Yerüstünde veya yeraltında gerçekleştirilmesi fark etmeksizin kazı, yarma doldurma, hafriyat, inşa gibi çeşitli inşaat ve mühendislik işlerinin yürütüldüğü işler, yapı/inşaat işleri olarak ifade edilmektedir.
Sektörde yaşanan iş kazaları dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemiz için de büyük sorunlar teşkil ediyor. Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre inşaat sektörü ülkemizde en çok iş kazasının yaşandığı sektörlerden biridir ve iş kazalarına bağlı can kayıpları dikkate alındığında ise sektör, tüm sektörler içerisinde ilk sırada yer alarak başı çekmektedir. İnşaat sektöründe işyeri ve çalışan sayılarında yaşanan artış meydana gelen iş kazaları sonucunda her yıl çok sayıda çalışan yaralanmakta ve hayatını kaybetmektedir. SGK istatistiklerine göre 2017 yılında ülkemizde 359.653 iş kazası gerçekleşmiş olup bu kazaların 62.802'si (% 17,5) inşaat sektöründe meydana gelmiştir. İş kazaları sonucunda tüm sektörlerde meydana gelen 1.633 ölümün ise 587'si (%36) inşaat sektöründe gerçekleştiği görülmektedir. Âdeta inşaat yaparken bir yandan da mezarlık inşa ediyor gibiyiz! Biz bu satırları yazarken bile İstanbul’da bir inşaat alanında bulunan çalışanın telefon görüşmesi yaptığı esnada kafasına taş düşmesi neticesinde yaşamını yitirdiğini yazılı, görsel ve sosyal medya aracılığı ile öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
İnşaat sektörü başlı başına iş kazalarının yaşanma ihtimalinin en üst seviyelerde olduğu birer riskler bütünüyken, bizler hala inşaatlarda baret kullanılması gerektiğini, hala kaza geçiren kişinin başında bareti olsaydı belki de yaşamını yitirmeyeceğini konuşuyorsak vay halimize. Bir inşaat alanına giriliyor ise çalışanın, kişinin başında baret olmadan girilmeyeceği işverenler, çalışanlar, hatta 10 yaşındaki çocuk tarafından da bilinen bir kaide olmak zorunda. Bu gün Milli Eğitim’e bağlı çalışan öğretmenler nasıl ki okula giderken belirli kılık kıyafet kuralları çerçevesinde giyinip gidiyorsa, ‘ben bu gün şort giyip okula gideceğim’ diyemiyorsa, bu minvalde düşünerek diyorum ki; inşaatta da baret olmadan çalışamaz, çalıştırılmaz. Çalışanlar da, yapılan işe istinaden ‘kılık kıyafet’ kurallarına uymak zorunda. Yine çalışanlar, kullanılması, giyilmesi gereken baretse baret, tam vücut emniyet kemeri ise tam vücut emniyet kemeri, yaşam halatı ise yaşam halatı, iş ayakkabısı ise iş ayakkabısı olmadan yapacağı işe başlayamaz, başlatılamazlar, o çalışma alanında bulunamaz, bulundurulamazlar. Bunu net bir kural olarak beyinlere kazıyabilmiş olsaydık yaşanan iş kazasının sonucu bu kadar ağır olmazdı.
Daha önce ki yazılarımda da belirttiğim gibi iş güvenliği kültürünü zihinlere kazımadan, oturtmadan işimiz çok zor. İş güvenliği kültürünün oturması anlık konuşacak olursam ülkemizde daha çok zaman alacağa benziyor. İnşaat alanlarının mezarlıklara dönüşmemesi adına, gerçekten de lafta kalmayacak şekilde ‘önce iş güvenliği’ denilerek hareket edilmesi ümidiyle…
Ufuk DURSUNOĞLU
İş Güvenliği Uzmanı –İlk Yardım eğitmeni
Saygılarımla..