Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Eylül'de başlayacak av sezonuna ilişkin yaptığı değerlendirmesinde azalan avcılık üretimine dikkat çekti.

Bayraktar, 2010’da 485 bin 939 ton olan toplam su ürünleri avcılığının 2020’de yüzde 25 azalarak 364 bin 400 tona gerilediğini aktardı. “Avcılık yoluyla yapılan toplam üretim 364 bin 400 ton, yetiştiricilik üretimi de 421 bin 411 ton olarak gerçekleşti” diyen Bayraktar, “Su ürünleri avcılık üretimi 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 23.2 azalırken, yetiştiricilik yüzde 4.8 arttı” diye konuştu.

GEÇEN YIL EN ÇOK HAMSİ AVLANMIŞTI

Bayraktar’ın TÜİK verileri üzerinden aktardığı bilgilere göre, su ürünleri üretiminin ise 2015’te 672 bin 241 ton iken, 2016’da yüzde 12.4 azalarak 588 bin 715 tona gerilediği görülüyor. 2017’de yüzde 7.2 artarak 630 bin 820 tona, 2019’da yüzde 33.1 artarak 836 bin 524 tona yükselen bu üretim, 2020’de ise bir önceki yıla göre yüzde 6.1 azalarak 785 bin 811 tona indi.

Geçen yıl deniz balıklarının türlerine göre dağılımı incelendiğinde ise, hamsi balığının 171 bin 253 ton ve yüzde 58.6 payla en yüksek miktarda avlanan balık olduğu görülüyor. Bu balığı 26 bin 804 ton ile çaça ve 22 bin 743 ton ile sardalya takip etti.

“KURALLARA MUTLAKA UYULMALI”

Bayraktar’ın altını çizdiği noktalardan biri de su ürünleri üretiminin sürdürülebilirliği için avcıların kurallara uyması gerektiği oldu. Bayraktar, uyulması gereken bu kuralları şöyle aktardı:

“Su ürünleri avcılığında yer, zaman, tür, boy, ışık kullanımı ve avlanma mesafesi gibi getirilen yasaklar ve kontroller su ürünleri üretiminin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.
1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu'nda yer alan zapt ve müsadere (El Koyma ve Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi) yaptırımlarının, cezanın kanunun mülkiyetin kamuya geçirilmesi sathında değerlendirilememesi nedeniyle uygulanabilirliğini/caydırıcılığını yitirmesi söz konusu.

Su Ürünleri Kanunu ile Kabahatler Kanunu'nun uyumlulaştırılmasına ihtiyaç olduğu her fırsatta açıkça belirtmektedir. Su Ürünleri Kanunu'nda ‘Zapt ve Müsadere Edilme' terimlerinin Kabahatler Kanunu'na uyum için ‘El Koyma' ve ‘Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi' şeklinde değiştirilmesi yasalar arasındaki uyumsuzluğu giderecektir. Su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçılarımızın av yasaklarına ve tebliğ ile getirilen düzenlemelere titizlikle uyması sağlanmalıdır.”

“MODERN TESİSLER DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ”

Bayraktar, sürdürülebilir su ürünleri üretimi için gerekli stratejiler ile kısa, orta, uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Kaynakların verimli kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezlerinin kurulması, yetiştiricilik, avcılık ve Ar-Ge çalışmalarının daha fazla desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, şöyle devam etti:

“Balıkçılık sektöründe ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve, paketleme ve işleme tesislerinin sayılarının artırılması sektöre ekonomik katkı sağlayacaktır. Yeni avlanma döneminin bol ve bereketli kazançlar getirmesini diliyorum.”

TÜKETİMİN ARTMASI İÇİN FİYAT İSTİKRARI SAĞLANMALI

‘Vira Bismillah' diyerek denize açılacak tüm balıkçılara bereketli bir sezon geçirmelerini dileyen Bayraktar’ın dikkat çektiği noktalardan biri de kişi başı tüketimin dünya ortalamasının altında kalması oldu.

Türkiye’de 2020’deki yıllık kişi başına balık tüketiminin bir önceki yıla göre artarak 6.2 kilodan 6.7 kiloya çıktığını belirten Bayraktar, “Tüketim yüzde 8 artsa da kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altında. Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gerekir. Tüketimin artırılması için başta fiyat istikrarı sağlanmalı, eğitim ve tanıtım çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır” diye konuştu.