Liv Hospital Samsun'dan Uzm. Klinik Psikolog Enise Öziç, İzmir depremi sonrasında depremin psikolojik etkileri ile bilgilendirmelerde bulundu. Çocukların deprem konusunda doğru şekilde bilgi sahibi olması gerektiğini belirten Psikolog Enise Öziç, “Ekrandaki olumsuz haberlere denk gelirlerse dehşete düşmemelidir. Bu nedenle onlara deprem anında yapılması gerekenler önceden öğretilmeli hatta ailece tatbikat yapılmalıdır. Geçmişinde deprem felaketi yaşayan bireyler ise haberlerden, görüntülerden uzak durmalı; felaket haberinden kendini izole etmeli, gerekirse bir uzmandan yardım almalıdır. Deprem ve sel gibi doğal afetler, beklenmedik, önceden kestirilemez olaylar olması dolayısıyla bireylerin yaşamlarını alt üst edebiliyor.

Toplumumuzu derinden etkileyen İzmir depreminin fiziki ve psikolojik olarak hepimizde olumsuz sonuçlar oluşturdu. Ani bir travmanın ardından bireyler olağanüstü bir şaşkınlık ve korku hissederler. Kendi duygu ve davranışlarını anlamlandırmada güçlük çekerler. Bazı çalışmalarda travmanın dört dönem içerdiğinden bahsedilir. İlk dönem felaket sonrası dönemdir, şaşkınlık ön plandadır, aile komşular yardım ekipleri destek olur. İkinci dönem felaketin ikinci haftasından itibaren birkaç ay süren uyum dönemidir; rahatsızlık veren belirtiler ve inkâr ön plandadır. Üçüncü dönem bir yıl kadar sürebilir, beklentilerin gerçekleşmemesi sonucu öfke, hayal kırıklığı ön plandadır. Bireysel sorunlar artabilir. Son dönem ise yeniden yapılanma dönemidir ve yıllar sürebilir” diye konuştu.

“Hem yetişkin hem de çocuklara psikolojik destek verilmeli”
Travma sonrası iyileşmenin bazen doğal bir süreçle bazen ise psikolojik destek ile mümkün olduğunu belirten Psikolog Öziç, “Travmanın etkilerinden kurtulabilmek için yaşanılan olayı bireyin gündelik hayatının içerisine yerleştirmesi anlam verebilmesi gerekir. Ancak çoğu zaman olağandışı olayların birey tarafından sindirilmesi oldukça güçtür.

Bu nedenle hem yetişkin hem çocuklara travma etkisinden korunmaları için psikolojik destek başlatılması önemlidir. Depremin oluşturduğu psikolojik etkilerin arasında yoğun gelen duygular vardır. Deprem travması yaşayanlarda dört ana duygu oluşur; yoğun üzüntü, tekrarlayacağına ilişkin korku, yoğun bir öfke hissi ve çaresizlik. Bu tür duyguların yaşanmasının normal olduğu bilinmelidir” şeklinde konuştu.

“Deprem herkeste aynı etkiyi oluşturmaz”
Depremin her bireyde oluşturduğu etkinin farklı olabileceğini vurgulayan Öziç “Her bireyin yaşadığı kaybın türü ve şekli birbirinden farklıdır. Depremi yaşamış ya da onun varlığından travmatize olmuş ruhsal örselenme yaşayan bireyler bu travmadan olabildiğince korunabilmek adına öncelikle yaşam üçgeni gibi fiziksel bütünlüğü koruyabilme metotlarını öğrenmelidir. Psikolojik bütünlüğünü korumak adına ise rol devamlılığını sağlamak adına başarabilecekleri küçük işlerle uğraşmalıdır.

Arkadaşlarla iletişim, yalnız bırakmama, kalmama gibi sosyal devamlılık içeren unsurları sürdürmelidir. Tarihi devamlılık hissini kaybetmemeli yine eskisi gibi olan unsurları hayatında devam ettirmelidir. Psikolojik devamlılık adına aktivitelerine olabildiğince devam etmelidir. Kişisel inançları ve başa çıkma yöntemlerini yeniden kullanmayı unutmamalıdır. Üstesinden gelinemiyorsa da profesyonel desteğe başvurmalıdır. Birçok psikolojik destek amaçlı kurulmuş dernek ve gönüllü destek hizmetlerine başvurmayı ihmal etmemelidirler” ifadelerini kullandı.

“Çocuklara uygun bir dille bilgi verilmeli”
Yaşanan birçok deprem ve felaketler sonrasında toplumun tek yürek olduğunun altını çizen Öziç, “En son yaşadığımız İzmir depremi hepimizi derinden etkilemiştir. Çocuklarımız deprem görüntülerini izleyeceği veya izlemeseler bile çevreden duyacakları için onlara her şeyden önce depremi ve sonuçlarını anlatmalıyız. Çocuklar bilgi sahibi olmalı, ekrandaki olumsuz haberler karşısında dehşete düşmemelidir.

Onlara deprem anında yapılması gerekenleri öğretmeli hatta ailece tatbikat yapılmalıdır. Geçmişinde deprem felaketi yaşamış olan bireyler haberlerden, görüntülerden uzak durmalı; felaket haberinden kendini izole etmeli gerekirse bir uzmandan yardım almalıdır. Fayda sağlamak isteyen kişiler kampanyalara destek vermeli, yardım çağrıları için hareket etmelidir. Bu hafta hepimizi derinden etkileyen İzmir depreminde ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum” açıklamasında bulundu.