Prof. Özlü, açıklamasında şunları kaydetti: Yükselme trendinin diğer parametrelere yansıması durumunda salgınla mücadelede başa dönebiliriz. İyileşen hasta sayımız yüksek. Hasta havuzumuz boşalmakta. Şu an panik olmayı gerektirecek bir durum yok ancak hastaneye ve yoğun bakıma yatış sayıları da yükselirse o zaman yandık! Her şeye sil baştan başlamak gerek. O nedenle tedbirlere riayet şart! Yoksa işin ucu kaçar.

HERŞEY SERBEST GİBİ ALGILANDI

Vaka sayılarındaki artışın normalleşmenin 'eski normal' olarak algılanmasından kaynaklı olduğunu belirten Prof. Özlü, "Maalesef toplumda normalleşme ' Salgın bitti' ya da 'Artık her şey serbest' gibi algılandı. Oysa virüs aramızda. Duyarlı bir kesim var ancak sayıca azlar. Sağlık Bakanımız da vaka sayılarındaki artışın il bazlı olduğunu açıkladı. Bu noktada görev sahadaki filyasyon ekiplerinde. Ekipler bu artışın hangi tür kalabalıklaşmadan kaynaklı olduğunu biliyor. Pandemi kurulları analizlere bakarak il bazlı bazı kısıtlama ve tedbirler almalı. Bana göre artışın bir sebebi de töre kaynaklı" ifadelerini kullandı.

YENİ NORMALE GÖRE TASARLANDI

Prof. Özlü, sözlerini şöyle tamamladı: Nişan, söz, mevlit, asker uğurlaması, taziye gibi gelenek ve göreneklerimizin eskisi gibi yapılıyor olması büyük sorun. Elbette ki törelerimizi bırakalım demiyoruz ama mesafe, maske, hijyene dikkat ederek yeni normale göre tasarlanmaları lazım. Ayrıca İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerden seyahat izninin çıkması da sayıları yukarı çekti. Birçok kişi köyüne, memleketine gitti. Kuzenler, amca, dayı buluşmaları, el öpmeler, ev oturmaları derken ortam bulaşa uygun hale geldi. Eski alışkanlık ve ezberlerin tekrar ediyor olması işin kontrolden çıkmasına sebep oluyor. Maske kullanımının öneminin kavranamaması da cabası. Ya takılmıyor, ya usulüne uygun takılmıyor. Maske denetimi olmalı. Kurallara uymayanlara da cezai müeyyide uygulanmalı.