Mehmet Ağar'la ilgili  offshore hesapları ve gizli ortaklıkları soran Peker, aynı ekip tarafından Altınbaşlar'a da kumpas kurularak mallarına çökülmek istendiğini söyledi.

Peker'in masasında ise bu kez 'Hayırsız Peygamber Bob Dylan' kitabı vardı.

'BUNDAN BÜYÜK DELİL Mİ OLUR?'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya da bir kez daha "Sen benim jokerimdin, dönüş biletimdin" diye seslendi. Soylu'nun danışmanının 1 milyon 600 bin liralık arabaya bindiğini, Trabzon'da 5 milyon liralık ev yaptırdığını öne süren Peker, şu iddiaları gündeme getirdi: "Danışman maaşı ne kadar, en fazla 10 bin lira değil mi? Bir de akrabası var Sadık Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan hiç çıkmaz. Sadık Soylunun telefonundan Çevre Bakanlığı'ndaki bürokratlar günde kaç ker aranıyor, bir bakın. Bundan büyük delil mi olur? Orada bir görevi yok, nasıl olur da imar geliştirmelerin hepsi onun elinden geçiyor?

ÇORAKLIK'A KUMPAS KURDULAR
Emre Olur var, Beyaz TV'de çıkıyordu, bana gelip giderdi, nasıl bir tezgah kurduğunuzu anlattı bana. Ben sağlamcı adamım, bizde kayıt kuyut sağlam olur. Bu Kerim Çoraklık var, İYİ Parti sosyal medya direktörüydü. Emre Olur'u siz Beyaz TV'ye çıkarıp, teknik konuda çok şey biliyorlar, bu bu şeylerden FETÖ'cüdür diye adamı (Kerim Çoraklık) nasıl paketleyip, kaç senedir yatırttınız. Bana anlattı, namusluysa sorana da anlatırlar. Senin basın şeylerin var ya, hepsi bana gelip giderdi."

Eski başbakan Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller ile aralarındaki sohbeti de anlattı: "Memduh Bayraktaroğlu diye çok sevdiğim bir abim var. Bu konularla ilgili yapmış olduğu yorumları televizyonda izleme imkanım oldu. Demiş ki, 'Sedat Peker'i Soylu yanlış yönlendirdi, Mehmet Ağar'ı da yanlış yönlendirdi. Sadece Berat Bey'i değil.' Ben kendisiyle aynı şeyi düşünmüyorum. Hatırlarsanız, sizin evde otururken Tansu Hanım başbakandı. Özer Abi'yle sizin evde buluşmuştuk. Oradaki görüşmemizde Özer Bey benim yaşımı sormuştu. Ben de söyleyince 'Sen benim oğlumdan daha küçüksün. Benim oğlum Etiler'de kız peşinde koşuyor, sen bu yaşta ülkenin kaderiyle ilgili konuları konuşuyorsun' demişti. Abi bu kardeşin, aynı kardeşin. Ben aklımı tatile çıkardım ama zekam devam ediyor."

'PARAYLA OPERASYON YAPTIRILIR MI?'
Mehmet Ağar'ın operasyondan önce Antalya'da 12 civarında kişiyle yemek yerken kendisiyle ilgili konuşulduğunu belirten Peker, "Göreceksiniz 3-4 güne neler olacak diyor.... Emniyette talimatla operasyon mu olur, sen hiç para dağıtılarak Emniyet'te suç örgütü operasyonu yaptırıldığını duydun mu? Onlara da değineceğim" dedi.

Organize suç örgütü lideri Peker'in, savcılık makamının olası bir soruşturma yapması halinde yönelteceği olası sorular şeklinde yaptığı açıklama şöyle:

BAZ KAYITLARINA BAKILACAK MI?

Örgütlü suçlar savcısı, özel kalemine şunları dese;

-Sedat Peker'in açıklamalarında bahsettiği Beykoz Konakları'nda bulunan bütün şahısların, Sezgin Baran Korkmaz, Emir Sarıgül, Mehmet Ağar, Tolga Ağar, Tolga Ağar'ın kız arkadaşı, Emir Sarıgül'ün şoförü, sonradan gelen emniyet mensupları aynı yerde, aynı evde bulunmuşlar mı, aynı saat diliminde telefonları sinyal veriyor mu? Baz istasyonu kayıtları bir günde gelir, savcı isterse...

-İkincisi, Sedat Peker'in açıklamalarında bahsettiği üzere Tolga Ağar ve kız arkadaşının saç tahlilinin (kokain iddiası) yapılması. Milletvekili olduğu için kendisi eğer bu yönde tasarruf bildirmezse milletvekilliği sonrasında bunun incelemesinin yapılması... Sayın savcı buradan bahisle devam eder...

AĞAR, SALİFOV İÇİN EMNİYETİ ARADI MI?

-Rus voroskoy sistemi, yani kanun dışı insanların oluşturduğu yapının bir grubunun başında olan Nadir Salifov (Guli lakaplı), Türkiye'de gözaltına alınıp, polis cinayetine karıştığı için deport edildi mi? Organize şubede bu kişinin deport tutanağında polis katili olduğu yönünde yazı var mı? Ayrıca böyle bir evrak organize şubede var mı?

-Sedat Peker'in açıklamalarında iddia edildiği üzere Mehmet Ağar kendi telefonundan ya da koruma polislerinin telefonundan dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ı arayıp bu arkadaşı bırakın dedi mi? Sinyal ve baz kayıtlarının alınması gerekir, doğru olan o?

-Sedat Peker'in açıklamalarında bahsettiği  Nadir Salifov tekrardan Türkiye'ye giriş yapabilmiş mi? Giriş yapmışsa hangi birimin, hangi mahkemenin vermiş olduğu kararla Türkiye'ye gelebilmiş ve deportu kaldırılmış...

-Sedat Peker'in bulunmuş olduğu Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Türk büyükelçiğine yazılıp, bu konuyla ilgili bilgisinin sorulması,

GİZLİ ORTAKLIK VAR MI?

-Mübariz Mansimov'a ait olan ve Sedat Peker'in açıklamalarında Mehmet Ağarlar tarafından gaspedildiği söylenen 1 milyar dolar değerindeki yat limanı gerçekten 29 milyon dolara alınmış mı? Yine bahsi geçen yat limanını alan kişiler, offshore hesaplarında bir şirket kurmuş mudur, bu şirketin içinde gizli bir ortaklık mevcut mudur? Mansimov'un konuyla ilgili ifadesi alınacak mıdır?

AĞAR VE MANSIMOV'U GÜLEN'E HANGİ DEVLET KURUMU GÖNDERDİ?
-Ayrıca Mansimov ile Mehmet Ağar ABD'ye birlikte Fethullah Gülen'i ziyarete gitmiş midir? İlgili bakanlığa yazı yazılarak uçuş kayıtlarının istenmesine... Yine ayrıyeten Mehmet Ağar yapmış olduğu açıklamada devletin bilgisi dahilinde gitmiş olduğu yanıtından bahisle, devletin hangi birimi tarafından gönderilmiştir? Elinde bu yönde yazılı bir emir var mıdır? Eğer yoksa, devlet geleneğinde suç örgütü, terör örgütü olarak bilinen kişiye sözlü talimatla insan yollanır mı? Bununla ilgili kurumlara sorulmasına...

KOLOMBİYA'DA YAKALANAN 4 TON 900 KİLO KOKAİNİN ALICISI İZMİR'DEKİ ŞİRKETLE İLGİLİ ÇALIŞMA YAPILDI MI, GÖZALTI VAR MI?

-Kolombiya'dan yüklenen 4 ton 900 kilo kokainin, açık kaynaklarda dahi İzmir'de bir kimya şirketine geldiği ortadayken ve bunu Kolombiya Milli Savunma Bakanı, Kolombiya Organize Şuçlar Daire Başkanı ve diğer yetkililer basın önünde açıklamışken, bu ihbar kabul edilerek, Kolombiya devletinden yazı gelmese bile bu bahsi geçen şirketle ilgili herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Bu konuyla ilgili gözaltı kararı olmuş mu? Eğer olmamışsa bu konuyla ilgili iki tane müfettişin İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilerek, orda bu konuyla ilgili rapor hazırlanmasının istenmesine...

TOLGA AĞAR TUNCELİ'DE MİYDİ? TELEFON SİNYAL KAYITLARINA BAKILACAK MI?
-Yine Sedat Peker'in yapmış olduğu açıklamalardan bahisle, Tunceli'de tecavüze uğradığı ve ertesi günü intihar ettiği söylenen Yeldana (Kharman) isimli yabancı uyruklu bayanın adli tıp raporunun istenmesine, organize suç kapsamında değerlendirildiğinden dosyanın ikmalen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bölümü'ne gönderilmesine... Ayrıyeten adli tıpta, basında çıktığı gibi çelişkiler olduğu yönünde iddialar nedeniyle bilirkişiye gönderilmesine, bilirkişinin fikriyatı yeterli olmazsa gerekirse mezarının açılarak yeni bir adli tıp raporunun düzenlenmesine, bu konularla ilgili makamlara yazı yazılmasına... Bahsi geçen zamanlarda Tolga Ağar'ın bahsi geçen şehirde olup olmadığına ilişkin telefon sinyal kayıtlarının çıkarılmasına dendiğinde sayın savcımızın hiç zahmet etmesine gerek yok, bunların cevabı bir haftada gelir. O zaman kimsenin kafasında bir şüphe kalmaz.

AVUKATLIKTAN SAVCILIĞA GEÇİRİLENLER İKİ BİRİME YÖNLENDİRİLİYOR
Bana diyor ya (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu) 'pis, pislik' diye... O zaman temiz Süleyman'ın, derincilerin başı Mehmet Ağar'ın doğru söyleyip söylemediği anlaşılır. Bunu yapmak zor değil ki, devletin dünya kadar savcısı var. Bir de Süleyman Soylu'nun, Mehmet Ağar'ın kendi kontenjanından soktuğu avukat savcıları da var. FETÖ'cülerden boşalan yerlere atama yapılacak ya, kendi kontenjanlarından kaçar hakim savcı sokmuşlar? Eskiden örgütlü suçlarda kıdemli savcılar çalışırdı. Avukatlıktan savcılığa geçen hakim ve savcıların örgütlü suçlar ve terör birimlerine bu kadar yoğun yönlendirilmeleri gerçekten kafa karıştırıcı. Bana diyor ki (Süleyman Soylu) 'fare gibi kaçma gel adalete sığın'... Senin tayin ettirdiğin hakime savcıya değil mi, senin bakanı olduğun İçişleri Bakanlığı'na geleyim değil mi? 

'AĞAR, ALTINBAŞLAR'A TUZAK KURARAK, MALLARINA ÇÖKMEYE ÇALIŞTI'
Mehmet Ağar var ya, Emir Sarıgül'e kaset veriyor, diyor ki bu senin eşinle ilgili bir kaset. Gidin sorun, yok derlerse ben kanıtlayacağım hem de rezil ederek hepsini... Sonra bunları birbirinden boşandırıyor. Tabi ortada bölünecek mal varlığı var. Biri Altınbaşlar, zenginlik var, dünya para. Bu ondan sonra araya giriyor. Çözüm olmuyor. Ondan sonra polis gidiyor Ali Altınbaş'ı gözaltına alıyor. Sonra polis Ali Altınbaş'ı sağlık problemi diye serbest bırakıyor. 15 sene önce olan bir petrol olayı için, ekonomik suç, zaten zaman aşımına girmiş.

Bi de direkt İmam Altınbaş'ı almıyorlar, o holding binasında. Komşulara gidiyorlar, yani o duysun korksun. Sonra dünürünün evine gidiyor, dünürünün karısını gözaltına almak istiyorlar, dünürü de bununla dünür aynı zamanda. Kadını emniyete getirmeye kalkıyorlar, Mehmet Ağar polisliği... Tabi bunu arıyorlar, biz bunun akrabasıyız diye, bilmiyorlar ki tezgahı kurmuş, sonra iş patlıyor. Sonra Ali Altınbaş'ı serbest bıraktırıp yanına getirtiyor. Ali diyor ki 'Niye böyle oldu', o da 'Ben size demedim mi yalıyı boşaltıp verin, şu kadar para verin' diyor. Direkt tahsilat, polisle yaptırıyor.

İl Emniyet Müdürü'nü arıyor, Zafer Beyi, 'Bir yanlış anlaşılma olmuş, bu arkadaşlar yakınlarımız, dosyayı bir daha incelemenizi rica ediyorum' diyor. 'Emir anlaşıldı müdürüm' yanıtı geliyor... Tabi hesapta olmayan bir şey var, İmam Altınbaş, Cumhurbaşkanımızın kardeşi Mustafa Erdoğan'a ulaşıyor. Mustafa Erdoğan da külliyeye ulaşıyor, tabi kıyamet kopuyor. Savcıdan kurtulamıyorsun, külliyeye ulaşacaksın, başka şansın yok. Ben ulaşamadım, mektup yazdım gitmedi, böyle anlatayım dedim derdimi. Yav kahrediyorlar insanları. Gazeteciler namusunuz varsa gidin İmam Altınbaş'a bir sorun. Onun da namusu varsa anlatsın, anlatmazsa ben delillendirecem, ben de delil çok. Şimdi hepsini tutuyorum, cephanemi harcamıyorum, bunları mahvedecem.

'SURİYE'DE BÜYÜK SORUN VAR, HEPSİNİ KONUŞACAĞIZ, PARA ALANLAR VAR'
Suriye silahları, onlar bunlar hep konuşacağız. Suriye'de büyük sorun var, bunların dediği gibi değil. Ben para almışım, namussuzsunuz siz, ben çocuklarımın parasıyla, ama alanlar var hepsini konuşacağız. 

'AĞAR GÜLEN'İN MEKTUBUNU ÇERÇEVELETİP DUVARA ASTI'
Mansimov'u öldürtebilseydin her şey bitecekti değil mi? Ölmedi. Zaten adamın parasını, pulunu her şeyini komple aldılar. Derin Mehmet yattığı cezaevinde, Fethullah Gülen kendisine mektup yolluyor, onu çerçeveletip duvara asıyor, şimdi Tayyip beyin yakını diye şekil yapıp koparıyor ya milleti, o zaman da Fethullah Gülen'in yakınıyım diye koparıyordu milleti. 400 ton kokain, İzmir'e gelecek olan... Mehmet Ağar'ın İzmir Limanı'nda, İzmir Emniyeti'nde ne kadar etkili olduğun bilmeyen mi var? İstanbul'u hiç sayma, adamın zaten tapulu malı İzmir, Muğla... Mersin de var... O Mübarizin yeri vardı ya şimdi Mehmet Ağar'ın, oraya gidiyorsunuz ya gazeteciler, 10 bin liralık yemeğe 200-300 lira veriyorsunuz ya, maaş ayrılıyor ya size orada, sizin maaş kadarda değil namusunuz, Mehmet Ağar'ın indirim yaptırttığı kadar namusunuz. Daha dur o Ataşehir'deki uyuşturucu satıcısının nasıl öldüğünü anlatacağız. Masa kurmuştunuz ya 50 milyon euro, ölenin çocuğu cesaretlenip dolaşmaya başlamış, sağda solda anlatıyor bak sana söyleyeyim. 

DEVLET ADAMLARI GİBİ KORUMA POLİSLERİ YURTDIŞINA DA BENLE GELİYORDU
Koruma kararım normal değildi, ben devlet başkanı gibi yurtdışına giderken benle geliyordu koruma polislerim. Yani ayrıcalıklıydım, başka ayrıcalıklarım da vardı.