3 Temmuz 2020 tarihinde Sakarya’nın Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasında patlama yaşanmış ve yedi çalışan hayatını kaybederken yüzün üzerinde çalışanda yaralanmıştı. Tekrardan hayatını kaybeden çalışanlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve yaralı çalışanlarında eski sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum.

Öncelikle bu işi yapan kişiler İSG uzmanı değil; İGU yani iş güvenliği uzmanıdır. Bir defa bu ayrımı özellikle bu işi yapan iş güvenliği uzmanı arkadaşların yapması gerektiğini belirtmek isterim. Gerçi devletimizin en üst kademeleri dahi İSG uzmanı, iş sağlığı uzmanı gibi terimleri kullanarak bazı şeyleri ifade etmeye kalktığını düşününce, iş güvenliği uzmanı arkadaşların bu ayrımı yapamıyor olması çok abes gelmiyor artık bana!

Havai fişek fabrikasında yaşanan patlamaya ilişkin görülmeye başlanan mahkemeye istinaden bir çok iş güvenliği uzmanı olan kişilerin paylaşımlarına baktığımda, iş güvenliği uzmanına yaptırım gücü, iş güvenliği uzmanına işi durdurma yetkisinin verilmesi gerektiği düşüncelerinin, hayretle belirterek revaçta olduğunu gördüm. Şimdi soruyorum; bugün yaptırım gücü, işi durdurma yetkisi olmadığı, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu iş güvenliği uzmanlarını danışman, rehber olarak nitelendirdiği halde bir iş kazası durumunda iş güvenliği uzmanına sorumluluk yükleyip dünya kadar zırvalıklar ile iş güvenliği uzmanlarını mağdur eden bu sistem, işi durdurma yetkisi, yaptırım gücü verildiğinde size neler yapmaz!!! İş güvenliği uzmanları ‘DENETİM’ yapan vasıfta kişiler olmadıkları için yaptırım güçleri yok çünkü iş güvenliği uzmanları çevre danışmanları gibi tehlikeli madde güvenlik danışmanları gibi birer danışmanlardır. Danışman kelimesinin anlamına bakacak olursanız ‘bir konu üzerinde düşüncesine, bilgisine, yol göstericiliğine başvurulan, danışılan kimse’ olarak göreceksiniz. Hava fişek fabrikasında iş güvenliği uzmanı olarak görev yapan Aslı Hanım’ın ifadesine baktığımızda kendisine bırakın danışılmasını, bilakis iş yapmasını engelleyici nitelikte hareket edildiği görülmekte. Gerçi yine ifadelere baktığımızda ‘iş güvenliği uzmanı ne bilir biz yıllardır bu işi böyle yapıyoruz’ şeklinde beyanları görüyor olmak zaten iş güvenliği uzmanına bırakın danışılmayı söylediklerinin umursanmadığı anlaşılıyor.

Yine kaleme almadan geçemeyeceğim. Pandemi dönemi içerisinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı ‘iş güvenliği uzmanlarımızı seferber ettik’ diyerek sözüm ona pandemi ile mücadelede kendisinin de bir şekilde rol aldığını ortaya koyma derdindeyken iş güvenliği uzmanlarınızı hatırladınız da; haksız yere iş güvenliği uzmanlarınız yargılanırken neden sus pus olup köşenize çekiliyorsunuz. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü sizler de iş güvenliği uzmanlarının sorunlarını bırakın dile getirmeyi, görmezden gelip her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranıyorsunuz ya gerçekten akıl alır gibi değil. Kalkıp iki kelam edip de iş güvenliği uzmanlarınızın arkasında olduğunuzu gösterseniz çok şık olurdu vesselam.

Unutmayın; iş güvenliği uzmanlarına yaptırım gücü, yetki istemek, devlete bağlı olarak bu işi ifa etmeye devam etmesini söylemek bu meslek için sorunun çözümünden ziyade sorunun daha da derinleşmesine sebebiyet verecektir. Sorunun çözümü ise çok basit; bu mesleğin yapılabilmesi için mutlaka ama mutlaka hukuki anlamda alt yapı net olarak oluşturulmalı. Belki kanun değişikliği, kanun maddelerinde değişiklikler yapılmalı ve danışman olan yetki verilmeyen iş güvenliği uzmanları güvence altına alınmalıdır.

Daha önce de söylemiştim yine söylüyorum; iş güvenliği uzmanları işveren değil, çalışandır. Karar veren değil, yönlendirendir. Yaptırım gücü olmayan kişileri nasıl yargılayabilirsiniz?

Ufuk DURSUNOĞLU

İş Güvenliği Uzmanı –İlk Yardım eğitmeni