Hendek’te 3 Temmuz günü havai fişek fabrikasında gerçekleşen patlama sonrasında 7 kişi yaşamını yitirdi, 126 kişi yaralandı. Olaya ilişkin yürütülen soruşturmada fabrikanın sorumlu müdürü, iş güvenliği uzmanı ve 2 ustabaşı 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçlamasıyla' tutuklandı. Fabrika sahipleri Ali Rıza Coşkun ve oğlu Yaşar Coşkun gözaltına alındı, Yaşar Coşkun çıkarıldığı mahkemece sorgusu sonrasında tutuklandı.

İş güvenliği uzmanının tutuklanmasına tepki gösteren İSG- SEN Genel Başkanı İrfan Sayar, Adapazarı Kültür Merkezi (AKM) önünde basın açıklamalı eylem düzenlediler. Sayar, basın açıklamasında "Kamuoyu vicdanını rahatlatmak için tutuklanan meslektaşımız  serbest bırakılmalıdır. Tutuksuz olarak yargılanmasına devam edilmek üzere Aslı Bozkurt serbest bırakılmalıdır." ifadelerini kullandı.

Sayar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Anayasanın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden birisi ‘belirlilik’tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması gerekir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Anayasanın 38. maddesinin ilk fıkrasında, ‘Kimse, kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.’ denilerek “suçların kanuniliği”, üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” denilerek, ‘cezaların kanuniliği’ ilkesi öngörülmüştür. Anayasanın 38. maddesine paralel olarak Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan ‘suçta ve cezada kanunilik’ ilkesi uyarınca, hangi fiillerin yasaklandığı ve bu fiillere verilecek cezaların hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi, ceza hukukuna hâkim olan anayasal ilkelerden olup temel hak ve özgürlüklerin önemli güvencelerinden birini oluşturmaktadır
6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununa göre;
MADDE 4 – (1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür 
MADDE 8 – (2) (Değişik: 4/4/2015-6645/1 md.) İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir. Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur.
MADDE 19 – (1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
Evrensel hukuk anlayışında yetkisiz sorumluluk olamayacağına göre bu durumda alınmayan önlemler nedeniyle meydana gelen bir iş kazasında İş Güvenliği Uzmanı sanık değil, tanık konumunda olmalıdır. 
Fabrikada vefat eden işçilere Allah'tan rahmet yaralananlara acil şifalar dileriz. 
Ancak;
Iş kazalarının sebebi iş güvenliği uzmanları değildir. Aksine iş kazalarını azaltacak yegane personel iş güvenliği uzmanlarıdır. Tıpkı hastalıkların sebebinin doktorlar olmadığı gibi.
Kamuoyu vicdanını rahatlatmak için tutuklanan meslektaşımız  serbest bırakılmalıdır. Tutuksuz olarak yargılanmasına devam edilmek üzere Aslı Bozkurt serbest bırakılmalıdır.
 iş güvenliği uzmanlarına özgürlük
Iş güvenliği uzmanı tutuklanamaz"