Aşk, duygu yoğunluğu evresi
Kişi bu dönemde yoğun duygulara sahiptir ve mantığını kullanamaz. Aşırı zeki insanlar dahi aşk evresinde salgılanan hormonlardan dolayı mantıksız şeyler yapabilir, doğru kararlar veremeyebilir, aptal davranışlarda bulunabilir duygularıyla hareket ettiği için. Senin gibi akıllı biri nasıl böyle mantıksız şeyler yapabiliyor aklım almıyor, görmüyor musun, duymuyor musun, fark etmiyor musun, sana inanamıyorum, bu sen misin kelime kalıpları bu dönemde karşınızdaki insanlardan sık sık dile gelir. Kişi bu dönemde fazla hassastır. İki tarafında birbirine olan yoğun duyguları nedeniyle çiftler bu evrede aşırı kıskançlık, aşırı ilgi, aşırı üzerine düşme gibi eğilimler gösterebilir. Bu geçici bir dönemdir; ortalama bir sene boyunca devam eden bir süreç…

Çatışma, farkındalık evresi…
Genelde ilişkilerin en riskli evresidir. Birinci evreyi atlatan birçok çift bu dönemi aşmakta zorlanabilir. Ayrılıkların en yoğun olduğu dönemdir. Bu dönemde duygu yoğunluğu azalır, salgılanan hormon düzeyi normal seyrine gelir. Ve kişi mantığını daha iyi kullanmaya başlar. Bana uygun mu, beni seviyor mu, birlikte hayat sürdürebilir miyim diyerek kendini sorgulamaya başlar. Eğrisini doğrusunu düşünür. Duygu yoğunluğu evresinde görmediği tüm hataları, tüm kötü davranışları fark etmeye başlar. Önceden böyle değildin, seni tanıyamamışım kelime kalıpları bu dönemde sıklıkla kullanılır. Kişi daha mantıklı adımlar atar. Görüş açısını genişletir. Sınırlarını karşı tarafa daha rahat çizer. Bir nevi birbirini en iyi tanıma dönemidir. Bu dönem kavgalar rövanşta olur. Hele ki çiftlerin karakter ve kişiliklerinde birbiriyle uyumu yoksa… Ayrı dünyaların insanları bu evrede ayrılırlar. Ortalama bir sene süren bir zaman dilimidir. Çiftlerin ikinci evreyi aştıktan sonra evlenmeleri en sağlıklı olanıdır. İlk yıllarda duygu yoğunluğuyla evlenmeye karar verebilir çiftler. Fakat çatışma evresinde boşanma oranı fazlasıyla yüksektir. Boşanma olmasa dahi diğer dönemleri etkileyecek tahribat alabilir birliktelikleri. Bu dönemi farkındalıklarını açarak, daha anlayışlı davranıp, hoşgörü ve bağlılıkla tabi ki de aşabilir çiftler.

İlişkinin tekdüze evresi…
Bu dönemde çiftler birbirine iyiden iyiye alışmıştır. Dikkat edilmesi gereken önemli nokta ilişkideki heyecan ve arzuyu yitirmemektir. Bu evrede evliliğe adım atılmış olunsa dahi, ki en ideal olan budur, sıradanlığa izin verilmemelidir. Cinsel hayatta olsun veya sosyal hayatta farklılıklara yer verilmelidir. Farklı planlar yapmak, farklı aktivitelerde bulunmak, tatil, farklı ortamlarda olmak, farklı fikirler çiftlerin ilişkinin heyecan dengesini ayakta tutmasına yardımcı olacaktır. Aradaki aşk ve arzunun, ilginin, cazibenin bu dönemde devamlılığını sağlamak, rutinlikle kaybedilmesine müsamaha göstermemek gerekir. Şayet bunu başarabilirseler çiftler, bu dönemi hakkıyla geçerseler ilişkinin temelini tamamıyla sağlamlaştırmış olurlar.

Bağlılık evresi…
İlişkinin en rahat en huzur dolu evresidir. Çiftler diğer evreleri başarıyla geçmişseler bu dönemde birbirlerine olan sevgileri artar. Kabul başlar; kişi partnerini olduğu gibi kabul eder. Hal ve hareketlerine fazla takılmaz. Hoşgörü ve anlayış daha çok olur. Kişi, partneri nerede ne yapar, nasıl davranır çok iyi bilir ve verdiği tepki azalır. Güven duygusu sağlamlaşır. Çiftler birbirini benimsemeye başlar. Biz olunmuştur. Bir ilişki dördüncü evrede kolay kolay sarsıntıya uğramaz. Bu dönem ilişkinin dördüncü senesi ve altıncı senesi arasındaki dönemdir.

Altıncı senenin sonunda bir ilişki tüm evrelerini tamamlar.

Sevgilerimle…

Mail: [email protected]