Sakarya Gazeteciler Birliği Derneği Başkanı ve Yeni Sakarya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Zeki Aydıntepe ile son günlerde fikir çatışması yaşıyoruz. Herkes “Yapma” diyor. Yapma diyenler kervanının başını çeken gazeteci Zafer Tokuş ise sosyal medya hesabından masal anlatıyor. Ama aynı masalcı Zafer Tokuş yıllardır bu kentte millete yapmadığı kalmadı. Yazmadığı kalmadı. Herkes “yapma” dediği zaman “işimi yapıyorum” diye kendini savundu...

*

Gazeteci Zafer Tokuş bu kentte yaşlı-genç, vali-başkan, zengin-fakir yazınca işini yapıyor. Ben Zeki Aydıntepe’yi kaleme alınca “Yapma” ile başlayıp “Ölürse vicdan azabı çekersin” ile bitiriyor. Bir ölüm var ise ki var. Bu bir tek Zeki Aydıntepe’ye değil, hepimize var. Bunun genci yaşlısı, saati dakikası yok. Ayrıca gazeteci Zafer Tokuş, Gazeteci Zeki Aydıntepe, bu kentteki çok bilen gazete patronları ve bu kentteki bütün gazeteciler herkesi yazarken sıkıntı yok. Ama biri onları yazınca “Yapma” oluyor. Siz daha durun. İnlerinize giricem inlerinize...

*

Klasik “Yazı dizimizin ilk bölümlerini kaçıranlar buradan okuyabilir” dedikten sonra şimdi şu Zeki Aydıntepe’nin “Cumalı ve yanlışta ısrar” köşe yazısına devam edelim. TOKİ’nin Sakarya’da yapacağı bin konuttan 159’nu “gazeteciler sitesi” için alan ve geriye kalan 841 konut için 12 bin 400 kişi arasında kura çekilmesine aldırmayan, “gazetecileri çekilişsiz kurasız ev sahibi yapıyorum” diyerek bu kentte kasılan Başkan Zeki Aydıntepe, “Bununla ve burada kalmayıp, yine bu şehrin yegane akredite ve güçlü kuruluşu Sakarya Gazeteciler Birliği üyeleri yanında, kendisi gibi internetçilerin de her zaman istifade edeceği bir tesisin de yapılmasına, yine aynı tarzda ve anlayışla karşı çıkıyor” diye yazdı...

*

Bana ‘gazeteci’ yerine ısrarla ‘internetçi’ yaftası yapıştırmaya çalışan Zeki Aydıntepe, “Sırtındaki bir sürü etik olmayan yanlışı atıp bir kenara Engin Arapoğlu efendiliğinden olacak, onu bu yaklaşımlarıyla baş başa bırakıp, gereken cevapları verse de bildiğini okumaya devam ediyor. 
Neymiş efendim!
“Gazetecilere konut yapımı etik değilmiş!”
“Halkın hakkı gasp ediliyormuş…”
Bak Hüseyin, bu işi sulandırma” diyerek köşe yazısına devam etti...
Şimdi burada bir es verelim...

*

Hadi biz internetçi olalım, yazdıkları çizdikleri ortada olan Zeki Aydıntepe bu kentte gazeteci olsun. Tamam olsun ama Aydıntepe’nin isterseniz şu “yine bu şehrin yegane akredite ve güçlü kuruluşu Sakarya Gazeteciler Birliği üyeleri yanında, kendisi gibi internetçilerin de her zaman istifade edeceği bir tesisin de yapılmasına, yine aynı tarzda ve anlayışla karşı çıkıyor” sözleri biraz açalım! Nedir bu tesis meselesi! Mevzu ne! Mevzu bunlar yine gazetecilik imkanlarını kullanıp, kendilerine tesis yaptırmak. Tek kelimeyle hakka girmek...

*

Bunlar var ya bunlar, Sakarya Gazeteciler Birliği Derneği olarak bu kentte bir tek TOKİ’nin Sakarya’da yapacağı bin konuttan gazetecilik forsunu kullanarak 159 konutu çekilişsiz kurasız almakla kalmadılar. Bin konuttan 159’u kendilerine alıp, geriye kalan 841 konut için 12 bin 400 kişi için kura çekilmesini vicdanlarına sığdırmakla da kalmadılar. Bir de Adapazarı Donatım Park’ta kendi dernekleri için bina almaya kalktılar. Tabiiiii...

*

Düşünün. Ama iyi düşünün. Hatta “Cumalı amma çektirdin bee, yine çok çektiriyorsun. Bir konuya çok uzatıyorsun” diyenler de iyi ama çok iyi düşünsün. Bu kentte yüzlerce dernek var. Kamu statüsünde olan dernekler var. Bütün bu dernekler dururken, Sakarya Büyükşehir Belediyesi bunlara Adapazarı Donatım Park’ta yer verecek. Kesmedi bir de bina yapacak. Bu binada istedikleri kadar oturacaklar. 
Neden! 
Niye! 
Niçin! 
Bunca dernek ve özellikle de kamu statüsündeki dernek var iken neden Sakarya Gazeteciler Birliği Derneği’ne bu imkan tanınsın!

*

Gazeteci oldukları için mi! Herkes masal okuyor. Yok efendim gazetecilerin geliri mi var! Yok efendim gazeteciler kamu adına görev yapıyor! Doğru, ne gelirimiz var, ne paramız var. Kamu adına da görev yapıyoruz. Bunlar doğru ama bu kentte en dürüst olması gereken toplulukta biz olmamız gerekmiyor mu! Gazeteciler kamu adına görev yaparken dernekleri de mi yapıyor! Öyleyse devlet bu dernekleri neden kamu statüsüne almıyor! 

*

Ayrıca hadi hepimizin 3-5 imtiyazlı işi olsun. Diyelim ki işlerimiz çok yoğun olduğu için bazı alanlarda sıra beklemeyelim.  Bu yazdıklarıma da vatandaş tepki gösterebilir ama bunlar oluyor. Hatta yalan yok, bende yapıyorum. Ama bu imtiyazın bir boyutu olmalı! Ramazan ayında 12 bin 400 kişinin önüne geçip iki pide alırsa ‘neyse’ deriz. Ama 12 bin 400 kişinin önüne geçip konut almaya kalkarsan, adama “O kadar da değil. Hakkımız haram olsun” derler...

*

Gazetecisiniz diye Adapazarı Donatım Park’ta dayalı döşeli yer, Sakarya Gazeteciler Birliği Derneği’ne verilecek. Gazetecisiniz diye TOKİ’nin Sakarya’da yapacağı konutlardan alabilmek için 12 bin 400 kişi çekiliş ve kuraya girerken, Sakarya Gazeteciler Birliği Derneği üyelerine çekilişsiz ve kurasız o konutlardan alacak... Bunları yazan Hüseyin Cumalı “şerefsiz” olacak. Ama bu imkanları kullananlar bu kentte “kralız” edasıyla gezecek. 

*

Bunları yazdığımız için Başkan Zeki Aydıntepe bana ve benim gibi düşünenlere “aciz” diye yazacak. Biz de “yaşlıdır”, “meslek büyüğümüzdür”, “Aman gazeteci Zafer Tokuş kızmasın”, “ Aman kavga çıkmasın”, “Aman konut işi bozulursa bu kentte hain ilan ediliriz” diye susacağız. Eve giderken saçak altından ‘pıs pıs’ gideceğiz...

*

Böyle mi olacak!
Biz susacağız, siz kral olacaksınız...
İsterseniz etekte giyelim...
Şöyle mini etek, yada tercihe göre kloş etek giyeyim...
İyi mi böyle!
Heeee...
Hazır keyfiniz gelmiş...
Hazır krallığınızı da ilan etmişsiniz...
İsterseniz bir de öpücük verelim...
Heeee...
İster misiniz!
Şöyle alt dudaktan bir Fransız öpücüğü de vereyim mi!
İçinizde benden öpücük isteyeniniz de var mı!
Heeee...

*

Soruyorum...
Kralsınız yaaa...
Her istediğinizi “gazeteciyiz” diye yaptırıyorsunuz yaa...
Biz “internetçiyiz” yaaa...
Siz yazılamazsınız yaaa...
Sizi kimse bu kentte eleştirilmez yaaa..
Utanmayın...
Öpücük isteyen olursa size bir “Alo” kadar yakınım...

*

Şunlara bak şunlara..
Kentin Fil Dişi Kulelerine oturup, krallıklarını ilan etmişler...
Sizi gidi işbirlikçiler sizi...
Ama durun, alayınızla işim bitmedi...

*

Devam edecek...