Geçen 14 Temmuz günü Sakarya medyasını eleştirdik. Hesapta çok cesur olan Sakarya medyasını eleştirirken de Serdivan’da yapılan Cadde 54’den örnekler verdik. Aynı gün Raif Ugan bize cevap verdi. İşte bu cevapla ilgili yazmaya başladık. Önceki yazıları kaçıranlar “buradan okuyabilir” dedikten sonra şimdi yazının 4’ncü kısmıyla devam edelim…

*

Raif Ugan “Cadde 54 ve temcit pilavı” başlıklı yazısında şöyle yazmış…
Son günlerde yine Cadde 54 dillere dolanmaya başladı.
Sağdan soldan eleştiri yazıları.
İhale biteli yıllar olmuş.
Cadde 54, kapılarını açmış.
Hala bazıları 3.5 yıl öncesini yazıyor.
Hukuksal hiçbir suç bulunmamış.
Cadde 54 de, o mağaza var bu ünlü marka var zerre umurumda değil.
Cadde 54'de her mağazaya girişimde, her Cafede oturuşumda onlarca çalışan genci görüyorum ya.
En çok bu mutlu ediyor beni..
Raif Ugan yazdı. 

*

Ne diyor bu cik cik !
İhale bitmiş, iş bitmiş, hukuksal bir suç bulunamamış, kapılar açılmış ama biz halen yazıyormuşuk…
Düz mantıkla bakarsak Raif Ugan haklı…
Bu saatten sonra biz ne kadar yazsak hikaye…
Öyle değil mi!
Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar 2015 yılında söz verdiği 2 katlı AVM yerine 6 katlı AVM’yi dikti…
İş bitti…
Bu saatten sonra Cadde 54’ten kat almayacaklarına göre biz ne yazsak hikaye…

*

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Serdivan Stadyumu üzerine, devasa çocuk parkı üzerine, yeşilin cennet üzerine, Serdivan’ın tam kalbine yapılan bu beton yığını toplu açılış töreninde görmeden açtı mı!
Açtı…
Yine düz mantıkla bakarsak bizim bu saatten sonra yazdıklarımız çöp…
Ama…
Ama bir de kamu vicdanı var 
Dimi !
İşte bizim bugün burada kaleme aldıklarımız kamu vicdanının sesidir…
Yoksa bizde biliyoruz ki bu yazdıklarımızdan bir cacık olmaz…
Yoksa bizde biliyoruz Serdivan’da hizmete giren Cadde 54 “ben yaptım oldu” ürünü olduğunu…

*

Raif Ugan yazmış…
Demiş ki “Cadde 54 de o mağaza var, bu ünlü marka var, zerre umurumda değil” 
Raif Ugan doğru yazmış…
Elbette ünlü mağazaların yapılanlar, yazılanlar umurunda olmaz…
Elbette ünlü mağazalar ne kadar ürün sattığını düşünür…
Elbette ünlü mağazalar Serdivan Stadyumu’nun üzerine dikilen beton yığınını düşünmez…
Bunları bizde biliyoruz...
Daha sayayım mı!

*

Elbette ünlü markalar Serdivan Belediyesi tarafından zamanında yapılan o büyük çocuk parkını bilmez…
Elbette ünlü markalar Serdivan Belediyesi tarafından yapılan o büyük çocuk parkında Ramazan geceleri halkın kaynaştığı ‘Ramazan Gecelerini’ bilmez…
Elbette o ünlü markalar 2 katlı denilen alana 6 katlı AVM dikildiğini bilmez…
Elbette o ünlü markalar ilk proje açıklanırken adını içinden geçen caddeden alan Cadde 54 tamamlandığında içinden bisiklet yolu bile geçmediğini bilmez…
Ne bilsinler ki!

*

Daha da sayayım mı!
Elbette o ünlü markalar Cadde 54 yanında inşaatı süren Hilton Otel otopark için yerin altına 3 kat girerken, Cadde 54’te masraftan kaçıldığı için yerin altına bir kat inildiğini bilmez…
Elbette ünlü markalar Cadde 54 otoparka önem vermediği için önüne park edilen araçlar yüzünden her gün orada trafiğin sıkıştığını bilmez…
O ünlü markalar var yaa…
Cadde 54 önünde sıkışan trafik nedeniyle araç sürücülerinin isyan ettiğini, Adapazarı’nda sokak aralarına park eden araç sürücülerine polislerin ceza yazarken, Cadde 54 önüne park edilenlere ses çıkartılmadığını hiç bilmez…

*

Biraz daha sayayım mı!
Yoksa sıkıldınız mı!
Serdivan’ın kalbindeki bu alana Millet Bahçesi yapılsaydı Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın ilçeye kazandırdığı bütün eserleri taçlandırmış olacağını ünlü markalar bilmez…
O ünlü markalar var yaa…
Cadde 54’ün şu haliyle Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın bu güne kadar yaptığı bütün eserlerine gölge düşürdüğünü de bilmez…
O ünlü markalar bakar işine…
Gün sonu bilanço ne!
Kar mı, zarar mı!
Adamlar buna bakar…

*

Ama ben Sakarya çocuğuyum cik cik…
Yukarıda saydığım bütün bu olumsuzluklara bakarım…
Hepsini yazarım…
O ünlü markalar işler kötü giderse bu kentten çeker gider ama ben bu topraklarda doğdum…
Bu topraklarda yaşıyorum…
Bu topraklarda çocuklarım doğdu…
Bu topraklarda İnşallah ölecem…
Tıpkı babam gibi…
Tıpkı dedem gibi..
Tıpkı babaannem gibi…
Tıpkı annem gibi…
Bu kent benim baba ocağım…

*

Ve Raif Ugan…
O ünlü markalar senin Sakaryalı olmadığını da bilmez…
Senin evini Sakarya’ya taşımadığını da bilmez…
Bir gün ki İnşallah böyle bir şey olmaz ama bir gün senin işlerin bozulursa bu kentten gideceğini de bilmez…
Dolayısıyla köşe yazarken verdiğin örnekler veya ortaya koyduğun düşünceler mantıkla örtüşsün…

*
Bugünlük bu kadar sana yeter…
Bu arada cik cik…
Köşe yazılarının altına “Raif Ugan yazdı.” diye not düşüyorsun ya…
Hani sonuna tek nokta koyuyorsun…
Hani benim gibi üç nokta değil, tek nokta koyuyorsun…
Hoşuma gitti…
Bende koyayım bari…
Hüseyin Cumalı koydu. 

-----------------

Devam edecek…