Karasulu gazeteci Cihan Ersöz, Karasu Belediyesinin borçları ödemek için satışa çıkarttığı 142 parsel içerisinde tuvaletin bile olduğunu yazdı. Satılık tuvalet satış listesinde 27'nci sırada arsa ve hela başlığıyla yer aldı.

İşte Cihan Ersöz'ün yazısı...

Karasu Belediye Meclisi’nin Ekim ayı toplantısında, 2015’teki kredi borçlanmasında uygulanan yöntemlerin benzerini yaşadık.

Meclise getirilen önerge, üyelere inceleme fırsatı verilmeden oylandı.

Dar bir kadro tarafından hazırlandığı anlaşılan ve AKP grubunun oylarıyla geçen projeye göre…

Belediye’nin elindeki 142 taşınmaz Vergi İdaresi ile SGK’ya devredilecek, karşılığında iki kuruma olan toplan 52 milyon liralık vergi ve sigorta prim borçları silinecek.

İlk bakışta mantıklı bir alışveriş gibi görünüyor. Ancak listeye konulan taşınmaz incelendiğinde kazın ayağının hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor.

Devredilmek istenen taşınmazların çoğu önceden köy tüzel kişiliklerine aitti ve Büyükşehir Yasası ile birlikte ilçe belediyelerine geçmişti.

142 taşınmaz arasında okul ve imarda okul alanı olarak tahsisli arsa var.

Mezarlık arazisi var, cami, kuran kursu ve bunların arsaları var.

Belediye ve Muhtarlık binaları ile arsaları var.

Köy çeşmesi ve meydanı var.

Bölünerek arsa süsü verilmiş fındık bahçeleri var.

Yol fazlalıkları, konut, sebze bahçesi ve kahvehane var.

Yüze yakın bağımsız arsa var.

İnanmayacaksınız ama helâ bile var!

Belediye Başkanı diyor ki: “Taşınmazlar bir kamu kurumundan diğer iki kamu kurumuna geçecek. Hiçbiri satılmayacak.”

Bu açıklama cami ve okul arsası, mezarlık gibi bazı taşınmazlar için geçerli olabilir.

Peki, yıllarca köylerin ortak mal olarak koruyup kolladıkları fındık bahçeleri ve diğer arsalar ne olacak?

Bu arazilerde yarın imar değişikliği yapılmasının önünde bir engel var mı?

SGK ve Vergi İdaresi arazileri ve üzerindeki yapıları satmayacaksa neden üstüne geçirsin? O kurumların yöneticileri devir değiştiğinde bu işin hesabını nasıl verecek?

İşin esası satış ise, bir de bunu gerçekleştirme yöntemi, yolu, yani usulü var.

Asıl dikkat çekmek istediğim nokta, konunun meclise getirilişi ve kabul ettirmek için izlenen yol.

Belediye Başkanı, takas projesinin bir yılda hazırlandığını açıkladı. Gizlice hazırlandığını da ima etti.

Meclis üyelerinin çoğu bu konuyu gündem ellerine geçtiğinde öğreniyor. Ve o günden toplantıdan sadece üç gün önce elektronik postayla gönderiliyor.

Üç günlük süre 40 mahalledeki 142 arazinin durumunu öğrenmeye yeter mi?

Oturum sırasında inceleme için zaman istendi. Başkan “olmaz” diye kestirip attı. Devamını da getirdi: “Bu ay meclisten geçmezse takas işi yatar!”

SENARYO AYNI

Aynı filmi 2015 Kasım ayı meclisinde de izlemiştik. Dönemin Belediye Başkanı gündem dışı bir önergeyle 100 milyon liralık bir kredi kullanma talebini oya sunmuş ve kaşla göz arasında kabul ettirmişti.

İtiraz edip inceleme süresi isteyenlere, tıpkı bugün olduğu gibi “olmaz” diye çıkışmıştı.

Kamuoyundan tepkiler yükselince bu kez Aralık ayı toplantısına kredi revizyonu önerisi getirilmiş ve 100 milyon lira 46 milyon liraya düşürülmüştü.

Çoğunlukta olan AKP’li üyelerin yarısının krediye hayır dediğini biliyoruz.

Sonradan ortaya çıktı ki, kredi işi meclisten habersiz yapılan gizli görüşmelerle bağlanmış. İhalesi de gizlice yapılmış.

46 milyon liralık kredinin Karasu Belediyesi’ne kaça mal olduğunu herkes az çok biliyor. 2025 yılında bitecek borç, faiz bindirmesiyle 2040 yılına uzatıldı. Karasu’nun ödeyeceği faiz neredeyse anaparanın bir buçuk katı…

Üstelik para çarçur edildi. Bilirkişi marifetiyle hazırlanan müfettiş soruşturmasına göre firmalara fazladan ödenen para 6 yıl öncesinin hesabıyla 22 milyon lira.

Bu işin sorumluları hakkında açılan davalardan biri mahkûmiyetle sonuçlandı. Diğer iki dava sürüyor. Yargılananlar arasında hem 100 milyona hem de 46 milyona evet diyen biri hariç tüm eski meclis üyeleri var.

2015 ile 2021 kararlarını aynı kefeye koymanın insafsızlık olduğunu düşünenler çıkabilir.

Ben hem karar süreçlerindeki yöntemler, hem de bu işin varacağı sonuç anlamında aralarında büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum.

Yakında 142 taşınmaz satışının da kokusu çıkar.

Şundan…

Arazileri alan kurumlar mutlaka uygun gördükleri pürüzsüz olanları satışa sunacaktır.

Geçmişte örneklerini yaşadığımız gibi, belki alıcıları bile hazırdır!

2015 borçlanmasında dönemin meclis üyelerini “Bu kredi sizin ve Karasu’nun başını derde sokacak” diye uyarmıştım.

Aynı uyarıyı şimdi de yineliyorum…

Bir başka konu daha var ki önemli…

Bekledim ki, mecliste bir üye çıkıp şu soruları sorsun:

-Sayın Başkan. 52 milyon birikmiş borçtan söz ediyorsunuz. Bu paralar şimdiye kadar niçin ödenmedi de faturasını vatandaşın yıllarca gözü gibi koruduğu ortak taşınmazlara kesiyoruz?

-Belediyeyi yönetenler, maaşını ve sigorta primini ödeyemeyeceği sayıda personeli neden kuruma doldurdu?