Ankara Üniversitesi İktisat Bölümü ve Türkiye Ekonomi Kurumu eski başkanlarından Prof. Dr. Ercan Uygur, corana virüsü salgınının Türkiye ekonomisine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlattı.

Bu tür kriz dönemlerinde ekonomide önce arz şoku yaşandığını, daha sonra bunu talep şokunun izlediğini belirten Uygur, zamanında ve etkili önlemlerin alınmaması halinde üretim ve tüketim zincirinde telafisi güç kopmalar yaşanabileceğini söyledi.

Uygur, Türkiye'nin henüz krizin arz şoku aşamasında olduğunu, talep şokuna geçişin önlenmesi için ne pahasına olursa olsun yoksul halkın nakit ödemelerle desteklenmesi gerektiğini bildirdi şunları söyledi:

DOĞRU TEŞHİS GEREK

– İktisatçı gözüyle salgınla birlikte ekonomide içine düştüğümüz durumu nasıl tanımlarsınız?

Bütün dünyanın yaşadığı süreç tam anlamıyla felaket. Bu felaketin getirdiği o kadar çok olumsuzluk var ki. İktisadi olarak teşhisi doğru koymak gerekiyor. İktisatta bir olumsuzluk olduğunda kriz ya da şok kelimesini kullanırız.

Bir kere bu bir şok. Biri arz, diğeri talep kaynaklı iki türlü şok vardır. Küresel salgın bütün dünyada öncelikle bir arz şoku yarattı. Çünkü direkt üretim unsurlarını etkiledi.

Üretim yapan işçiyi hasta etti, evine kapattı, öldürdü. Birçok üretim yeri durdu. Sonuçta Üretim süreci etkilenmiş oldu. Üretimle birlikte dağıtım ve tedarik zincirleri de bozuldu.

Çin birçok ülkeye yarı mamul gönderiyordu, gönderemez oldu. Arz ve dağıtım zincirinde kopmalar oldu.

– Şokla karşılaşılınca ilk etapta 100 milyarlık önlem paketi açıklandı. Yararlı oldu mu sizce?

O pakette, sanki talepte şok yaşanmış gibi, talebi canlandırmaya yönelik önlemler vardı? Bence onlar yanlıştı.

Örneğin gayrimenkul satışlarını destekleyen, uçak biletlerinin vergisini düşüren önlemlerin yaşanan arz şokuna çare olması imkansızdı, olmadı da zaten.

GELİR ÇOK DÜŞTÜ

– Peki şimdi durum nedir, talep şokuna da yaklaşıyor muyuz? 

Şu anda biz arzın şokunu yaşamaya devam ediyoruz. Sonrasında talep şoku da geliyor. Ne yazık ki artık talep şokuna geçebiliriz.

İnsanlar işini kaybedince, dükkânlar kapatılınca haliyle gelir çok düştü. Gelir düştüğü için talep çok geriledi. Gelir olmazsa tüketim olmaz.

Gelir bağlantıları kopunca talep şoku başlıyor. Şok asıl yatırımda görülüyor. Hem talep zayıf hem de belirsizlik var o nedenle hemen ardından yatırımı ve tüketimi budayan şoklar geliyor.

İnsanların yeterli tasarrufları yok

– Yoksul ailelere biner lira dağıtılacak, bu yeterli olabilir mi?

Kaynaklar sonsuz değil, ama bin lira yeterli olmaz. Aile olarak o insanların aç kalmadan hayata tutunmalarını sağlayacak bir destek gerektiğine göre, asgari ücret bir kıstas olabilir.

Bu insanların ne yazık ki bu süreci atlatmaya yetecek tasarrufları yok. TÜİK verilerine göre tasarrufu yüzde 20'lik en üst ve onun bir altı dilimler yapıyor.

Üçüncü dilimin tasarrufu sıfıra yakın, en alttaki bir ve ikinci yüzde 20'lik dilimdekilerin tasarruf eksi. Yani hayatı borçlanarak sürdürebiliyorlar.

Bu insanlara destek verilmezse aç kalamayacaklarına göre riski göze alıp dışarı çıkmak zorunda kalacaklardır.

– Yoksul kesime verilen destekleri yeterli görüyor musunuz?

Ben bu konuda yavaş gidildiğini düşünüyorum. Bakanları dinliyorum, çalışmalar devam ediyor diye açıklama yapıyorlar. Bir ay olmuş, yardım dağıtmak bu kadar sürer mi?

Neden bilmiyorum, sürüyor. Dağıtılacağı söylenen biner liraların bir kerelik mi, her ay mı dağıtılacağı da açıklanmadı. Bu açıklansın ki insanlar kendilerini güvende hissetsin.