Beyin göçü tersine çevrilemiyor. Türkiye Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra beyin ve sermaye göçü de hızlandı. 2016 yılında yurt dışına göç eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı ise 69 bin 326 iken, bu sayı 2017 yılında yüzde 63’lük bir artışla 113 bin 326 oldu. Bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan hesaplamalarda 20 OECD ülkesine göç etmiş Türk yurttaşları üzerinden ülkenin ekonomik kaybı 220 milyar doların üzerinde.

CHP’nin dijital olarak yayınladığı Millet Dergisinde yer alan incelemede AKP iktidarında, yurt dışına göç eden yurttaşların sayısında büyük bir artış görüldüğü belirtildi. Ülkemizin verdiği dış göç içerisinde nitelikli ve yetişmiş nüfusun payı gözle görülür biçimde arttığı vurgulandı.

Yurt dışına göç eden her beş kişiden ikisi 20-34 yaş aralığında yer alıyor, eğitimli ve büyük bölümü kentli. Genç ve üretken olmanın yanı sıra nitelikli ve çağdaş bir kesim ülkeyi terk ediyor. Bir diğer veri de  ülkeyi terk eden yurttaşların arasında kadınların oranının artması. 2017 yılında yurt dışına göç eden kadınların oranı yüzde 37’den yüzde 42’ye çıktı.

Eğitim danışmanları tarafından kamuoyuyla paylaşılan bilgilere göre 2017 yılında eğitim amacıyla yurt dışına gitmek isteyen öğrencilerin oranında da kayda değer bir artış görülüyor. Bu artışı beyin göçü açısından çarpıcı kılansa, yurt dışına giden öğrencilerin Türkiye’ye geri dönmeyi düşünmemeleri. Türkiye yetiştirdiği nitelikli, genç insan gücünü, eğitim sisteminin erken kademelerinde kaybediyor. 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre ailelerin bir bölümü, çocukları lise hatta ortaokul dönemindeyken yurt dışı eğitim planlaması yapmaya başlıyor.

GÖÇÜN SEBEBİ YANLIŞ VE YANLI AKP POLİTİKALARI

Türkiye gibi orta gelir tuzağı ile karşı karşıya olan ülkelerde, beyin göçü ekonomik, siyasal ve kültürel kriz dönemlerinde arttığı da vurgulanarak şu görüşlere yer verildi:

AKP’nin yanlış politikaları yüzünden ülkemiz nitelikli göç veren ve niteliksiz göç alan bir ülke haline gelmiştir. Türkiye’ye gelen sığınmacı ve göçmenler arasındaki nitelikli profesyoneller dahi Türkiye’yi gelişmiş ülkelere geçiş için bir basamak olarak kullanmaktadır.  AKP iktidarı boyunca Türkiye nitelikli ekonomik büyüme ve yüksek vasıflı işgücü istihdamı sağlayamadı. AKP iktidarının uyguladığı neoliberal politikalar sonucunda çalışanların alım gücü giderek düştü, sosyal güvenceleri ve hakları geriledi. Tüm sektörlerde, çalışanlar işten çıkarılma korkusu yaşıyor ve yaygın kayırmacılık uygulamalarına maruz kalıyor. AKP iktidarında Türkiye bir ucuz iş gücü ülkesi haline geldi, ülkenin çalışan kesimleriyle gelişmiş ülkelerdeki benzerleri arasında bir uçurum oluştu. Eğitim ve iş gücü piyasası talebi arasındaki uyumsuzluktan ötürü eğitimli işsizliği de giderek artıyor. İstihdam edilen üniversite mezunları ise eğitim aldıkları alanda çalışamıyor”

Hacettepe Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre de her üç üniversite mezunundan biri eğitimini aldığı mesleği yapamıyor. AKP, yüksek teknolojiye ve yeni sektörlere yeterli yatırım yapmamakta, yüksek katma değer üreten sektörleri ve girişimcileri desteklemiyor. AKP’nin rantçı politikaları yüzünden Türkiye inovasyon, teknolojik uygunluk ve adaptasyon, bilişim uzmanı istihdamı gibi alanlarda ya yerinde saymakta ya da geriye gidiyor.