Yaş 59’a geldi ve meslekte tam 41 yıl bitti. Halen arı gibi çalışıyorum. Sakarya’nın sorunları ve çözümleri için sağlam gazetecilik yaptığıma inanıyorum. Yazılmayanları yazmak, kentin ağalarını yazmak, büyük şirketler ve sahiplerini kaleme almak, kentte kral gibi gezen ve kimsenin yazmaya cesaret edemediği isimleri yazmak, hele hele de Sakarya’da yazmak öyle kolay iş değil….
*
Bu kentte sert yazmanın bedelleri var. İşte bu bedelleri maddi-manevi ödüyoruz. Maddi kısmı 2 haber sitesini kapattık. Manevi kısmı ise yıpranıyorsunuz. Her anlamda yıpranırken sağlığınız da elden gidiyor. Son aylarda yaptığım haberlerle birlikte her gün gerilim yaşıyorum. Bu gerilimlerin yanı sıra kilolarım da eklenince son günlerde sağlık sorunları yaşıyorum…
*
Şeker 300-400’den aşağıya inmiyor ve 15 gün önce hastanelik olduk. Sağ olsun Sakarya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Kayhan Özdemir ilgilendi. Şekerimin 458’i aştığını öğrenen Kayhan Hoca, “Abi bu böyle olmaz. Hemen acile gitmen lazım” deyince biz de soluğu Serdivan Devlet Hastanesi’nde aldık. Acil serviste 3 serum, 3 iğne yedik. Bu arada Serdivan Devlet Hastanesi’ni beğendim…
*
Serum ve iğneleri yedikten sonra başımdan ayrılmayan Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Abdülkadir Bayraktar’a, Acil Serviste müdahale eden Dr. Ahmet Nama’ya ve hastane süpervizörü Selma Ertaş ve hastane çalışanlarına çok teşekkür ederim. Dedik ya 15 gündür şekerle boğuşuyoruz. Şeker düşmeyince bu kez Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzman Dr. Ayfer Altaş hanımefendinin kontrolünde tedaviye başladık…
*
Meyve canavarı olduğumu söylediğim Ayfer Hoca, “Aman, şeker hastaları için meyve hiç masum değildir” deyince artık meyveye de veda ettik. Bu arada Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür Yardımcısı Dilek Arslan’a ayrıca teşekkür ederim. Uz. Dr. Ayfer Altaş hocam hazır bizi tedaviye almışken “Gözlere de baktıralım” dedim. Marmara Göz Tıp Merkezi’ne gittim ve Doç. Dr. Mahmut Atum’a muayene oldum. Sağ göz sizlere ömür olmuş. Bu arada Korucuk Hastanesi Göz Servisi’nde de bir ölçüm yaptırdım ki sağ gözdeki sıkıntı anjiyoda netlik kazandı…
*
Korucuk Hastanesi Müdür Yardımcısı Safa Özlücan, Süpervizörü Nevin Yersal ve göz servisinin sorumlu hemşiresi olan güler yüzlü ve çalışkan ismi Ali İhsan Odabaş’a teşekkür ettik. Peki bunları neden yazdım! Anlatalım. 15 gündür yaşadığım sağlık sıkıntıları sürerken, orada olmam gereken bazı yerlerde olamadım. Bunlardan biri de Sakarya siyasetinin en renkli ve tanınan isimlerinden Selami Öztürk’ün cenaze töreni…
*
AK Parti Sapanca Kurucu İlçe Başkanı Selami Öztürk’ü önceki gün geçirdiği kalp krizi sonrasında kaybettik. Kalp, böbrek, tansiyon ve şeker sorunları olan Selami Öztürk 61 yaşında, çok genç yaşta aramızdan ayrıldı. Selami baba en son 2 Ekim günü ziyaretime geldi. Kapıdan girip sandalyeye oturduktan 30 saniye sonra Marmara Ereğlisi’nde 5 büyüklüğündeki deprem olunca “Abi ne yaptın. Siyasetten sonra Türkiye’yi de salladın” dedim..
*
Sonradan Bekir Yıldız'ın da katıldığı o güzel sohbet Selami Öztürk ile son görüşmemiz oldu. Önceki gün acı haberi sabahın ilk ışıklarıyla aldım. O anda Selami Öztürk’ün hayatı gözümün önünden film gibi geçti. Çok genç yaşta AK Parti’nin kurucu ilçe başkanı olmuştu. Bu görevi 3 dönem yaptı. Dün Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur da yazdı. Rahmetli Selami Öztürk, AK Parti’nin en ışıltılı, en popüler zamanlarında Sapanca gibi turizm cenneti olan bir ilçenin başkanlığını yaptı. Şöyle bir düşünün. 17 Ağustos Marmara Depremi olmuş. Marmara bölgesinde oturan bütün zenginler Sapanca’ya akın ediyor. Bırakın gayrimeşru yolları, Selami Öztürk Sapanca’dan yer almak isteyenlere aracılık yapsaydı parayı bulurdu…
*
Selami Öztürk Sapanca’dan yer almak isteyenleri emlakçılara yönlendirse yine parayı bulurdu. Sapanca’da AK Parti’nin en güçlü olduğu dönemlerde 15 yıl ilçe başkanlığı yapacaksın. Dedik ya bırak gayrimeşruyu dağdan bayırdan, göl kenarından, Kırkpınar’dan alanlara aracılık yapsan parayı bulurdun. Ama yapmadı. Bütün Sapanca gibi Sakarya da bilir. Selami Öztürk dünya malı için onurunu, şerefini satmadı…
*
Şunu açıkça yazayım. Babasından kalan eski evde ekonomik anlamda zor günler geçiren Selami Öztürk adam gibi aramızdan göçtü, gitti. Şimdi soruyorum. Bal küpünün üstünde oturacaksın ama bir parmak bal yemeyeceksin. Bereketli topraklarda kral olacaksın ama bir köle gibi ilçen için çalışacaksın. AK Parti’nin en iyi dönemlerinde ilçe başkanı olacaksın ama yasal olsa bile etik olmadığı için dünya malına tenezzül etmeyeceksin…
*
Siyaset dünyasında elbette Selami Öztürk gibi insanlar vardır. Ancak bu kadar imkanlara rağmen hayatını babasının evinde tamamlayan kaç kişi vardır! Şunu da yazayım. Siyaset arenasında Selam Öztürk’ü sevenleri kadar sevmeyenleri de vardır, olabilir. Burada önemli olan toplumun geneli gibi siyasette kaç kişinin Selami Öztürk’ü sevmediğidir…
*
Yoksa siyaset dünyasında iyi bir yerlerde olup, herkesin yüzüne sırıttığı birileri, gerçekleri yüzüne çarptığı için Selami Öztürk’ü sevmiyorsa çok da tın! Siz Selami’yi sevseniz ne olur, sevmeseniz ne olur! Acaba siz o makamlardan gittikten sonra sizi kaç kişi sevecek! Bugün yüzünüze sırıtanlar makam elden gidince size selam verecek mi!
*
Rahmetli olan Bakan Cevat Ayhan, Başkan Aziz Duran, Yeni Sakarya Gazetesi Kurucu Hasan Uyar, iş insanı Sedat Ekici, iş insanı Neşat Müftüoğlu, Başkan Halil Kocacık, iş insanı Ömer Yazıcı, iş insanı Orhan Kurtuluş, iş insanı Kenan Sakallıoğlu, sağlık camiasından Dr. Sadık Canlı, Dr. Hasan Fevzi Katıöz, Büyükşehir Belediyesi’nden Halim Kara, iş insanı Ahmet Demircioğlu gibi bu kentte güzelliklerinizle anılacak mısınız!
*
Evet, Selami Öztürk’ü kaybettik. Şekerim çok yüksek olduğu için cenazesine de katılamadım. Bir yandan Selami babayı kaybetmenin, bir yandan da son görevimi yapamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Sapanca’da bulunan Bostancının Kahvesi’nde zaman zaman “Dostlar Meclisi” buluştuğumuz Selami babayı inşallah cennete uğurladık…
*
Öztürk ailesine bir kez daha başsağlığı dilerken Sapanca’ya aşık, sözde değil özde “halka hizmet hakka hizmet” anlayışıyla siyaset yapan Selami baba nur içinde yat…