Pandemi süreci ile birlikte kapanan yeme içme mekanları ve turizm sektöründeki daralma, içki sektöründeki dinamikleri de sil baştan değişirdi. Karantinada geçen 2.5 ay boyunca içki pazarı yüzde 40 ila 50 arasında daralırken, devletin bu alandaki ÖTV gelirleri de Şubat 2019'dan bu yana ilk kez yüzde 10 oranında düştü.

Sektör tam bir dayanışma hali ile normalleşme sürecini ilerletirken, tekel ve market zincirlerinde artan ortalama yüzde 20'lik içki satışları tüketicinin de yön değiştirmesi ile rakı, şarap gibi kategoriler ile üst segment ürünlere kaydı. 2020'nin bundan sonraki gidişatı için tüketicilerin mekanlara göstereceği ilginin büyük önem taşıdığını kaydeden Mey İçki CEO'su Levent Kömür, normal şartlar altında temmuz ayında yapılması gereken ÖTV zammının kritik bir karar olacağını kaydetti. Bu dönemi “topun nereye sekeceğini bilmiyoruz” sözleri ile özetleyen Kömür ile, karantina sürecini ve yeni normalleri konuşuldu.

Sektör karantina sürecini nasıl geçirdi, son 2.5 ayda yaşananları özetler misiniz?

Adaptasyon ve dayanışma ile geçti son 2.5 ay. Tüketiciler de adaptasyon gösterdi. Zincir mağazalar açıktı ve epeyce bir akın oldu. Zincir mağazalarda görevlendirdiğimiz arkadaşlarımızın sayısını azaltmadık, onlar da orada  mücadeleye devam etti. İkincisi tekel bayileri, aynen ziyaret etmeye devam ettik onları. Elimizden geldiği kadar koruyucu malzemeler ile desteklemeye çalıştık.

Kapanan restoranlara umut vermeniz lazımdı. Benim ve arkadaşlarımızın en büyük mesaisi oradaydı. Dünyada neler olup bittiğini anlattık, konuşmaya çalıştık aramaya çalıştık onları. Belli bir ticaret de var aramızda ve 100 milyon TL'ye kadar bir alacağımız vardı. Restoran ve mekanlar kapandığı andan itibaren onları erteledik

Karantina sürecinde yeme içme mekanlarının kapanması ile restoran ve zincir marketlere bir yığılma oldu. Bu kanallarındaki satış dağılımı nasıl değişti ve sektör ne kadar küçüldü?

Toplamda sektör yani bizim gibi içki tedarik eden şirketlerin oluşturduğu sektör diyelim, aşağı yukarı yüzde 40 ile 50 arasında küçüldük. Bizim ortalama satışların yüzde 15-20'si o dönemde kapalı olan yeme içme mekanlarına yapılırdı. Bu rakam şarapta yüzde 50'ye kadar gider ortalama olarak. Yüzde 20-25'i ise gümrüksüz satış mağazalarına yaptığımız satıştır. Bunlar da kapandı.

Yüzde 5-10 arası ise Kıbrıs'ta yapılan satışlardı. Yani ortalamada kapanan iş alanları toplam satışların yüzde 50'si eder. Bu yüzde 50 sıfır oldu. Geri kalan yüzde 50'lik kısım ise zincir mağazalar ve tekel bayilerden oluşur. Zincir mağazalar ve tekel bayilerinde ise yine ortalama ve toplamda yüzde 20 büyüdü.

TOPUN NEREYE SEKECEĞİNİ BİLMİYORUZ

Yeme içme sektöründe açılışla beraber büyük ciro kayıpları veya hiç açılamadan kapanmalar bekliyor musunuz?

Topun nereye sekeceğini bilmiyoruz gerçekten. Ben iyi bir resim de çizebilirim kötü bir resim de çizebilirim. Covid-19 öncesi müşterilerimiz cuma cumartesi gidiyordu genelde bu mekanlara. Şimdi müdavim olunan meyhanede kısıtlamalardan dolayı 10 masa 5 masaya düştüğü için gün konusunda seçici olmasınlar. Çünkü kapasite azaldı.

Ben ilk önce Beyoğlu'ndaydım sonra Kadıköy ve Beşiktaş'ta idim. Ne olursa olsun bu işletmeciler bir anlamda sturt up , girişimciler. Bu dinamikte en önemli şeylerden biri cesarettir ve cesaretlendirilmeleri gerekiyor. Kontağı çevirmek için para ve müşteriden önce cesarete ihtiyacı var bu girişimcilerin. ÖTV bizim sektörümüzde adı tüketim vergisi ama üreticiden alınır. Bizim ötelediğimiz 100 milyon TL'nin 75 milyon TL'si devletin ÖTV'si. Ben onu ödedim zaten. ÖTV'nin alınma zamanlarında bir kolaylık sağlanırsa biz de onu yüzde 100 yansıtacağımızdan dolayı çok daha rahat cesaretlendirebiliriz. Covid-19 süresince ÖTV'yi, 30 günde veya peşin ödeme yerine yerine 90 gün sonrasına verelim biz de aynısını kendi müşterilerimize uygulayalım.

En önemli iş ortaklarınız arasında yer alan ve büyük darbe alan turizmdeki gelişmeler sizi nasıl etkiliyor?

Bize çok büyük etkisi olacak. Geçen yıllarda temmuzdan itibaren devletin ÖTV gelirleri artardı şimdi artmayacak. Ne olursa olsun artmayacak. Çok ciddi bir daralma var. Talep tedarik ve bir hizmet krizidir bu. Burada 3 kriz üst üste. Bu krizle insanların dolaşımı azaldı sosyal mesafe konuldu. Bu en çok hizmet sektörünü etkiler, hizmet sektörü insanların hareket etmesi üzerine kuruludur. Bizim hesabımıza göre, oteller bütün içki sektörünün cin votka ve şarap işinin yüzde 20'sinden fazlasıdır. Bira gibi diğer kategorilerde de yüzde 10'unundan azdır.  Bu sektörde yavaş yavaş hareketlenme var ama çok düşük düzeyde.

SON 2 YILDAKİ İKİNCİ DÜŞÜŞ

2020 için devletin ÖTV gelirlerinde kadarlık bir kayıp söz konusu olabilir?

Pandemi öncesinde Ocak-mart aylarında içkiden alınan ÖTV yüzde 34 arttı. Martta biz 3 ay sonra satacağımız içkinin ÖTV'sini ödemiş oluyoruz. Bunun en büyük sebeplerinden biri ocak ayında ÖTV'nin artırılmamış olmasıdır. Devlet ocak ayında ÖTV'yi artırmadığı için vergi gelirlerinde bir artış oldu. Satışlar arttı ya da düşmedi bu nedenle vergi gelirleri yükseldi.

Nisan ayında tam pandemi etkisi ile geçen yıla göre yüzde 10 düştü. Son 26 ayda içkiden gelen ÖTV gelirleri TL olarak ikinci kez düştü. Normalde her ay yüzde 20 artar bu rakam. Diğeri de şubat 2019'da idi.  Enflasyondan arındırılmadan söylüyorum bunu. Mayıs ayında ne olacağını bilmiyorum ama en iyi ihtimal aynı gelir. Bundan sonra ne olacağını temmuz ayında ÖTV artışı yapılıp yapılmaması belirleyecek. ÖTV artışı yapılmazsa bunun etkisi pozitif olur yapılmazsa bu nereye götürürse götürür. Sektörü temsilen devlete bir bilgilendirme yazısı sunumu gönderildi.

RAKI VE ŞARABA KAYIŞ VAR

Kriz ve olağanüstü dönemlerin de kendi normali ve dönüşümleri vardır. Pandemi döneminde ürünler arasında ve satın alma alışkanlıklarında nasıl bir dönüşüm yaşandı sizin sekörünüzde?

Rakıda, ilginç bir şekilde daha üst segment ürünlere kayış oldu. Bunun da sebebi daha üst segment ürünlerin açık içki noktalarına göre daha uygun bir fiyata Tekel bayilerinde satılıyor olması.  İnsanların gelecekle doğru kaygılarından ötürü de belli bir kesimde insanlar daha uygun fiyatlı ürünlere yöneldi. Bir de yemekle beraber içilen içki segmentine bir kayış var, ağırlıklarını artırdılar.

Üretim aşamasında herhangi bir sorun yaşanıyor mu ?

Şu an bulunduğum şirket tarıma dayalı bir şirket. Bizim şerbetçiotu, üzüm gibi ürünlerimiz var. Mevsimlik tarım işçileri önemli bir olgu. Kalkınma Atölyesi bize ulaştı ve bir ihtiyaç haritası vardı. Biz de orada Manisa'da mevsimlik tarım işçilerinin hijyen ihtiyacını karşıladık.

Dünyanın en büyük rakı fabrikası Manisa'da. Elazığ'da şarap yapmak için daha az üzüm almamız lazımdı ama ihtiyacımızın 2-3 katı kadar üzüm alacağız. Şarap yapamadığımızı etil alkol ve kolonya yaparız. 6 milyon şişelik kolonya yapılacak kadar etil alkol verdik piyasaya. Bir kısmını maliyetine bir kısmını da ücretsiz olarak verdik. Mart'tan hazirana kadar sadece bunun için çalıştı bu fabrika.

RAKI RİTÜELİNDEN KOPANA ÖZEL ÜRÜN

Piyasaya sunduğunuz ‘sulandırılmış rakı' ya da ‘hazır rakı' diyebileceğimiz ürününüz, sosyal medyada çok konuşuldu ve büyük tepkiler de aldı bir yandan. Ürünün çıkış amacı ve fikri neydi?

Rakı nedir rakının adabı nedir bunu tartışmaya açmış oldu. Rakının ne olduğunu TEKEL'den miras Fahrettin Usta, Özkan Usta bilir, Alaşehir fabrikada, Nevşehir fabrikada senelerdir üretim yapan insanlar. Rakı masası bu toplumu yatay keser. Oraya gittiğinizde holding patronu da tersane işçisi de oradadır. Çünkü öteki diye bir kavram yoktur. Rakı masası rakı içmeyeni de kabul eder. Bu ürünümüz ben rakı değilim diyor.

Bu distile anosonlu içki. Bu ürünün amacı şu, rakı ritüelinden vazgeçmek istemeyen ama pratiklik ya da erişilebilirlik problemi çeken kişilere alternatif sağlamak. Üretim şekli itibarıyla cine benziyor ardıç yerine anason koyuyoruz. Rengi rakıya benziyor, tat olarak diğer anasonlu içkilere benziyor, uzo arak gibi. Bu Türkiye'de yıldız anasonla üretilen ilk ürünlerden. Bizim tavsiye ettiğimiz fiyat 35 TL. Bu kadar büyük bir sevinçle karşılaşılacağını bilmiyorduk. Evinde açık rakı yapan evinde üretim yapan rakı severler bunu ayakta alkışladı. Çok ciddi bir kent yoksulluğu var. Son 2 yılda çok fazla işçi ve emekli rakıdan uzaklaştı. Bir de burada Tekel bayileri kaybetmişti. Şimdi Tekel bayinin de gelirini artıran bir ürün bu.

4 MİLYON TL'LİK SİFTAH ATTI

Türkiye genelinde aşağı yukarı 4000 rakı ağırlıklı restoran var. Bunların 2500 kadarı meyhane. 1 Haziran'dan itibaren sahadaki ekiplerimiz teker teker dolaşmaya başladı tüm noktaları. Biz şirket olarak devraldığımız sosyalleşme kültürü var ve bu mirasın parçalarından biri siftah kavramıdır. Her noktaya gidiyoruz bir masa rezervasyon yaptırdık ve parasını ödedik. Tabi ki 100 masalık bir yerde 1 masa nedir ama 10 masalık bir yerde 1 masa önemlidir. 1 masadan kazanacağı 1000 TL bir şey değil ama Türkiye genelinde 4 milyon TL'lik bir bütçe ayırdık.