Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs salgınındaki son durumu değerlendirdi. 

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'ın açıklamaları:

"Başlangıçta beklediğimizden daha hızlı bir şekilde bu noktaya geldik. Burada iyileşenlerin sayısı günlük vakaların ne kadar üzerinde bunun çok da bir önemi yok. Önemli olan burada kalabilmek. İyileşenlerin sayısı çok yüksek. Bu zaman geçtikçe yavaş yavaş azalacak. Gelen hasta sayısı azalınca buna da etki edecek.

"SALGINDA İKİNCİ DÖNEM"

Bu ikinci dönem salgında. Artık salgını kontrol edebilir noktaya geldik. Tedbirlerin kaldırılması için planlar yapıyoruz. Sonra üçüncü döneme geçeceğiz. Planların uygulamaya başlayacağı zaman. Bu en kritik süreç. Şu ana kadar geldiğimiz nokta iyi bir nokta.

"TÜRKİYE İKİNCİ GRUP ÜLKELER ARASINDA"

Ülkeleri dört gruba ayırıyorum. Çok hızlı cevap verenler, Güney Kore gibi. Biz ikinci grupta ülkeyiz. Portekiz, Çin gibi. Üçüncü grup geç cevap veren İtalya, Fransa gibi. Bir de dördüncü grupta ABD var çok kötü. Biz oldukça iyi cevap vermişiz. İkinci grup dediğimiz olay şu. Büyük bir şehirde salgın başlıyor. Bu bizim için İstanbul oldu. Mutlaka bir büyük yerde ilk odağını yapıyor ondan sonra büyükçe birkaç şekilde odak yapıyor ama ilk odak şehir kadar yoğun değil. Buralara müdahale edenler grubundayız. Müdahale ederseniz buralara o zaman kontrol kolay oluyor. Türkiye'de İstanbul'u kontrol altına alınca diğer yerlerde kontrol kolay oldu. Ben büyük bir hata olmazsa bundan sonra böyle devam edeceğini düşünüyorum kontrolü.

"TEST YAPMA KRİTERLERİNİ DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM"

Testi pozitif olanların 10 katı insan hastalığı geçirmiş. Türkiye'de 250-300 bin hasta olduğunun farkında olmayan insan var. Biz bayram ziyaretine gittiğimizde evde olanların arasında oldukça yüksek virüs taşıyan insan olma ihtimali var. Biz test yapma kriterlerini değiştirmiyoruz. Bu kriterler test yaparsak vakalar azaldıkça test sayısı da azalacak. Kriterleri değiştirmek lazım. Biz mesela temaslılara test yapmıyoruz. Riskli iş yerlerinde çalışanlar olabilir. Bunları belirleyip bu gruplara test yapmalıyız.

Bağışıklık haritası çıkarmak demek, örneklemler seçip gruplara antikor testi yapıp bağışıklığına bakmak. Bizden önce yapan ülkeler oldu en çok herkesi serbest bırakan ülke İsveç oldu orada bile yüzde 25'i toplumun, bağışıklığı pozitif çıktı. Antikor testi negatif ise de bağışık değil anlamına da gelmiyor. Yani kolay bir şey değil, sadece bir fikir veriyor bu. O yüzden bir fikir açısından ama herkesin yapması gereken bir uygulama.

65 YAŞ ÜSTÜNE BELİRLİ ŞARTLARDA SOKAĞA ÇIKMA İZNİ VERİLMESİ GEREKİYOR

Burada 3 şeye dikkat edilmesi gerekir. Önemli olan aciliyeti, sosyal ve ekonomik etkileri. Belli şartlarda sokağa çıkma izni verilmesi gerekiyor. Kemik erimesi, kas zayıflığı gibi problemler de ortaya çıkabiliyor. Bunlar virüs taşımıyorlar. Çünkü 3 tane 14 günlük güvenli dönemden beri bu insanlar evde kapalı. Virüs bulaştırmaları söz konusu değil. Kapalı yerlere girmeden dışarı çıkabilirler gibi geliyor. Mutlaka maske gerekir.

"OKULLAR VE AVM'LERİN AÇILMASI EN RİSKLİSİ"

İkinci en az riskli olan kaldırılabilecek tedbir. Küçük çaptaki iş yerleri. Kuaför, berber gibi yerlerde mümkünse normal havalandırma ile havalandırılıyorsa bu daha da iyi böyle iş yerlerinin açılması ama içeriye belli şartlarda (aynı anda ikiden fazla müşteri almamak, maske şartı) açılması da daha az riskli olay. En riskli olan ise okulların ve AVM'lerin açılması. Havalandırma damlacıkları çok daha uzaklara götürebiliyor. Metrolar da çok riskli. Şehirlerarası dolaşım da kritik nokta. Onu açmadan tatili serbest bırakamıyorsunuz. Bunları da mutlaka iki ilin de belli bir noktada olması lazım. Her şehrin durumu birbiri ile aynı değil. Okulların açılması ve AVM'lerin açılması en riskli olan."