basın yayın yoluyla hakaret eden, yalan ve yanlış beyanlarla yurttaşlarımız arasına nifak ve kin sokarak düşmanlığı alenen tahrik eden, T.C Anayasasının 633 sayılı Diyanet İşleri Kanunu ve 5816 sayılı kanunu ihlal eden şüpheli hakkında, şikâyetimizin kabulü ile makamınızca yapılacak araştırmalar neticesinde şüpheli hakkında kamu davası açılması ve şüphelinin cezalandırılmasını karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.”