Uzun bir aradan sonra yine klavyenin başına geçip yazı yazıyorum.Hüseyin CUMALİ kardeşimin yeni açmış olduğu Halk54.com sitesinde bende köşe yazmaya devam edeceğim.

Yıllar önce yazdığım yazımı sizlerle yeniden paylaşmak hasıl oldu.

Bugün 10 Ocak çalışan gazeteciler günümüz, öncelikle tüm meslektaşlarımın gününü kutlarım. Meslekte uzunca yıllardır çalışırım ancak yine son zamanlar da meslektaşlarımla ilgili bazı söylemler duyuyorum. Buda beni fazlasıyla üzüyor. Eline fotoğraf makinası ve bir cep telefonu alan herkes ben gazeteciyim demeye başladı. Yok böyle bir şey olamaz da gazetecilik saygın bir meslektir. Oturup kalkmasını, toplum içersinde nasıl davranacağını bilmeyen, yanlı haber yapan ve birilerinin güdümüne girenden gazeteci olmaz ve olamaz da

diyorum.

[ Daha önceki yazımı tekrarlıyorum]

Her zaman söylerim; eğer ki gazetecilik mesleğini kendine meslek edinip, ekmeğini buradan kazanacaksan kalemini satma diye meslektaşlarımı uyarır dururum.
Gazetecilik mesleğine gönül vermiş ve bu işi severek yapan bir çok arkadaşım var. Bu sadece Sakarya ile sınırlı değil. Daha bir çok şehirde ekmeğini bu işten kazanan arkadaşlarım vardır.
Evet bunu bütün açık kalpliliğimle söylüyorum. Üstüne alınan varsa buyursun alsın.
Ben gazetecilik mesleğine ortaokul sıralarında otururken Rahmetli Babam İlhan Uygun'un yanında başladım.
Evet bu şehrin en iyilerinden birisi idi. Ülke genelinde sevilen bir gazeteci idi. Bende onun yüzünü bir gün olsun kara çıkarmadım ve bundan sonrada çıkarmam. Bunu beni tanıyanlar da beni çekemeyen bazı kişilerde çok iyi bilirler.

Gazeteci şantaj yapmaz, rüşvet almaz, en önemlisi kimseyi yapacağı haberle tehdit etmez. Ben bunları babamdan ve üstatlarımdan böyle öğrendim.
Ancak beni üzen asıl olay ise son zamanlarda meslektaşlarım hakkın da yapılan söylentiler ve sözler. Bu söylentiler hiçte şık değil.
Örneğin "Ben gazetecinin maaşını veriyorum. Onun zinciri benim elimde istediğim zaman uzatıp kısaltırım. O bana sormadan tuvalete bile gidemez, ben istediğim her şeyi ona yazdırırım. Onun arabasını ve evini ben aldım..." gibi birilerinin ağzında mesnetsiz sözler dolaşıyor.
Değerli meslektaşlarım lütfen kendinize gelin, bu tür olaylardan uzak durun. Kaleminizi satmayın, yoksa özgür ve dürüst olamazsınız!

Başkalarının yağlı balı sofralarına gidip onlara biat etmeyin. Tabi ki beraber oturup sohbet ve yemek yiyeceksin ama arkandan atıp tutmayanlarla...
Senin hakkında yanlış konuşmayanlar buna dahil değildir.
Ülke genelinde basına olan güven zaten azaldı, bu yüzden az kalan güveni de tamamen yok etmeyelim.