Darbe kalkışması ardından 90 bin operasyonla finans kaynakları kuruyan terör örgütü FETÖ’de büyük bir isyan çıktı. Bazı elebaşlarının hortumladığı paralarla kendi çekirdek örgütlerini kurup şatafatlı bir yaşam sürmesi hem parasız kalan diğer örgüt elebaşları, hem de örgütün tabanı ile tavanı arasında kavgalara neden oldu. Örgütün finans kaynaklarından elde ettikleri maddi güçle bugün keyif çatan çok sayıda örgüt elebaşı olsa da öfkeler, açıktan liderliğe oynayan eski Türkiye imamı Mustafa Özcan ve Gülen’in özel sekreteri ‘Uzun Cevdet’ lakaplı Sakaryalı Cevdet Türkyolu üzerinde toplandı.

ÖRGÜT İÇİNDE PARALEL KASALAR
Yeni Şafak gazetesinden Şahin Şen'in haberine göre, bir dönem örgütün mahrem yapılanmasını kontrol eden Özcan, para musluğunun da başındaydı. İstanbul Maltepe’de açılan Sema Hastanesi’nin ortağı oldu, yıllarca FETÖ’nün candamarı olan Kaynak Holdingi yöneten Özcan, Fatih Üniversitesi’ne Mütevelli Heyeti Başkanı oldu. Yakın adamı Ali Çelik aracılığıyla da Bank Asya’ya hükmeden Özcan’ın yakınlarına bankanın tüm imkanları kredi olarak dağıtıldı. Bu süreçte örgüt içinde paralel bir kasa oluşturan Özcan, zaman zaman Gülen’in kardeşleriyle karşı karşıya gelmekten çekinmedi. Gülen kendine rakip gördüğü Özcan’ı Özcan’ı 2009 yılında Kaynak Holding’in başından aldı.

SAVAŞ SOSYAL MEDYAYA DA SIÇRADI
Örgüt içerisinde daha önce elde ettiği finans gücünü ve Kaynak Holding’in içerisindeki insan gücünü muhafaza eden Özcan, Kaynak Holding’ten sonra getirildiği Orta Doğu İmamlığı görevini yaparken de ikinci kasa açmaya çalıştığı iddiaları üzerine, örgüt içindeki gelenekçiler tarafından Gülen’e şikâyet edildi. Bu şikayet üzerine azledilen Özcan, biriktirdiği paralarla Gülen ve yakın çevresine savaş açtı. Son zamanlarda bu tartışmayı Özcan’ın yakın adamlarından Ali Çelik’in Londra’da 40 milyon TL değerindeki bir malikânede yaşaması yeniden alevlendirdi. Gülen’e yakın isimler ve örgütteki yenilikçi kanat sosyal medya üzerinden Özcan ve adamlarını ateşe tuttu.

KÖŞEYE SIKIŞANLAR İTTİFAK KURDU
Örgüt içinde çaldığı paralarla servet yaptığı için hedef gösteriler diğer isim ise Cevdet Türkyolu. Örgüt imkanlarını kullanarak büyük bir servet edinen Türkyolu’nu çaldığı paraları gayrimenkule ve borsaya yatırdı. Serveti 50 milyon dolara ulaşan Türkyolu’nun oğlu Ferrarilerle dolaşıyor, ailesi ise lüks içinde yaşıyor. Bu servet ve şaşalı yaşam örgüt içinde rahatsızlık yarattı. Örgüt içinde kavgaya neden olan bu zenginleşme Türkyolu’nu örgütün parasını çalıp servet biriktirmekle itham eden imamların yazdığı şikayet mektubu ile yumruklaşmaya kadar vardı. Türkyolu, Şikayet mektubunu Gülen’e iletmek isteyen Gülen’in sosyal medya yöneticisi Osman Şimşek’i darp etti. Şimşek bu iddiaları şu açıklama ile doğruladı:

"Ne var ki, o mektubu asıl muhatabına ulaştırana kadar ısrarcı oldum; belki ben de o anki hissiyatımla ölçüyü tutturamamış olabilirim, Allah affetsin. O ısrarım neticesinde de bir kısmı kamuya yansıyan tatsız hadiseler vuku buldu."

Örgüt içinde yankıları devam eden kavganın ardından Türkyolu, lider adaylarından Barbaros Kocakurt’a yanaştı. Türkyolu ve Kocakurt‘un birlikte örgütü ele geçirme planları yaptığı belirtildi.

İsrail İmamı Harun Tokak, eski Rusya imamı Ali Bayram, bir dönem Türkiye imamlığı ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yapan Recep Uzunallı ve Belçika’daki lüks yaşamı ve kızına açtığı hastane ile gündeme gelen FETÖ’nün Adliye İmamlarından Ahmet Çağlayan’ın da örgütten çaldıkları ile servet biriktirdi.

HİMMETLERİ CEPLERİNE İNDİRDİLER

Güvenlik kaynakları tarafından hazırlanan bir raporda, elebaşlarının yaptığı yolsuzlukların örgütün tabanını da ayrışma ve dağılmanın eşiğine getirdiği vurgulandı. Raporda elebaşlarının yurt dışındaki lüks yaşantısının çöküntü yarattığı belirtilerek örgütün bölünmesine neden olan yolsuzluklar şöyle sıralandı:

- ABD’ye giden himmetlerden %10’luk payının il imamları ve ülke imamları tarafından eksik gönderildi.

- Toplanan himmet ve yardımlardan üst yönetimde yer alan kişilerce alternatif kasa ve sermaye oluşturularak örgütün tabanından saklandı.

- Amerika ve Avrupa’daki esnaf ve mütevellilerden toplanan ‘muavenet’ olarak adlandırılan yardım paraları kamplarda kalan (Yunanistan) örgüt üyelerine ulaştırılmadı.

- Türkiye’ de cezaevinde bulunan örgüt üyeleri için toplanan yardım paraları tutuklulara ulaştırılmadı.

- Örgütün üst yönetiminde küçük ama mutlu bir azınlık oluşturularak tabanının ihtiyaçları karşılamadı.

- KHK’lıları ve cezaevinde olan örgüt üyelerini istismar ederek toplanan paralar örgüt yöneticileri tarafından kendi lüks yaşamları için harcandı.