Olmayan, olmayacak olan  "kabir sual ve azabı"nın varlığını ileri sürenlerin delil gösterdikleri birkaç ayetten ilkini bir önceki yazımızda izah ettik
 Kabirde sorgulanmaya delil gösterdikleri ikinci ayet ise:
يُثَبِّتُ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ وَيُضِلُّ اللّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللّهُ مَا يَشَاء
"Allah Teâlâ sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar (destekler). Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar." (İbrahim:27)
Bazı âlimler maalesef, dünya hayatı kabir, ahiret hayatı da ahiret hayatıdır diyorlar. Peki Kuran da 100 den fazla yerde bu dünya hayatı için kullanılan "el-hayatüddünya" kelimesini ne yapacaksınız?
"el-hayatüddünya" dünya hayatı tamlamasını başka bir hayat için kullanmak ayetin anlamıyla oynamak demektir.
Böyle olunca da güya Peygamberimize isnat edilen rivayetlerle de Allah kabirde bu insanları destekler gibi manalar verilmektedir.
Ayette, dünya ve ahiret hayatının dışında üçüncü bir hayattan söz edilmiyor.
Üçüncü bir hayata dair en ufak bir delil, işaret olmamasına rağmen bu ayeti kabir hayatı diye delil olarak kullanıyorlar.
İbrahim süresinin 24-26.ayetlerine bakmadan 27.ayete bakarsanız böyle olur.
Berzah Alemi için sundukları 3.ayet de şu:
وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنَ الْعَذَابِ الْأَدْنَى دُونَ الْعَذَابِ الْأَكْبَرِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
"En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız; olur ki (imana) dönerler." (Secde:21)
İbn Receb, kabir azabı ile ilgili müstekıl bir kitap yazmış.
Kabir azabının Kurandan delilleri diye bu ayeti ilk delil olarak saymış.
Büyük azaptan önce yakın azap diye söylenen azabı kabir azabı olarak yorumluyorlar.
Tamam da ayetin devamında لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ "gerçeğe geri dönsünler" için bu azabın tattırılacağı açıkça ifade edilmektedir.
Kuranda buna benzer ayetler vardır.

Bunlardan birisi de:
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
"İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler." (Rum:41)
Dönsünler diye dünyevi bir azap tattırılıyor.
Bu dönme dünyada olur.
Kabirde dönme olabilir mi?
Gerçek bu kadar açık olduğu halde bu ayeti BERZAH ALEMİ ne delil getiriyorlar.

Başka delilleri de var:
قَالُوا رَبَّنَا أَمَتَّنَا اثْنَتَيْنِ وَأَحْيَيْتَنَا اثْنَتَيْنِ فَاعْتَرَفْنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلْ إِلَى خُرُوجٍ مِّن سَبِيلٍ
"Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? Derler." (Mümin:11)

Diyorlar ki, iki ölüm ve iki diriltmekten biri kabirle alakalıdır.
İnsan bir defa dünya da bir defa kabirde ölüyor diyorlar.
Ölüm de aynı, hem bu dünyada hem kabirde ölünüyor diyorlar.
Ölüm ve hayatla alakalı bütün ayetlere bakmadan bir ayeti delil alıyor ve içini istedikleri gibi dolduruyorlar.
Bu ayeti anlamak için diğer ayetlere ihtiyaç var:
1 - Bakara:28
كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَكُنتُمْ أَمْوَاتاً فَأَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
"Siz cansız iken (yok iken)size can veren Allah'ı nasıl inkâr edersiniz? Sonra sizi öldürecek, tekrar sizi diriltecek ve sonunda O'na döndürüleceksiniz."
Ayetteki YOKLUK manasına ÖLÜM manası verince işleri karıştırdılar.
2 - Mülk:2
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
"O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü (yokluğu) ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır." 
أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ
إِلَّا مَوْتَتَنَا الْأُولَى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ
"Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz?" (Saffat:58-59)
Burada Birinci ölümden kasıt dünya hayatındaki ölümdür.
Bununla ilgili başka ayetlerde var ama ayetlerde kastedilen iki hayatın biri dünya biri ahiret hayatı olup üçüncü bir hayattan (berzah hayatı) bahsedilmediğine bu kadar ayet herhalde yeterli olacaktır.
Böyle olmasına rağmen eklerle dolu (gelen ek) dinde kabir suali, iman konusu haline getirilmiştir maalesef.

KABİR AZABI VAR (MIŞ)
مِمَّنْ حَوْلَكُم مِّنَ ٱلْأَعْرَابِ مُنَٰفِقُونَ ۖ وَمِنْ أَهْلِ ٱلْمَدِينَةِ ۖ مَرَدُوا۟ عَلَى ٱلنِّفَاقِ لَا تَعْلَمُهُمْ ۖ نَحْنُ نَعْلَمُهُمْ ۚ سَنُعَذِّبُهُم مَّرَّتَيْنِ ثُمَّ يُرَدُّونَ إِلَىٰ عَذَابٍ عَظِيمٍ
"Çevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir."/Tevbe 101
Allah dine ait herşeyi açık  seçik Kuranda anlatmıştır.
Diriliş, Allaha sevk, toplanma, hesap verme, değerlendirilme, cennet veya cehenneme sevk olma hadiselerinin mahşer günü olacağını Allah  Teala Kuranın çeşitli ayetlerinde bahseder.
Kulların bile hakimler tarafından veya polis maharetiyle yargısız infazı  bizler ve medeni dünya kabul etmezken, nasıl oluyor da Yargısız İnfazı Allaha yakıştırıyorlar, bunu aklı yerinde olanın anlaması kolay olamaz.
Neymiş, yukarıdaki ayet delil gösterilerek kabirde azab  olacağını ileri sürüyorlar.
Üstelik adları da hoş olmayan Münker-Nekir tarafından sorguya çekildiği, topuzlarla dövüldüğü, yılanların hışmına maruz kalıp azab edildiği iddia edilir maalesef.
İnsan Allahtan biraz dahi olsa haya etmesi gerekmez mi ?
Kabirde azab olmuş olsaydı Allah bunu açıklamaz mıydı?
Yoksa Allah bunu Kuranda haşa açıklamayı unuttumu?
Kayıt dışı dine inananlara göre Allah kuş dili ile konuşmuş sanki.
Ayrıca yine hiç alakası olmayan Mümin süresi 45-46.ayet takla attırılıp kabir azabına delil gösteriliyor,
 Allah'tan haya etmeden. 

 (Devamı bir sonraki yazımızda)