Elazığ’da meydana gelen deprem ile ilgili haberler can sıkıcı ve üzücü olduğu için bende büyük bir travma yaratan 1999 depremi aklıma geldi. Çok sevdiğim abimi kaybetmiştim. Binlerce insan enkazlar altında can vermişti. Umarım Elazığ’da can kayıpları az olur. Sivil toplum örgütleri, AFAD, TSK, Kızılay gibi kurum ve kuruluşlar çok hızlı ve etkin bir şekilde  müdahale ediyor. Yaralar sarılmaya çalışılıyor. Allah yardımcıları olsun..

***

İdarenin deprem nedeniyle meydana gelen ölümlerde kusuru var mı peki? Bu konu yargı yerlerini oldukça uğraştıracak bir konudur. Planların yapılmaması, yapılan planlamaya uyulmaması, Deprem Yönetmeliği’nin gereklerinin göz önünde tutulmaması, denetimlerin yapılmaması, yapı ruhsatlarının aykırı verilmesi, yaptırımların uygulamasından vazgeçilmesi, deprem bölgelerinde yapı stoklarının binaların denetlenmemesi sorumluluk hukukunda nedensellik bağını kıran depremi mücbir sebep olarak kabul etmeyi engellemektedir.

***

Mücbir sebep nedenin zaman içindeki gelişmeler ve teknoloji sonucu değişmesi deprem gibi riskleri "atipik riziko" olmaktan çıkarmıştır. Zira, meteorolojik ve teknolojik vs. raporlarla (Fay hatları haritası) risk ortaya konmakta, ancak tedbirlerin alınmaması nedeniyle zararın oluşumu engellenememektedir.

Mücbir sebep yoluyla kamu gücünün sorumluluğunun gittikçe sınırlanmasının yerini günümüzdeki teknolojik gelişmeler sayesinde "öngöremezlik" ve "önlenemezlik" ölçülerinin daraltılmasına bırakmalıdır.


***

Deprem olabilecek alanlar bilinmektedir. Riskli binalar tespit edilip yapı stokun da kayıt altındadır. Yani idare için öngöremezlik ve önlenemezlik durumu söz konusu değildir. "idarenin yükselen standardı " deyimi, idarenin kusursuz sorumluluk ilkesi arkasına saklanmayıp standartlarını yükseltmesini sağlama zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır .Yani idare deprem riski olan bölgelerdeki yapı stoklarını inceleyip riskli yapılar ile ilgili gerekeli önlemleri alarak 2020 yılında idarenin yükselen standardını göstermeliydi.

***

1960’lı yıllarda Fransız Danıştay’ı çığ bölgelerinde ‘çığ kıran’ yapmayan Fransız devletini ve o yıllarda Fransız devletinin KUDRETİNİ de (idarenin yükselen standardı) nazara alarak tazminat ödemeye mahkum etmiştir. 1999 depreminden sonra Türk idari Yargısı da idareyi kusurlu bulup idareyi tazminat ödemeye mahkum etmiştir. Ne yazık ki 2020 yılında idarenin yükselen standardı karşısında meydana gelen deprem sonrasında oluşan ölümler nedeniyle idare kusurludur.


***

1999 yılından sonra oluşturulan DASK ise bu kusuru örtecek bir enstrüman olarak ortaya çıkmıştır. İdarenin yükselen standardını görmek dileği ile….